tag:blogger.com,1999:blog-23846507641081629232024-03-05T14:10:40.783+03:00DÜNYA'NIN BÜTÜN GÜZELLİKLERİNİ KEŞFEDİN...Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.comBlogger4855125tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-15881754498410477852023-09-08T16:00:00.001+03:002023-09-08T16:00:00.125+03:00SUDAN (Sudan)<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="300" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d15740321.831165073!2d21.213451712646428!3d15.599553826714292!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x15d91cc41072b195%3A0xd2bf70462a612b37!2sSudan!5e0!3m2!1str!2str!4v1513145039909" style="border: 0;" width="400"></iframe><br />
<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<b><i>SUDAN'IN KONUMU</i></b><br />
<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<b>Sudan'ın Konumu</b><br />
Sudan Kuzey Doğu Afrika'da yer alan bir Afrika devletidir.<br />
Dikdörtgen bir şekle sahip ve Afrika kıtasının yüzölçümü bakımından en büyük 3. ülkesidir.<br />
<div>
<br /></div>
<b>Kuzeyden </b>Mısır,<br />
<b>Doğudan </b>Etyopya ve Kızıldeniz,<br />
<b>Güneyden </b>Güney Sudan<br />
<b>Batıdan </b>Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad ve Libya devletleriyle çevrilidir.<span><a name='more'></a></span><b>Başkent</b>: Hartum (476.218)<br />
<b>Nüfus</b>: 37,2 Milyon<br />
<b>Yüzölçümü</b>: 1.850.000 km2<br />
<b>Devlet Başkanı:</b> Ömer Hassan Ahmed El Beşir<br />
<b>Konuşulan Diller:</b> Arapça, İngilizce<br />
<b>Para Birimi:</b> Sudan Poundu (SP) (1 ABD Doları: 6.66 SP)<br />
<b>GSYİH (Dolar olarak)</b>: 94,3 Milyar ABD Doları<br />
<b>Etnik Yapı:</b> Arap (%70), Beja, Nuba, Fallata kabileleri ve diğer yabancılar<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgAeCRnEyggXNydXBlF2IUq9awfk6YceVLjVwseqBh59iLqAJdQ3WgtY0wY41UVrGIHrTx20GHsTXqjrlNKICm3f_dMFNaMDjz1_OvTNcKEe-OA3cgld3sf1qEFk5z27cKcwL9t5mHxXfp/s1600/Sudan+b%25C3%25B6lgeler+haritas%25C4%25B1.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1334" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgAeCRnEyggXNydXBlF2IUq9awfk6YceVLjVwseqBh59iLqAJdQ3WgtY0wY41UVrGIHrTx20GHsTXqjrlNKICm3f_dMFNaMDjz1_OvTNcKEe-OA3cgld3sf1qEFk5z27cKcwL9t5mHxXfp/s400/Sudan+b%25C3%25B6lgeler+haritas%25C4%25B1.png" width="331" /></a></div>
<b>Sudan'da Dini Durum</b><br />
Kuzey bölgede yaşayan insanların tamamına yakın bir bölümü Müslümandır.<br />
Hemen hemen hepsi Arapça konuşur.<br />
Bunlar çoğu göçebe veya yarı göçebedirler.<br />
Kuş kabilesinin devamı olan Nubianlılar da Müslüman olup Arapça bilirler.<br />
Kendi asıl yerli dillerini ve lehçelerini de konuşurlar.<br />
Bunlar genellikle avcılık, balıkçılık ve hayvancılık yapar.<br />
Sudan'ın kuzey bölgeleri genellikle, Arapça konuşurken güney bölgelerde hakim bir dil yoktur.<br />
Aşağı yukarı 80 lehçe çeşitli bölgelerde konuşulmaktadır.<br />
Güneyin bu insanları iki ana gruba ayrılabilir: Nil Nehri havzasında yaşayan Nilotikler ve diğer bölgelerdeki Nilotik olmayanlar.<br />
Nilotikler esas itibariyle Dinka, Nuer ve Shilluk kabilelerinden meydana gelmiştir.<br />
Dinkalar güneyde kalabalık kabiledir.<br />
Nilotikler, Nilotikçe konuşurlar.<br />
Çoğu Müslümandır.<br />
Çok az bir kısmı Animist ve Hıristiyandır.<br />
Hayvancılık ve tarım yaparlar.<br />
Nilotik olmayanların içinde en kalabalığı Kongo ve Nil havzaları arasında yaşayan Azendelerdir.<br />
Çoğunlukla avcılık ve çiftçilik yaparlar.<br />
Çeşitli Sudan lehçeleri konuşan daha birçok kabile mevcuttur.<br />
Bunlardan batıda, Bahr-el-Gazal'de olan Kreish, Moru ve Bongu kabileleri sayıca en kalabalık olanlarıdır.<br />
Sudan halkının okuma-yazma oranı % 20 civarındadır.<br />
Genç nüfusun yarısı okula devam eder.<br />
Ülkenin öğretim dili Arapçadır.<br />
Ülkede temel eğitim Kur'an-ı Kerim öğreten okullarla yapılır.<br />
Hartum'da bir üniversitede Kahire Üniversitesinin bir fakültesi vardır.<br />
<div>
<br /></div>
<b>Sudan'ın Tarihi</b><br />
<div>
<b><br /></b></div>
Önceleri Nubia diye bilinen Kuzey Sudan bölgesinde, ilk yaşayanlar zenci kabilelerdir.<br />
Bundan sonra 18. yüzyıla kadar (Kush, Makurra, Alva ve Funj gibi çeşitli) Mısırlı kabileler idaresinde kaldı.<br />
<br />
1825-1843 yılları arasında, Osmanlı valileri tarafından yönetildi.<br />
1863 yılında, Mısır Hidivi İsmail Paşa, Sudan topraklarını kontrolü altında tuttu.<br />
<br />
1882-1898 yılları arasında kendini Mehdi ilan eden bir sapığın arkasından giren bir kısım insanların elinde kaldı.<br />
Bu tarihte Anglo-Mısırlıların (Mısırlı İngilizlerin) işgaliyle yönetimi general Horatio Herbert aldı.<br />
1956 yılında ise, bağımsız bir devlet oldu.<br />
<br />
1958'de general İbrahim, askeri bir darbeyle işbaşına geldiyse de 1964'te güney isyanları sonucu çekilmek zorunda kaldı.<br />
1969'da yeni bir askeri darbeyle, başa İhtilal Konseyi geçti.<br />
Fakat hükümeti sivil üyeler kurdu ve başbakan sivildi.<br />
Darbeyi gerçekleştiren general Cafer el-Nümeyri'ye karşı 1972'de yeni bir komünist darbe teşebbüsü olduysa da başarısız kaldı.<br />
Bu arada ülkede çeşitli anlaşmazlıklar baş göstermişti.<br />
1973'te 8 Filistinli gerilla, ABD Savunma Delegesini ve Milli Ateşesini öldürdüler.<br />
<br />
1976 yılında yeni bir ihtilal teşebbüsü bastırıldı ve bunu gizlice destekleyen Libya ile siyasi münasebetler bozuldu.<br />
1981 yılında Libya ile bazı çatışmalar görüldü.<br />
Nümeyri yurtdışında bulunduğu bir zamanda darbe yapılarak iktidardan uzaklaştırıldı.<br />
Askeri yönetim yeni bir anayasa hazırlayarak 1986 Nisanında seçime gitti.<br />
Seçimleri neticesinde hiçbir parti tek başına iktidara gelemediğinden koalisyon hükümeti kuruldu.<br />
Hükumet ülke güneyindeki karışıklıkları sona erdiremedi.<br />
Bunun yanı sıra ekonomik problemlerle sarsılan hükumet 1989'da kansız bir darbeyle devrildi.<br />
Milli Kurtuluş Devrim Komite Konseyi başkanı Tuğgeneral Ömer el-Beşir'in güneydeki asilerle görüşme çabaları netice vermedi.<br />
Ve neticede 9 Temmuz 2011 tarihinde Güney Sudan ülkeden ayrıldı.<br />
Güney Sudan’ın ayrılması münasebetiyle Sudan, petrolün %75’inden ve bu bağlamda ihracat gelirlerinin %90’ından mahrum kalmıştır.<br />
<div>
<br /></div>
<br />
<b>Önemli Siyasi Partiler:</b><br />
<br />
Ulusal Kongre Partisi (NCP), Demokratik Birlik Partisi-Orijinal (DUP-Original), Demokratik Birlik Partisi-El Degair (DUP-El Degair), Federal Ümmet Partisi (FUP), Ümmet Müşterek Liderliği Hareketi, Ümmet Reform Partisi, Özgürlük ve Adalet Partisi (LJP), Ümmet Birlik Partisi, Ümmet Ulusal Partisi (UNP),Ulusal Özgürlük ve Adalet Partisi (NLJP),Ulusal Ribat Partisi, Federal Gerçek Partisi, Halkın Çalışan Güçleri Birliği Anayasa Partisi, Ulusal Reform Partisi, Doğunun Adalet ve Özgürlük Partisi, Birleşik Kuzey ve Güney Funji Partisi, Ben Sudan Partisi, Halkın Hareketi Partisi, Özgür Aslanlar Hareketi<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtM1jiFxAd7iiQllWVw2TTUyErA9DPJXtvUka7WHGI8JE1kiNXAsJB7QOzMEzQZYMNUitcS3i5bB13djCZrxFsLtfYEUd8gwi55MJRgsVULgKxlm5gNhZRjMQZWdTZ0VYTyKMF6vDNC8ho/s1600/Sudan+Petrol+B%25C3%25B6lgeleri.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="303" data-original-width="450" height="268" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtM1jiFxAd7iiQllWVw2TTUyErA9DPJXtvUka7WHGI8JE1kiNXAsJB7QOzMEzQZYMNUitcS3i5bB13djCZrxFsLtfYEUd8gwi55MJRgsVULgKxlm5gNhZRjMQZWdTZ0VYTyKMF6vDNC8ho/s400/Sudan+Petrol+B%25C3%25B6lgeleri.png" width="400" /></a></div>
<b>Üyesi Olduğu Uluslararası Kuruluşlar:</b><br />
<br />
Birleşmiş Milletler (BM) ve BM çatısı altındaki diğer örgütler,<br />
Afrika Birliği (AfB),<br />
Arap Ligi<br />
İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC),<br />
Afrika Kalkınma Bankası (AfDB),<br />
Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD),<br />
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO),<br />
Uluslararası Para Fonu (IMF), Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı (COMESA),<br />
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), G-77,<br />
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA),<br />
Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD),<br />
Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO),<br />
Uluslararası Kızılhaç Örgütü (ICRM),<br />
Dünya Ticaret Örgütü (WTO (gözlemci))<br />
<br />
<br />
<b>Türkiye - Sudan Siyasi İlişkileri</b><br />
<br />
Türkiye, 1 Ocak 1956 tarihinde bağımsızlığını kazanan Sudan’ı ilk tanıyan ülkeler arasında yer almış ve Hartum Büyükelçiliğimiz 1 Ocak 1957 tarihinde faaliyete geçmiştir.<br />
Sudan’ın Ankara Büyükelçiliği ise 14 Eylül 2009’da açılmıştır.<br />
<br />
Ülkemiz ile Sudan arasındaki siyasi ilişkiler mükemmel düzeyde seyretmekte olup, uluslararası örgütler ve platformlardaki işbirliğimiz yoğun olarak sürdürülmektedir.<br />
Sudan, halen Afrika’daki en kapsamlı ilişki ve işbirliğine sahip olduğumuz başlıca ülkelerden biridir.<br />
<br />
Türkiye ile Sudan arasında karşılıklı olarak gerçekleştirilen birçok üst düzey ziyaret ve bu ziyaretler vesilesiyle imzalanan çeşitli işbirliği anlaşmaları başta tarım, sağlık, güvenlik ve eğitim alanları olmak üzere, birçok alanda iki ülke ilişkilerinin gelişmesi için önemli zemin hazırlamıştır.<br />
<br />
Sudan Dışişleri Bakanı İbrahim Ghandour’un 26 Ekim 2016 tarihinde ülkemize gerçekleştirdiği ziyaret gündemimizdeki ikili konuların takibi ve bölgesel konularda görüş alışverişinde bulunulması açısından yararlı olmuştur.<br />
<br />
Sudan ile ülkemiz arasında var olan ekonomik ilişkilerin önemli bir ayağı ülkede yürütülen müteahhitlik ve müşavirlik projeleri ile inşaat sektöründe yapılan Türk yatırımlarıdır.<br />
Ülkede 300 milyonu doğrudan, 300 milyonu müteahhitlik hizmetleri olmak üzere yaklaşık 600 milyon ABD dolarlık Türk yatırımı mevcuttur.<br />
İkili ticaret 2016 yılında 511 milyon ABD Doları olarak (Türkiye’nin Sudan ihracatı: 461 milyon ABD Doları, Türkiye’nin Sudan’dan ithalatı: 49,6 milyon ABD Doları) gerçekleşmiştir.<br />
<br />
Ülkemiz ile Sudan arasında tarımsal üretimin ve ticaretin geliştirilmesi amacıyla 28 Nisan 2014 tarihinde imzalanan İkili tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşma Ocak 2016’da yürürlüğe girmiştir.<br />
<br />
Başlıca ihracat kalemlerimiz arasında, elektrikli makineler, demir çelik, otomotiv yan sanayi ürünleri, kazanlar, makineler, demir çelik eşya, plastik ürünleri, örülmemiş giyim eşyası ve kâğıt/karton sayılabilir.<br />
Başlıca ithalat kalemlerimizi ise, yağlı tohum ve meyveler, şeker ve şeker ürünleri, ham postlar, lak, sakız, reçine, uçucu yağlar ve pamuk oluşturmaktadır.<br />
<br />
Sudan’daki Türk firmaları, başlıca demir-çelik, çimento, PVC üretimi, deri, mermercilik, tahıl ithalat ve ihracatı, fırıncılık, perdecilik ve mobilyacılık, şehirlerarası otobüs taşımacılığı, tarım ürünleri ticareti, beyaz eşya ticareti alanlarında yoğunlaşmıştır.<br />
<br />
TİKA Başkanlığı ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) arasındaki işbirliği kapsamında Sudan genelinde ve özellikle Darfur’da kalkınma öncelikli olmak üzere yerel halkın acil ihtiyaçlarına yönelik projeler yürütülmekte, Sudan makamlarıyla yakın işbirliği içinde çalışılmaktadır.<br />
<br />
Bölgedeki ihtiyaç çerçevesinde, TİKA eşgüdümünde Darfur-Nyala’da 150 yatak kapasiteli modern bir eğitim hastanesi inşa edilmiş ve resmi açılışı Şubat 2014’te yapılmıştır.<br />
Nyala Sudan-Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Türkiye'nin yurtdışında hayata geçirdiği en kapsamlı dış yardım projelerinden biridir.<br />
<br />
<b>Sudan'ın Ekonomisi</b><br />
<br />
Sudan ekonomisi uzun yıllar boyunca temelde tarım ve hayvancılığa dayanmış olup, sanayi sektörü yeterli gelişimi gösterememiştir.<br />
Ancak, özellikle 1999 yılında ihraç edilmeye başlanan petrol, ülke ekonomisinin lokomotifi haline gelmiştir.<br />
Öte yandan, 9 Temmuz 2011 tarihinde Güney Sudan’ın ayrılması nedeniyle Sudan petrolün %75’inden ve bu bağlamda ihracat gelirlerinin %90’ından mahrum kalmıştır.<br />
<br />
Ülkede günlük petrol üretimi 130 bin varil civarında seyretmektedir.<br />
Bu da sadece iç tüketimi karşılamaktadır.<br />
Güney Sudan’ın bağımsızlığından sonra döviz gelirlerinin arttırılması amacıyla başta altın olmak üzere madencilik, tarım ve hayvancılık sektörlerine öncelik verilmeye başlanmıştır.<br />
<br />
Kasım 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir başkanlığında gerçekleştirilen olağan Kabine toplantısında, bazı kemer sıkma tedbirleri ihtiva eden bir ekonomik reform paketi kabul edilmiştir.<br />
<br />
ABD, Sudan’a 1997 yılından bu yana uygulayageldiği ticari ve finansal yaptırımları 13 Ocak 2017 tarihinde kaldırma kararı almıştır.<br />
<br />
Ülkenin GSMH’sı 2016 yılında 94,3 milyar ABD Dolarına ulaşmıştır.<br />
Kişi başı GSYİH ise 2.600 ABD Dolarıdır.<br />
<br />
Toplam tahmini ihracatının 2016 yılında 3,7 milyar ABD Dolarına ulaştığı tahmin edilmektedir.<br />
İthalatı ise 9,3 milyar Dolardır.<br />
Sudan’ın ana ithalat kalemleri: sanayi malları, makine ve teçhizat, tekstil ürünleri, buğday ve buğday unu, ulaşım araç-gereçleri, gıda ve içecek maddeleri, tütün mamulleri, ilaç ve kimyasal ürünler, çay, kahve ve yağlar oluştururken, ihracatı ise petrol, altın, pamuk, canlı hayvan ve et, susam, Arap zamkı, tabaklanmış deri, şeker ve yer fıstığıdır.<br />
<br />
<br />
<b>Sudan'ın Siyasi Görünümü</b><br />
<br />
1 Ocak 1956 tarihinde bağımsızlığına kavuşan Sudan, 18 eyaletten oluşan federal bir cumhuriyettir.<br />
Devlet ve Hükümet Başkanlığı görevlerini birlikte yürüten Sudan Cumhurbaşkanı, beş yıllık bir süre için halk oylamasıyla seçilmektedir.<br />
2005 geçici Anayasasına göre Cumhurbaşkanlığı görevinde iki dönem kısıtlaması bulunmaktadır.<br />
Son Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri 13-16 Nisan 2015 tarihlerinde gerçekleştirilmiş ve Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir %94,05 oyla yeniden Cumhurbaşkanı seçilmiştir.<br />
<br />
Sudan yasama organı, Milli Meclis (Majlis Watani) ve Eyaletler Meclisi’nden (Majlis Welayat) müteşekkil iki kanatlı bir yapıdır.<br />
Sudan Milli Meclisi 450 milletvekilinden oluşmaktadır.<br />
Milli Meclis ve Eyaletler Meclisi üyeleri beş yıllık sürelerle göreve gelmektedir.<br />
<br />
Ülkenin güneyi ile kuzeyi arasında yaklaşık yarım asır devam eden iç savaş ertesinde 2005 yılında imzalanan Kapsamlı Barış Anlaşması (KBA) uyarınca yapılan referandum sonrası 9 Temmuz 2011 tarihinde Güney Sudan bağımsızlığını elde etmiştir.<br />
<br />
Ayrılma sonrası çözümsüz kalan konularda anlaşmaya varılması için gerçekleştirilen müzakereler sonucunda petrol, güvenlik, vatandaşlık, ticaret, sınırların belirlenmesi ve diğer bazı alanlarda 27 Eylül 2012 tarihinde Addis Ababa’da dokuz anlaşma imzalanmıştır.<br />
<br />
Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir, Sudan’da siyaset ve toplumun tüm kesimleri arasında barış ve uzlaşı ortamının sağlanmasına yönelik olarak 27 Ocak 2014 tarihinde “Kapsamlı Reform Planı”nı ilan etmiş ve atılacak reform adımlarının tartışılması için ulusal diyalog süreci başlatmıştır.<br />
<br />
Bu çerçevede 10 Ekim 2016 tarihinde kabul edilen Ulusal Diyalog Belgesi doğrultusunda, devlet kurumlarının reforma tabi tutulması, kalıcı bir Anayasa hazırlanması ve geniş katılımlı yeni bir hükümet kurulması beklenmekte olup, bu yöndeki çalışmalar başlatılmış bulunmaktadır.<br />
<br />
Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Bakri Hasan Saleh, rejim partisi Ulusal Kongre Partisi (NCP)’nin 2 Mart 2017 tarihindeki toplantısında Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir tarafından, Başbakan olarak atanmıştır.<br />
Saleh'in aynı zamanda halihazırdaki görevi Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcılığını da üstlenmeye devam edeceği açıklanmıştır.<br />
12 Mayıs 2017’de de Ulusal Mutabakat Hükümeti kurulmuştur.<br />
<br />
<br />
<b>Sudan'a Seyahat Edecek Türk Vatandaşlarının Dikkatine</b><br />
<br />
Ülkemiz ile Sudan arasında imzalanan bir anlaşma ile diplomatik pasaportlarda vizeler 13 Mart 2011 tarihi itibari ile karşılıklı olarak kaldırılmıştır.<br />
Sudan hükümeti 2010 yılı başında Türk vatandaşları için sınırda vize uygulamasını başlatmıştır.<br />
Bu çerçevede vatandaşlarımız 100 dolar harç karşılığı Hartum Uluslararası Havaalanında Sudan’a giriş vizesi alabilmektedir.<br />
<br />
Diğer taraftan, ABD, İngiltere, OECD üyesi veya Schengen alanına dâhil ülkelerin geçerli vize ve ikamet iznine sahip Sudan vatandaşlarına 20 Nisan 2011 tarihi itibariyle İstanbul Atatürk Havalimanında kaşe tatbiki suretiyle vize verilmesi uygulaması başlatılmıştır.<br />
<br />
Vatandaşlarımızın, Sudan’ın Darfur ve Doğu Sudan bölgelerinde bulunan eyaletlerine yapılacak seyahatlerin güvenlik nedeniyle izne tabi olduğunu göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.<br />
Sudan yasaları alkollü içeceklerin ülkeye girişine ve içilmesine izin vermemektedir.<br />
<br />
İhtiyaç halinde kendilerine ulaşılabilmesini teminen vatandaşlarımızın, Sudan’a gelmelerinin akabinde Büyükelçiliğimize ulaşarak iletişim ve adres bilgilerini bırakmaları önem arzetmektedir.<br />
<br />
Sudan’a seyahat eden bütün yabancıların ülkeye girdikten sonraki bir hafta içerisinde herhangi bir polis merkezinde ya da havalimanında kayıt yaptırmaları gerekmektedir.<br />
<br />
Sudan Hükümeti 1 Nisan 2014 tarihinden itibaren, ülkede bulunan ancak kayıt yaptırmamış olan yabancılara yönelik yasal tedbirler uygulanmaktadır.<br />
<br />
Bu çerçevede, turistik veya ticari amaçlarla Sudan’a gelecek olan ve/veya hâlihazırda Sudan'da bulunan vatandaşlarımızın, herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmamaları için yetkili mercilere başvurarak kayıt işlemlerini zamanlıca yaptırmaları önem arzetmektedir.<br />
<br />
THY’nin haftanın her günü İstanbul-Hartum tarifeli seferleri mevcuttur.<br />
<br />
Sudan’a seyahat edecek vatandaşlarımızın seyahatlerinden önce T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından Sudan için önerilen aşıları yaptırmaları tavsiye edilmektedir.<br />
Sudan’a seyahat edecek vatandaşlarımızın sağlık konusunda en güncel bilgileri T.C. Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü’nden almaları mümkündür.<br />
Sudan’a ilişkin uyarılara aşağıda belirtilen internet adresinden ulaşılabilir:<br />
<br />
<b>Sudan'da Nüfus ve Sosyal Hayat </b><br />
Sudan'ın nüfusu 31 milyon olup, sahip olduğu 1,886,068 km2lik arazisine göre, dünyanın en seyrek nüfus yoğunluğu olan, ülkelerinden birisi durumundadır.<br />
Nüfus yoğunluğu kuzey bölgelerde km2'ye 2 kişi ve güneyde, yerleşme alanlarında 25 kişiden ibarettir.<br />
Nüfusun % 25'ine yakın bir bölümü Beyaz Nil ile Mavi Nil arasındadır.<br />
Bu bölge ülke topraklarının sadece % 6, 5'ini teşkil eder.<br />
Ülkenin yıllık nüfus artışı % 3, 7'dir.<br />
Etnik yapı itibariyle kuzeyde genellikle Araplar ve Nubianlılar, güneyde ise Nilotikler, Sudanlılar ve Zenciler yaşar.<br />
Sudan hem Afrika ve hem de Ortadoğu adetlerinin, dillerinin ve kültürlerinin karıştığı bir ülkedir.<br />
<br />
<br />
<br />
<b><br /></b>
<b>Fiziki Yapı</b><br />
<b><br /></b>
<b><br /></b>
<span style="font-family: inherit;">Sudan Afrika kıtasının doğusunda yer alır</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Sudan yaklaşık 2.504.000 km2lik yüzölçümüyle Afrika kıtasının en geniş ülkesidir. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Büyük Sahra Çölünün doğu ucunu meydana getirir. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Başşehir Hartum 476.218 nüfuslu olup, en büyük şehirdir. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br />
Ülkenin batısı, güneyi ve doğusu, bazı yerleri 3000 m'ye kadar ulaşabilen dağlar ve tepelerle çevrilmiştir. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Güneybatıda Nil Havzası ile Kongo Havzasını yine bu dağlar ayırmıştır. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Nil, Sudan'ın en önemli fiziki özelliğidir. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Nehir ülke boyunca akar. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Önceleri Beyaz Nil ve Mavi Nil adında iki büyük kol halinde, Hartum'a kadar gelirler ve burada birleşerek esas Nil'i meydana getirirler. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Beyaz Nil'in diğer adı Bahr-el-Cebel olup, Akdeniz'den yaklaşık 490 km güneyinde yer alan Nimule'den Sudan'a girer. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Viktoria Gölünden doğan bu kol, No Gölünde daimi bir kanala dönerken batıdan gelen Bahr-el-Gazel Nehrinin sularını da alır. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Mavi Nil ise, Tana Gölünden doğar. Daha kuzeyde Ana Nil, Atbara Nehriyle birleşir. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Ana Nil'in suları ağustos ve eylül aylarında, Hartum bölgesinde oldukça artar ve bu sular nisan ayında aşağı yukarı 16 defa daha azalarak en düşük seviyesine gelir. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Suların coştuğu ve sellerin çoğaldığı dönemlerde Mavi Nil ve kolları, Aşağı Nil sularının toplam hacminin % 70'ini ve nisan ayındaysa % 20'sini ihtiva eder. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br />
Kuzeydoğu Sudan bölgesinde, dik Kızıldeniz Tepeleri yer alır. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Batıda Darfur bölgesinde bulunan yaklaşık 3070 m yüksekliğindeki Marra Dağı, volkaniktir. Orta kısımda granit tepelerden meydana gelmiş Nuba Dağları bulunur. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Yükseklikleri 900 m civarındadır. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Uganda sınırında yer alan Dongotona ve Tmatong dağları umumiyetle tropikal ormanlarla kaplıdır. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Ülkenin en yüksek yeri olan Kinyeti Dağı burada olup, yaklaşık 3187 m'dir. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br />
Sudan'ın sadece kuzeyi dağsız olup, açık ve geniş çölün başlangıcıdır. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Nil Nehrinin doğusunda kalan çöllere Nubian Çölü ve batısında kalanlarına ise Libya Çölü adı verilir. </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Ülkenin % 24'üne yakın bir bölümü çöldür. </span><br />
<b><br /></b>
<b>İklim</b><br />
Sudan'ın tropikal iklimi kuzeyden gelen kuru hava ve güneyden gelen nemli hava kütlelerinden büyük ölçüde tesir görür. Kuzeyin kuru hava kütlesi kışın soğuk ve yazın sıcak getirir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Düşük bir nem oranına sahiptir ve ortalama sıcaklığı 47 dereceyi bulur. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Güneyin nemli hava kütlesi ise Atlantik ve Hint Okyanuslarından Sudan'a yüksek nem ve bol yağış getirir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Güneyde bu yağışlar yıllık ortalama 120 mm civarındadır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Kuzeyde, özellikle çöl bölgesinde hemen hemen hiç yağış görülmez.</div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on"><b><br /></b>
<b>Tabii Kaynakları</b><br />
Sudan toprakları, kuzeyde kumlu ve çakıllı çöllerden ve güneyde organik yapılı kum-kil karışımlı kuvvetli topraklardan ibarettir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Bu iki bölge arasındaki Sudan Yaylası killi topraklardan teşekkül etmiştir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ayrıca yaylada bol miktarda koz (goz)lar da mevcuttur. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Bu kozlar, ondüleli kum yığınları olup, üzerleri yoğun yağışlarla yeşeren seyrek bitkilerle örtülüdür. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ülkenin geri kalan kısımları ise kozsuz olup, killi topraklara sahiptir. <br />
<br />
Bitki örtüsü büyük ölçüde yağışlara göre değişiklik gösterir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Kuzeyde az miktarda akasya fundalıkları ve kıt çöl otu bulunur. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Güneyde yağışlar sebebiyle, savanalar ve gövdeleri boş tipik ağaçlar yetişir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Beyaz Nil yakınlarında çok sulu çimenlik araziler ve çayırlar, Bahr-el-Gazal bölgesi civarında ise tropikal bol yağış alan ormanlar mevcuttur. <br />
<br />
Ülkede vahşi hayvan pek azdır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ehli hayvanlardan daha çok kümes hayvanları keçi, koyun, sığır ve deve yetiştirilir. <br />
<br />
Ülkenin en önemli tabii kaynaklarından biri de hiç şüphesiz Nil ve kollarının sularıdır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Çöle ve dolayısıyla Sudan'a hayat getiren bu sular halkın biricik gelir kaynağıdır. <br />
<b><br /></b>
<b>Nüfus ve Sosyal Hayat</b><br />
Sudan'ın nüfusu 31 milyon olup, sahip olduğu 1, 886, 068 km2lik arazisine göre, dünyanın en seyrek nüfus yoğunluğu olan, ülkelerinden birisi durumundadır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Nüfus yoğunluğu kuzey bölgelerde km'ye 2 kişi ve güneyde, yerleşme alanlarında 25 kişiden ibarettir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Nüfusun % 25'ine yakın bir bölümü Beyaz Nil ile Mavi Nil arasındadır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Bu bölge ülke topraklarının sadece % 6, 5'ini teşkil eder. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ülkenin yıllık nüfus artışı % 3, 7'dir. <br />
<br />
Etnik yapı itibariyle kuzeyde genellikle Araplar ve Nubianlılar, güneyde ise Nilotikler, Sudanlılar ve Zenciler yaşar. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Sudan hem Afrika ve hem de Ortadoğu adetlerinin, dillerinin ve kültürlerinin karıştığı bir ülkedir. <br />
<br />
Kuzey bölgede yaşayan insanların tamamına yakın bir bölümü Müslümandır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Hemen hemen hepsi Arapça konuşur. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Bunlar çoğu göçebe veya yarı göçebedirler. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Eski Kuş kabilesinin devamı olan Nubianlılar da Müslüman olup Arapça bilirler. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Kendi asıl yerli dillerini ve lehçelerini de konuşurlar. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Bunlar genellikle avcılık, balıkçılık ve hayvancılık yapar. <br />
<br />
Sudan'ın kuzey bölgeleri genellikle, Arapça konuşurken güney bölgelerde hakim bir dil yoktur.</div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Aşağı yukarı 80 lehçe çeşitli bölgelerde konuşulmaktadır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Güneyin bu insanları iki ana gruba ayrılabilir: </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Nil Nehri havzasında yaşayan Nilotikler ve diğer bölgelerdeki Nilotik olmayanlar. Nilotikler esas itibariyle Dinka, Nuer ve Shilluk kabilelerinden meydana gelmiştir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Dinkalar güneyde kalabalık kabiledir. Nilotikler, Nilotikçe konuşurlar. Çoğu Müslümandır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Çok az bir kısmı Animist ve Hıristiyandır. Hayvancılık ve tarım yaparlar. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Nilotik olmayanların içinde en kalabalığı Kongo ve Nil havzaları arasında yaşayan Azendelerdir.</div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Çoğunlukla avcılık ve çiftçilik yaparlar. <br />
<br />
Çeşitli Sudan lehçeleri konuşan daha birçok kabile mevcuttur. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Bunlardan batıda, Bahr-el-Gazal'de olan Kreish, Moru ve Bongu kabileleri sayıca en kalabalık olanlarıdır. <br />
<br />
Sudan halkının okuma-yazma oranı % 20 civarındadır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Genç nüfusun yarısı okula devam eder. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ülkenin öğretim dili Arapçadır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ülkede temel eğitim Kur'an-ı kerim öğreten okullarla yapılır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Hartum'da bir üniversiteyle Kahire Üniversitesinin bir fakültesi vardır. <br />
<b><br /></b>
<b>Siyasi Hayat</b><br />
Sudan, demokratik bir cumhuriyet olmasına rağmen bağımsızlığından bu yana genelde darbe neticesinde başa geçen askeri idareler tarafından yönetilmiştir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Devlet Başkanı aynı zamanda hükümet başkanıdır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">İdari olarak 15 ile ayrılmıştır. Ayrıca güneyde yer alan üç ilin ortaklaşa mahalli bir hükümeti vardır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ülke yönetiminde Yüksek İhtilal Konseyi, başkana yardım eder. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Sudan BM'e ve Afrika Birliği Teşkilatı (OAU)na üyedir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Hartum ülkenin resmi başşehridir. <br />
<b><br /></b>
<b>Ekonomi</b><br />
Bugünkü Sudan ekonomisi esasen iki büyük ekonomiye ayrılır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Bunlardan birincisi temel olarak pamuk üretimine ve ihracatına dayanan modern sektör, ikincisiyse geçim veya nafaka sektörü diye adlandırılabilen tarım ve çobanlığa dayalı sektördür.</div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Sudanlıların % 90'ı bu ikinci sektöre dahildir. <br />
<br />
Cezire Projesinin uygulanmasıyla Sudan'ın pamuk üretimi bir hayli artmış durumdadır.</div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Yapılması düşünülen birçok baraj, kanal ve sulama sistemi, bayındırlık ve ulaşım sistemlerinin ihtiyacını bu projeden sağlamak yoluna gidilmektedir. <br />
<br />
Sudan arazisinin sadece % 3'lük bölümü ekilidir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Halbuki daha bunun altı misli arazi ekime müsaittir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ülkede yetiştirilen başlıca tarım ürünleri şunlardır: </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Tahıl, patates, Afrika darısı, şekerkamışı, sebze, tütün, yerfıstığı, susam, mısır, hurma, pamuk, yulaf, pirinç, kahve ve süpürgedarısı. <br />
<br />
Ülkede hayvancılık daha çok deve, keçi, koyun ve sığır üzerinedir. <br />
<br />
Nüfusun % 95'i pamuk üretimi, tarım ve hayvancılık üzerinde istihdam edildiği için, endüstri ve sanayinin ekonomi üzerine tesiri çok azdır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Endüstri daha çok tarım ve hayvan ürünlerine dayandırılmıştır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ülkenin en önemli endüstri kolları tekstil ve gıda maddeleridir. <br />
<br />
Yeraltı zenginlikleri bakımından daha çok krom, altın, bakır, beyaz mika, asbestos ve demir elde edilir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ülkenin diğer önemli gelir kaynakları orman ürünleri, özellikle mahun, balıkçılık ve turizmdir.</div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">İthalatı ihracatının hemen hemen üç mislidir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Dışarıdan daha çok makine, petrol ürünleri, motorlu taşıtlar, gıda maddeleri, metaller ve çeşitli tüketim malları alır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">İthalatın % 13'ünü İngiltere ile yapar. Diğer ithalat yaptığı ülkelerse ABD ve Birleşik Almanya'dır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Sudan dışarıya genellikle pamuk, pamuk tohumu, sakız, yerfıstığı, susam, orman ürünleri ve çeşitli hayvan ürünleri satar. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">İhracatının % 22'sini Suudi Arabistan'a % 13'ünü İtalya'ya ve % 10'unu Çin'e yapar. <br />
<br />
Sudan hükümeti ülkenin ithalat, ihracat, kamu faaliyetleri, ulaştırma ve haberleşme alanlarını kendi tekelinde tutmaktadır. <br />
<br />
Ülkenin ulaşım sistemi henüz yeterli değildir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Karayollarının uzunluğu 6600 km olup % 59'u asfalttır. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Demiryolları ise 4786 km uzunluğa sahiptir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Bahr-ül-Gazal ve Beyaz Nil yıl boyunca ulaşıma elverişlidir. </div><div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">Ülkede tarifeli sefer yapılan 10 havaalanı vardır.<br />
<br />
<span> </span><span> </span>Kaynaklar:<br /><ol style="text-align: left;"><li>
http://www.mfa.gov.tr/sub.tr.mfa?041d09f1-089d-4102-9492-7d88687e8ef1</li><li>
https://www.turkcebilgi.com/sudan</li></ol></div>
</div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0Sudan12.862807 30.21763599999997-2.6890634999999996 9.47544849999997 28.4146775 50.95982349999997tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-19933627094423100292023-07-20T02:00:00.000+03:002023-07-20T06:06:06.565+03:00İSVİÇRE'DEKİ AKARSULAR<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<div class="gallerytext">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdDaBmADZuM_Zk3uN1NGbV-gvJ4b9-uJWY0ahKfzsAXtChezsSqAtuIYSz6t8SjS9PVCLFKt2cCETbmNQXaE78b-wGDOvw_tu-uj1XHfQeXoo_kH6MeqMnpZB4kF8k4DzuqBn0n9rJ8UEt/s1600/inn+nehri.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="293" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdDaBmADZuM_Zk3uN1NGbV-gvJ4b9-uJWY0ahKfzsAXtChezsSqAtuIYSz6t8SjS9PVCLFKt2cCETbmNQXaE78b-wGDOvw_tu-uj1XHfQeXoo_kH6MeqMnpZB4kF8k4DzuqBn0n9rJ8UEt/s400/inn+nehri.jpg" width="400" /></a></div>
<i><b>Ünterengadın'de Susch'daki </b></i><i><b>İnn Nehri'nden Muhteşem Bir Manzara </b></i></div>
</div>
<ol style="text-align: left;">
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/11/aare-nehri-isvicre.html">Aare Nehri</a></li>
<li> <a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/11/inn-nehri-isvicre.html">İnn Nehri</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/11/ren-nehri-isvicre.html">Ren Nehri</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/11/rhone-nehri-isvicre.html">Rhône Nehri</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/11/ticino-nehri-isvicre.html">Ticino Nehri</a> </li>
</ol>
<div style="text-align: center;">
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/05/isvicre-switzerland.html"><span style="color: red;"><b>İSVİÇRE </b>İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></a></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/05/isvicre-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="color: red;">KAYNAKLAR</span></a></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-81254162751194374932023-07-19T03:00:00.000+03:002023-07-20T06:08:16.934+03:00Lesotho'nun Coğrafi Bilgileri<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-FEZa-clkiagCqobIGu-IVncZo7vYuFgd9ixauIYhGOZths30-VUI-PV_-WsYhSDdg8YqGFNpPQi55jvxgW1cBDR8ca7Hp48fHqNvFKvZpBjhyphenhyphen5IMTyeDUtTz0abmNT-AcayTSXquXRMz/s1600/lesotho+haritas%C4%B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-FEZa-clkiagCqobIGu-IVncZo7vYuFgd9ixauIYhGOZths30-VUI-PV_-WsYhSDdg8YqGFNpPQi55jvxgW1cBDR8ca7Hp48fHqNvFKvZpBjhyphenhyphen5IMTyeDUtTz0abmNT-AcayTSXquXRMz/s400/lesotho+haritas%C4%B1.png" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>Lesotho'nun Afrika Kıtası Üzerindeki Konumu</b></i></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
Afrika kıtasında etrafı tamamen Güney Afrika Cumhuriyeti ile çevrili
bağımsız bir krallıktır.</span></span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Güney Afrika Cumhuriyeti topraklarının ortasında
kurulmuştur. </span></span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Güney-kuzey doğrultusunda en geniş yeri ortalama 515 km,
batı-doğu doğrultusunda en geniş yeri ise 432 kilometredir.</span><b> </b></span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Konum:</b>
Güney Afrika'da yer almaktadır.<br />
<b>Coğrafi konumu:</b> 29 30 Güney enlemi, 28 30 Doğu boylamı</span></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Haritadaki konumu:</b> Afrika<br />
<b>Yüzölçümü:</b> 30,355 km²<br />
<b>Sınırları:</b> toplam: 909 km<br />
<b>sınır komşuları:</b> Güney Afrika 909 km<br />
<b>Sahil şeridi:</b> 0 km (kara ile çevrili)</span></span><br />
<span style="font-size: small;">
<b>İklimi: </b>Ilıman, kışlar soğuk ve kuru, yazlar sıcak ve nemli geçer.<br />
<b>Arazi yapısı:</b> Daha fazla yüksek arazili platolar, tepelikler
ve dağlar yer alır.<br />
<b>Deniz seviyesinden yüksekliği:</b> en alçak noktası: Orange Kavşağı
ve Makhaleng Nehri 1,400 m<br />
<b>en yüksek noktası:</b> Thabana Ntlenyana 3,482 m<br />
<b>Doğal kaynakları:</b> Su, işlenebilir ve otlaklık arazi, değerli
taşlar ve bazı mineraller<br />
<b>Arazi kullanımı:</b> İşlenebilir topraklar: %10.87<br /> daimi ekinler: %0.13<br />
diğer: %89 (2005 verileri)<br />
<b>Sulanan arazi:</b> 30 km² (2003 verileri)<br />
<b>Doğal afetler:</b> Periyodik kuraklıklar<br />
<b>Coğrafi not:</b> kara ile çevril<span style="font-size: small;">i </span><i></i></span><span style="color: red;"><i><span style="font-size: x-small;"><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/05/lesotho-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="color: red;">1-7</span></a></span></i><b> </b></span><br />
<div style="text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/05/lesotho-lesotho.html"><span style="color: red;"><b>LESOTHO </b></span>İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</a></div>
<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/05/lesotho-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="color: red;">KAYNAKLAR</span></a></div>
<br />
<br /></div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-35663350646872490402023-07-16T05:00:00.000+03:002023-07-20T06:09:11.197+03:00Manas Destanı<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3BxBgTRqhc-k4uDfFOwKNfmbukgJAVAozl7G4TvqoBYJ-QTdEmfBpmlg2QNd25uT3U9XMD7aNEeP8wsf6EWeNbpTgOXCt0jGEAENLClJ99nd-EdZje0tf7xQoaY5NFXOMby-1hJY8vhLE/s1600/k%C4%B1rg%C4%B1z+at%C4%B13.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="160" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3BxBgTRqhc-k4uDfFOwKNfmbukgJAVAozl7G4TvqoBYJ-QTdEmfBpmlg2QNd25uT3U9XMD7aNEeP8wsf6EWeNbpTgOXCt0jGEAENLClJ99nd-EdZje0tf7xQoaY5NFXOMby-1hJY8vhLE/s400/k%C4%B1rg%C4%B1z+at%C4%B13.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b> Kırgız Atları</b></i></div>
<i>Bu muhteşem Türk Destanının tamamı 400.000 mısradır. </i><br />
<i>Bir Kırgız destanıdır.<br />Müslüman Kırgızlarla Putperest Kalmuklar arasında mücâdeleleri anlatır. </i><br />
<i>Bununla beraber Manas Destanının dokuzuncu yüzyılda, Kırgızların Yenisey Kıyılarında devlet kurmağa başladıkları sırada oluşmuş olduğunu ileri süren ilim adamları da vardır. </i><span style="color: red; font-size: xx-small;"><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/04/kirgizistan-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="color: red;"> 25</span></a></span><br />
<a name='more'></a><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<u><b>MANAS'IN ÇOCUKLUĞU (I. Bölüm)</b></u><br />
<br />
Çok eski zamanlarda, Kervan devrinde, gün ışığında tulpar eşinirken, ay ışığında kemerini çıkartamadan at üstünde kuş uykusu uyuyan erler zamanında, aç arslana benzeyen suratıyla, düşmana saldıran, bayrağı gökyüzünde dalgalanan, şanı âleme yayılan, başından ak kalpağı çıkmayan, binere tulpar dayanmayan, kükreyerek yaşayan, Kırgız denen çok eski bir millet yaşardı. Onların bayrağı gökmavisi idi. Dostlarından çok düşmanları vardı.<br />
<br />
Bir zaman Tanrı Dağı'ndaki eski Kırgızları yöneten, halkının şanını uzaklara duyuran Karahan adlı Han, tahta geçti. Onun kahramanlığı söz ile anlatılamaz; zenginliği de tarif edilemezdi. Şöhreti gökyüzündeki yıldızlara ulaşmıştı.<br />
<br />
Tanrım hiçbir şeyi ebedî yaratmamıştır. Tanrı bu korkunç dünyada geleni gideni, büyüğü küçüğü dengelemiştir. Bir gün kara yeri titreten Karahan da öbür dünyaya göç etti. Onun tahtına oğlu Oğuz Han oturdu. Oğuz Han da adil ve heybetli idi, askeri de çoktu, Türk eline, Kırgızlara baş olup, kükreyip doğudan ovalarını, düzlüklerini dağ ve ormanlarını arslan gibi dolaştı. O da dönüşü olmaya yere gitti. Oğuz Han'dan sonra Babir Han, ondan sonra Tüböy han, ondan sonra Kögöy han başa geçtiler, Kögöy Han'dan sonra Nogoy Han geldi.<br />
<br />
Yıllardan sonra, karanlık bir gecede, saksağan, Nogoy Han'a uğursuz bir işaret verdi, uzun zamandır ona kin besleyen, onun malına, mülküne ve yerine göz koyan kurnaz Kara-Hitay Hanı Esenhan savaş açtı. Nogay Han'ın beli kırıldı, geniş dünyası daraldı. Ala-Dağ'daki Kırgızların Ak otağı yağmalandı, ocağı söndü, Türk kabileleri darma dağın oldular.<br />
<br />
Nogay Han'ın Orozdu, Üsön, Bay, Cakıp (Yakup) adında dört oğlu vardı. Şimdi onlar kırılan kılıç gibi, kervan göçüne başladılar. Biri Altay'a biri Opal'a, biri K'şgar'a, biri Tibet'e sürüldü.<br />
<br />
Kırk aile Kırgız ile Cakıp iki eli bağlı olarak Kalmuk'ta, Çin'de dolaşıp Altay'a geldi. Sürgün edilen bu kırk Kırgız ailesini yerleştiren, bölünmüş, dağılmış halkı bir araya getiren Akbalta oldu. Kırgızlar Akbalta Batır'ın himayesine sığındılar. "Akıllıyı dinlersek millet oluruz, Akbalta'nın sözünü dinlemezsek atalarımızın (ruhunun) gazabına uğrarız" diyerek bir araya gelip and içtiler. Akbalta Batır'ın bir dediğini iki etmediler.<br />
<br />
Akbalta aksakal ve kutsaldı. Onu her zaman destekleyen, ona yol gösteren bir meleği vardı.<br />
<br />
Kırk Kırgız ailesi Altay'a geldiler. Ama barınmaya delik, yemeye kavut, giymeye elbise bulamadılar. Şimdi nasıl geçineceğiz diye düşünürken nerden aklına geldiyse, Akbalta boz boğayı seçip, kurban ederek halka şöyle dedi:<br />
<br />
Halkın huzuru ahl'ksızlar bozar. Milletlerin kötüsü olmaz. Kalmuklar da, Mançular da iyi millettir. Dünya, Kalmuk'un tatlı tebessümüne, kibarlığına aldanır, ancak o herkesi yumuşakça ele geçirir. Eline düşersen çırpınan kuş olursun. Malın, mülkün yoksa eksiksin, varsa rahat yaşarsın. Kalmuklarla çatışmayalım. Hayvan yetiştirelim, çiftçilikle uğraşalım. Altay'ın toprağı altındır. Ekersen meyvası, kazarsan altını vardır. Çalışsan toprak verir, dua etsen Tanrı verir. Çalış Kırgız, belini bağlayıp başını kaldır.<br />
<br />
Yurtsuz Kırgızlar, Akbalta'nın sözünü haklı bularak Kalmukların Hanına Ala Dağ'dan getirilen gümüşlerle süslenmiş tulpar (kırat)ı hediye ettiler. Altay'da yaz için yeşil yayla, kış için düzlükten yer seçtiler ve orada yerleştiler.<br />
<br />
Günler geçti, yıllar geçti. Altay'daki Kırgızlar Kalmuk ile Mançuların arasında kalmasına rağmen tekrar canlandılar. Türk soydaşlarını bulup ilgi kurdular. Malları çoğalıp, kırk aile yetmiş aile oldu, ordu kurup hilâl işaretli bayrağını dalgalandırdılar ve düşmanı ürküttüler.<br />
<br />
Cakıp Bay'ın yurdunda nesilden nesile geçen bir çift ak otak, tam ortaya, onun etrafında da kırk beyaz çadır kuruldu. Çocuklar oynamakta, ağılda mallar dolu, dağlarda yılkılar otluyorlar. Evlerin bacalarından sızarak çıkan duman yurdun huzur ve bereket içinde olduğunu gösteriyordu.<br />
<br />
Cakıp tündükten giren güneş ışığı yüzüne geldiğinde, kalkarak siyah tulumdaki iyi karıştırılmış bal gibi kımızdan bir kase yudumlayıp, kır atına binerek yurttan ayrıldı. Atını kamçılamak maksadıyla ellerini sıvazlayarak gümüş saplı kamçısını şöyle kaldırır kaldırmaz kır atı uçar gibi yurttan uzaklaştı.<br />
<br />
Kırk ocaklı Kırgız, Altay'a yorgun bir halde geldiğinde, Cakıp sanki hal' şımarıklığı bırakmayan bir çocuktu. Daha kimsenin dikkatini çekmemişti. Çocukluğunda Kalmuk, Moğol ve Çinlilerin insanlık dışı muamelesini gören bir köle idi. Dünyadan nasibi kesilmemiş olmalı ki o eziyetlere, açlıklara, 'z'p ve ıztıraplara direnebilmişti. Çinlilerin ve Kalmukların dilini öğrenmeye mecbur oldu. Aklı erdi, bıyığı çıkmaya başladı. Boylu poslu yiğit oldu. Önceki şımarık Cakıp artık değişti, kibar oldu. Kalmukların içine girdi, kendini beğendirdi, onlarla alış veriş yaptı. Sonunda Çıyırdı adlı Hanımının üzerine Kalmuklardan Bakdöölöt isimli bir kızla da evlendi.<br />
<br />
Cakıp, sekiz yıl sonra Altay'da kendi evini kurdu. Aşağı yukarı on aileyi bir araya getirip bir odaya yerleştirdi. Meyvalı ormanları olan geniş yerlerde, çiftçilikle uğraştılar. Ürettiği mahsûlü, yaptığı kırmızı, ceylanın ödünü, boynuzunu, yakaladığı kunduzun, su samurunun kürklerini, bulduğu altın ve gümüşleri, zırh gömleğini, hançerlerini, derilerini komşu ülkelerini ipek, porselen, çay ve parfümleriyle değiştirdi. İyi para kazanarak işi gittikçe büyüttüler.<br />
<br />
Altay'da 30 yıl Çinliler ve Kalmuklardan eziyet gören Cakıp Bay artık onlara "Han" seçilmişti. Kışın su samurundan şapka, yazın altında süslenmiş ak kalpak giyebilecek, sırtına kürk giyip beline hançer asıp, altın eğerli bir kızıl cins ata binebilecek hale gelmişti. Beş yüz beyaz devesi, bir baş ala sığırı, hadsiz hesapsız koyunları vardı. Ağılı hayvanla, heybesi yemekle, hazinesi altınla dolmuş olmasına rağmen, Cakıp Bay'ın yüreğinde bir acı vardı.<br />
<br />
Onun derdi şuydu: Hesapsız sığırı ve devleti vardı. Yalancı dünyada gözü doymuştu. Her gün yağla, etle besleniyordu. Ancak kara günlerde onu koruyacak, ocağını devam ettirecek, tahtına varis olacak bir çocuğu yoktu. Çocuğu olmayanın dünyası kururmuş. Cakıp Bay'la obada "ihtiyar", "çocuksuz ihtiyar" denilerek alay ediliyordu.<br />
<br />
Cakıp, çocuğum yok diye gezmeye başladığı bir gün, kutsal dağdaki bir süt pınarına gelerek dua etti. Göz yaşlarını yağmur gibi döktü. Sonra, Azoo Bel'in kenarındaki Calgız Arça (Yalnız Ardıç)'ya varıp Tanrısı Ak Taylak'ı çağırıp, çocuğum yok diye ağlayarak, derdine derman istedi. Hanımı Çıyırdı'yı, kendini günahkar hisseden miskin eşini, beraberinde götürüp, atalarının mezarında konakladı, dua edip Tanrı'ya yalvardı.<br />
<br />
Tanrı onu duymadı.<br />
<br />
Cakıp Bay, hayvan saymayı bahane ederek her gün erken obadan uzaklaşırdı. Bir gün dağda çobana uğramadan dertle telaşla, cin çarpmış gibi, değişik kıyafetle dağlarda dolaşıyor, saçını başını yolarak "Tanrım benden bir çocuğu niçin esirgiyorsun?" diye sorarak şaşkın şaşkın yüzüyordu.<br />
<br />
Cakıp, akşama doğru, Ulu Dağ'a gölge düştüğünde kendine gelip derhal atının başını yurda çevirdi. Tanrı böyle istemişse başka çare yoktur. Çocuksuz dünya kuşsuz yuvaya, kuşları yok çınara, bakımsız küçük göle, otsuz çöle benzer. <br />
<br />
Yanında Cakıp Bay dağdan inerken dağderesindeki Kara Önkür (Mağara) yolunda, yaşı yetmiş civarında, sakalı göğsüne kadar uzayan bir dervişe rastladı. Derviş, Kara Önkür'e arasıra gelirdi. Kıpcak neslindendi. Dünyayı dolaşıp dururdu. Evi ocağı, çoluk çocuğu yoktu. Sık sık Kırgızların yurduna gelirdi, çoğu zaman Kalmuk, Çinli, Mançu ve Uygurdaki Türk soydaşlarını, Andican'a İran'a kadar giderdi, kuş gibi özgür yaşardı. Dünyaya zenginliğe doymuş bir adamdı. Bu dervişle konuşmak isteyen Cakıp, atından indi. Elindeki tulumdan kımız, heybesinden kurut alıp ona vererek:<br />
<br />
"Derviş, malın canın esen mi?" dedi. Derviş;<br />
<br />
"Ey Cakıp Bay, bana malımı sorma", dedi. "Benim malım yoktur. Dünyaya doymuş insanım. Göğün altındaki dünya benimdir. Senin dünyan da benimdir. Ben malı sizin gibi biriktirmem." Cakıp;<br />
<br />
"A evliyam, bunu bilmemişim, kızmayın!" dedi.<br />
<br />
"Tanrımın yarattığı insanlara kızmam" dedi. Derviş. "Ya sen neye küsüp duruyorsun Cakıp? Senin malın mülkün bol değil mi?"<br />
<br />
"Yaşım kırk sekize ulaştı, gençliğimde mal biriktirdim. Gördüm ki mala mülke sahip çıkacak olan çocuk imiş, çocuğu olmayanın malı mülkü kurusun çocuğu olmayanın yuvası, yıkılmış şehre benziyormuş". Cakıp, Dervişe derdini anlattı.<br />
<br />
Derviş düşündü.<br />
<br />
"Bir yerden duymuştum. Tibet'e gidersem bir çeşit ottan yapılmış bir ilacı getireceğim. Geçmişte atalar, hanımı doğurmazsa onu küçümser, hakir görürlermiş. Eskiler böyle anlatırdı" dedi derviş.<br />
<br />
"Evliyam, sözüne, aklına sağlık" Cakıp dervişin eline altın vererek yolcu etti. iren bir dağlar zinciri idi. Görülüyor ki bu karşılaştırmalar uzadıkça, yeni yeni meseleler çıkıyor ve bir bölgede kalamaz oluyoruz.<br />
<br />
Ondan beri Cakıp Bay hanımını, yani ömür boyu gönlünü incitmeden saygı gösterdiği hanımını, nasıl utandırabileceğini düşünüyordu.<br />
<br />
Çocuk arzusuyla yanan Cakıp Bay, hasret şiirleri söyleyerek Altay'ın dağ ve düzlüklerinde hüzünlü ağlıyordu.<br />
<br />
Kırmızı saplı aybaltayı<br />
Kırmadan kim yapabilir?<br />
Darma dağın olan halkı<br />
Kırmadan kim toplayabilir?<br />
<br />
Sapasağlam aybaltayı<br />
Kırmadan kim yapabilir?<br />
Tutsak olan bu millete?<br />
Kim adil han olabilir?<br />
<br />
Zavallı Cakıp yurduna yaklaşığında boğuk sesini kesti. Önüne Akimbeğ'in Mendibay adlı şımarık çocuğu çıkıp selamladı.<br />
<br />
"Babacığım, niye bunca ağlıyorsunuz?" dedi çırak oğlan, Cakıp Bay'a acıyarak.<br />
<br />
Cakıp ancak o zaman kendine gelerek göz yaşlarını sildi. Çocuğun sorusuna cevap vermeden, Atı Tuuçunak; direğe bağlanmadan, sağa sola bakmadan evine girdi. Bu esnada dışarıya kaçtı, "Cakıp Bay'ın atını yakalayın" diye bir gürültü koptu. Cakıp buna aldırış etmedi.<br />
<br />
Çıyırdı, ihtiyarın elbisesini çıkarmadan rastgele uzandığını görüp korkudan rengi uçtu, hemen ipek döşek serip etrafında pervane oldu. Hatun, Cakıp'ın son zamanlardaki derdini bildiği için nezaketsizlik etmedi. Kibar davrandı, arzusunu sormaya cesaret edemedi, bilmezlikten geldi. Çocuk doğurmadığı için yüzü safran gibi sarardı. Sonunda Çıyırdı:<br />
<br />
"İhtiyar, ne oldu sana, ne derdin var?" diye bağırdı.<br />
<br />
Cakıp yere, delercesine, bakarak suskun oturuyordu. Bir zaman sonra konuştu.<br />
<br />
"Kocadığında mı bana çocuk doğurup neslimi devam ettireceksin. Bunu anlamıyor musun? Beni çocuksuz bırakıp çocuk gibi bağırıyorsun. Benim çocuksuz ihtiyar; senin, kısır kadın diye adımız çıktı. Çocuğumu koklayıp öpseydim hasretim kalmazdı. Ne kardeşimin yüzünü gördüm, ne de çocuk yüzü gördüm. Çocuk doğurmayan senin gibi karıyı, çalılığa mı bıraksam, çöle mi bıraksam diye düşünüyorum. Çocuksuz kadından ve balı keçi yeğdir."<br />
<br />
İpek elbise giyen Çıyırdı'nın yüreği tuz serpilmiş gibi sızladı, öleyim dedi. Yer kabul etmedi. Gönlü sökülüp, gözlerinden yaş dökülüp üzüntüden kıvrandı.<br />
<br />
Akşama doğru yorgun bir halde gelen Cakıp, yattığı yerde horlayıp tanyeri ağarıncaya kadar kımıldamadan uyudu.<br />
<br />
"Bayım, gece kaçan Tuuçunak'ın peşinden giden çocuktan haber yok. Annesi çok merak ediyor. Kalkıp onun çocuğunu bul, niye böyle hiçbir şey olmamış gibi uyuyorsun?" Ak maral gibi gerilen, rengi uçan zavallı Çıyırdı, Cakıp'ı uyandırdı.<br />
<br />
"E, hanım, artık üzülme. Şu ana kadar ömrümüz hasret ile geçirdik. Bana bak, uğurlu bir rüya gördüm. Anka kuşu gibi heybetli bir kuşu yakalamışım. Yer yüzündeki hayvanlar bu kuşun heybetimden çekiniyordu. Ona uzun ipek bağ taktım. Bu talihe işarettir. Tanrım bize lütfedecek gibi" diye Cakıp, Tündüke bakarak Tanrıya sığındı. .<br />
<br />
"Ağzına yağ vereyim ihtiyar, dediğin olsun! Tanrım versin! Başına talih kuşu konacakmış" dedi. Çıyırdı, sevinip "Ben de uğurlu bir rüya gördüm. Elma yemiştim, içinden altmış kulaç ejderha ıslık çalarak çıkıp ata dönüşerek, uzandı."<br />
<br />
"Bunu başkalarına söyliyelim mi, ya da kimseye söylemeyelim mi" diye birbirine danışıp dururken, dışarıda yüksek sesle konuşan bir kadının sesi duyuldu.<br />
<br />
Kapıdan Mengdibay adlı çocuğun annesi, Kanımcan, yüksek sesle hakarete başladı. Avulda bunun gibi şirret kadın yoktu.<br />
<br />
"Y' Cakıp! Dünden beri senin atının peşinden giden çocuğumdan haber yok, ya al senin kölen olsun. A... sen bu evde çocuk bakacağına dünyayı umursamadan karının yanında eğlenip oturursun ha. Çocuğu olmayan insan çocuğun kıymetini bilmez tabiî. Sizinki gibi Dünyanın bizim için anlamı yoktur, çocuk kıymetlidir, çocuğumu bul."<br />
<br />
Cakkıp Bay terbiyesiz kadınla muhatap olmadı ama, bu alayda da yanmadık yeri kalmadı. Huzuru kaçıp kapıya çıktı ve her tarafa adam gönderdi. Kendisi koyun çobanının bindiği kumral al renkli atla, Tuuçunak'ın ardından giden Mengdibay'ı aramak için Kara su nehri boyunca at sürdü.<br />
<br />
Cakıp, çaresiz büyük bir ümitsizlikle giderken bir adacıkta deminki kahrolası Mengdibay hiçbir şey olmamış gibi oturuyordu. Tuuçunak'ın üzerine Akparsın derisi örtülmüştü.<br />
<br />
Hiçbir şeyden korkmayan Mengdibay, Cakıp Bay'a akla gelmedik hadiseleri anlattı: Mengdibay, Tuuçunak'ı takibederek gelirken, kırdan çıkan kırk çocuk atı yakalamış eğleniyorlarmış. Ormandan çıkıp saldıran parsı, gürzle öldürüp derisini Tuuçunak'ın üzerine örtmüşler ve biz Cakıp Bay'ın çocuklarıyız demişler.<br />
<br />
Hayrete düşen Cakıp, avula gelip çocuktan duyduklarını sadece hanımına anlattı.<br />
<br />
Ertesi gün Cakıp, hanımları, avuldaki büyükleri ve yakınları ile danışarak gece gördüğü rüyası lâyıkıyle büyük bir ziyafet vermeye hazırlandı.<br />
<br />
Cakıp ziyafete Altay'daki on iki kabile ile birlikte, Kırgız'ı, Kazak'ı, Noygut'u, Nogoy'u Türk soydaşlarını, bunlardan başka yine Kalmuk, ve Tırgoot Moğolları da alınmasınlar diye davet etti. Servete düşkün Cakıp bu kez cimrilik etmedi. Sevincinden, topladığını, biriktirdiğini tamamiyle harcadı. İki altın hazinesinin ağzını açtı. Sayısız atlarından dokuz kara kısrak, tulumluk altı malı ile doksan kara koyun, ak baş dişi deve, yedi inek kesti.<br />
<br />
Cakıp'ın ziyafetine çağrılanlar, birilerinden haber alanlar koşarak geldiler. Ziyafeti Akbalta idare etti. Yetmiş Kırgız ailesi, iki gün misafir edildi. Cakıp Bay yağma gören Kırgız'a unuttuğu hayır duayı hatırlatmak için, at kestirdi. Aç halkı doyurdu, giydirip kuşattı. Eline para verdi, uzaktan gelenlere, çapan giydirdi, değerli misafirlere at hediye etti.<br />
<br />
Ziyafete gelenler Cakıp'ın bu cömertliği hakkında kendilerine göre yorum yaptılar. Bazıları ziyafetin Mengdibay sağ-salim bulunduğu için yapıldığını söylediler. Fakirler ve garipler ise "sahipsiz kalan malını Cakıp Bay koyacak yer bulamadığı için savuruyor" dediler. Kalmuklar, Moğollar basiretli halk olduğu için hemen şüphelendiler, kusur bularak "Kırgız'ın malı var ama devleti yok. Cakıp'ın bize yaltaklanması bize tabi olmasındandır" diye düşündüler. Cakıp Bay ise "Allah ü Te'l' bize rüyayı boşuna göstermemiştir, bu bir hayırlı işarettir, rüyam gerçek olur mu, yüreğimdeki buzları eritir mi" diye dua edip iyi dilekler diledi.<br />
<br />
Cakıp Bay ziyafetten sonra Kıpçak, Noygut, Nogay ve Türk kabilelerinin liderlerini ve yakınlarını rüyayı yorumlamak için alıkoydu. Onları ziyafet obasına davet etti, onlara birer elbise giydirdi.<br />
<br />
Bilgiçlar, akıllılar, rehberler başlarını eğip, sarkmış uzun ak sakallarını sıvazlayıp, Cakıp'ın gördüğü rüyayı zevkle dinleyip oturdular.<br />
<br />
O zaman Cakıp şöyle dedi:<br />
<br />
"Halkım! Bir acayip rüya gördüm, rüyamda böyle bir iş gördüm. Ala dağ'da dolaşıyordum. Bir kuş yakaladım. Kuşun ötmesi çok değişikti. Kuyruğu ve başı parlıyordu, gagası çelik, ayağı hançer idi. Uçurduğum zaman göğün altını, kara yerin üstünü karıştırdı, gökteki kanatlılar, yerdeki ayaklılar ona karşı gelemediler, hiçbiri kurtulamadı. Halkın rüyamı yorunuz. Bunun tabiri nedir?<br />
<br />
Oturanların hiçbirinden ses çıkmazken, aksakallı, görmüş geçirmiş Bay Cigit, Cakıp'ın rüyasını iyiliğe yordu:<br />
<br />
"Ey Cakıpım, hanımının ve senin gördüğün rüya çok güzel rüyadır. Millete hayırlıdır. Başına talih kuşu konmuştur. Arzuladığın erkek çocuk dünyaya gelecektir. O arslan gibi heybetli bir yiğit olacaktır, dünyaya hakim olacaktır. Başına devlet kuşu konacaktır. Rüyalarınız gerçek olsun! Niyetiniz makbul olsun!<br />
<br />
Tanrı yardımcınız olsun!" Dağılan halk Tanrıya sığınıp sevincinden hıçkıran Cakıp'a hayır dualar ettiler.<br />
<br />
Ziyafet yapıldı ve geçti. Ertesi gün, Cakıp'ın avulundakiler gökte insan vücuduna benzeyen bir soğuk kara bulutun yer yüzünü kapladığını gördüler. Kadın Şaman, bahşı ve gözü açıkların tarifine göre, bu kötü haberin işareti idi. Nihayet söylenenler doğru çıktı, kötülük avula çabucak geldi.<br />
<br />
Cakıp Bay'ın yaptığı ziyafetin haberi Kalmuk ve Hitay hanlarına çabuk ulaşmıştı. Bu haberi aldığında korkunç suratlı, ırmaklar dolusu kan akıtan Esen Han yerinde duramadı.<br />
<br />
Hitayların ve Kalmukların, Kırgızlarda ezile öcü, bitmez tükenmez intikamı vardı. Esen Han "Kırgız hanları, bizim batı ve kuzey tarafa yaptığımız yağmaları hep engellediler. Birkaç defa ipek, kumaş, çay ve türlü eşyalarımızı, kervanlarımızı yağma ettiler. Bugün öldürsen, ertesi gün tekrar kalkan böyle inatçı halk görmedim." dedi.<br />
<br />
Esen Han sarayına durumu önceden sezer, acayip sihirleri bilen gözü açıklara kürek kemiğiyle fal açan falcılara, İlim-i Biçik (kalmukların mukaddes kitabı) okumuş sihirbazları çağırttırarak:<br />
<br />
"Kahrolası Kırgızlar nasıl bu kadar canlandılar? Bunların haberini, sırrını bana söyleyin" dedi.<br />
<br />
Bilgiçler, uzmanlar, k'hinler üç gün evden çıkmadılar. Sonunda Esen han'a diz çökerek şöyle dediler:<br />
<br />
"Esen Han Hazretleri, biz söylesek yanılırız, sizin gazabınıza uğrarız. Bunun doğru cevabı Çong-Beecin'deki Kara Han'ın sarayında açık asman (Gök) önündeki taş sandıkta özenle saklanan eski kutsal kitapta yazılıdır. Oraya adam gönderip öğrenelim!"<br />
<br />
Esen han buna inandı. Kardeşi Kara Han'a mektup yazıp mühürünü bastı. Kırgızlardan, Türklerden, Kazaklardan yağmaladıkları kumaşı, pars kürkünü, bir kutu altını hediye koydu. Bunlara dört beş k'hin de gönderdi.<br />
<br />
Esen Han'ın dayandığı akrabaları idi. O zamanlar Kırk Hanlı Hitay padişahlığının ordug'hı, Kara Han, Alevke, Esen Han, Aziz Han adlı dört kardeş tarafından yönetilirdi. Onlar eski atalarından kalan küçüğün büyüğe, çocuğun babaya saygı göstermek gibi adetlerini bozmadan yaşatan, yurtta ünü yayılmış cesur Hanlar idi. Kara Han kırk hanlığın sarayını yönetirdi. Aziz Han, Esen Han, Alevke, Pekin'in Orta ve Çet-Beecin Hanları olarak atanıp obaları yönettiler. On bin kişilik orduya komutan olup kuzey ile batı taraftaki Hanlıkları padişaha tabi olan yurtların hanlarıydılar.<br />
<br />
Gönderilen k'hinler üç ayda geldiler.<br />
<br />
Kutsal kitapta şöyle yazılmıştı:<br />
<br />
"Kuzeydeki Kırgızlardan Manas adında bir alp doğacaktır. Onun arkasında kara mavi yelesi, omuzu üzerinde tahta gibi kızıl beni olacaktır. Manas, Kalmuk ve Hitay'ı karıştıracaktır. Gök ile yerin güzelliği olan ulu şehir Pekin'i harap edecektir. Altı ay Han olacaktır. Hitay kahramanları tutsak olup ölecektir."<br />
<br />
Bunu öğrenen zalim Esen Han vurulmuş ayı gibi titredi. Kendini kaybetti, feryat etti ve kana susamış gibi bağırmaya başladı.<br />
<br />
"Vahşi Kırgızların hamile kadınların tümünü cezalandırın! Çocuklarını Köle edin Manas'ı bulup getirmezseniz hiçbirinizi canlı bırakmayacağım."<br />
<br />
Böyle müşkül durumda, altın karşılığında kiralanan casus Kalmuk rahibi, Cakıp Bay'a yedi gece yaya yürüyerek ulaştı. Bu haberi ona söyledi. Kırgızlar kaçamadılar. Ertesi sabah Kalmuk askerleri boynuzlar çalarak Cakıp'ın avlunu çembere aldılar.<br />
<br />
Ne yapacağını şaşıran Cakıp Bay, Kalmuklara boyun eğerek, at kesip, kımızdan yaptığı içkileri ikram etti. Torbada biriktirdiği altınları hediye verdi. Çok göz yaşı döktü. İçlerindeki müzevir Hitay temsilcisinden korkan, Kalmuk askerleri, Cakıp Bay'ın sözünü dinlemeden Esen Han'ın emrini ilettiler.<br />
<br />
"Hamile kadın kalmasın!" Askerler kamların, kırgızların evlerini arayıp taradılar.<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSNKM_-njf0_Ve83yXQtw0aZRkdWystwTtEDUb7D5miNFsoHjQTO5bwgZSO6WcmeMyzcmgn9zMJNhuB7x_3dmwRmeYmhpeSNtTTnTiVrvTzDdhAYXN67u2b165Yp6dcda_3UP_6wN-r7iB/s1600/k%C4%B1rg%C4%B1z-taygan+%C4%B1rk%C4%B1+k%C3%B6pekler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="372" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSNKM_-njf0_Ve83yXQtw0aZRkdWystwTtEDUb7D5miNFsoHjQTO5bwgZSO6WcmeMyzcmgn9zMJNhuB7x_3dmwRmeYmhpeSNtTTnTiVrvTzDdhAYXN67u2b165Yp6dcda_3UP_6wN-r7iB/s400/k%C4%B1rg%C4%B1z-taygan+%C4%B1rk%C4%B1+k%C3%B6pekler.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<b><i>Taygan Irkı Kırgız Köpekleri</i></b> </div>
Kalmuk askerleri yetmiş Kırgız ailesinin hamile kalan kadınlarını topladılar. Onlara hiç acımadan, kılıçlarıyla karınlarını yararak bebeklerini çekip çıkardılar, kemiklerini köpeklere verdiler.<br />
<br />
"Kırgızların tohumunu kurtaracağız. Esen Han'ın emri böyledir!".<br />
<br />
Askerler avuldaki sütten kesilmemiş bebeklerden, yaşı on yediye kadar olan çocukların hiçbirini bırakmadan at gibi dizip, adını sorarak saydılar. Manas adlı çocuğu bulamayınca kaçamayanları öldürüp kalanları dönüşü olmayan Pekin'e götürdüler. Han avlunu yağma ettiler.<br />
<br />
Kırgızlarda doğan çocukların sayısını kontrol etmek için her beş aileye birer Kalmuk gözcü koydular. Kalmuk gözcüleri, çocuk buldukları ya da hamile kadın gördükleri evin üstüne siyah bağ bağlardı. Bu işaretlere dokunan adamın başı kesilirdi. Kırgızlar kara giyinip, kadınları kara sarık sardılar, köpekleri her yerde uludular. Ölmek isteyip de ölemeden, kendi canlarına kıyamadan acılar içinde kıvrandılar. Halkın inleyişinden ürkmüş kuşlar uçmadılar, ağaçlarda bülbüller ötmediler. Köpekler her yerde havlayıp durdular.<br />
<br />
Alevke'nin gönderdiği askerler, Kırgızlardan Manas adlı çocuğu bulamayınca her yeri cehenneme çevirerek onu başka Türklerde aradılar. Oralarda da bulamayınca Buhara'ya, Semerkant'a girdiler. Sonunda Semerkant'ta kamburu çıkmış, geniş omuzlu Car Manas adlı Çon Eşen'in çocuğunu bulup, gözlerini bağlayıp, ayaklarına demir bukağı takıp, sevinerek Pekin'e götürdüler. Kalmuk gözcülerin, kervanların ulaştırdığı habere göre Çon Eşen'in Manas adlı çocuğunu Hitay, kırk ip boyundaki büyük zindana koyup bir bel'dan kurtulduklarını düşünerek huzura kavuştular.<br />
<br />
Bu haberi öğrenen Cakıp, belini sıkıca bağladı.<br />
<br />
O gün üzerinden çok geçmeden çocuk gülüşü ve ağlaması duyulmayan avulu bir araya toplayan Akbalta, halkın gönlünü avutup şöyle dedi.<br />
<br />
"Sonunda görecek günlerimiz iyi olur. Tanrım dileklerimizi verir. Başınızı kaldırın! Kara başı yalnız kendimiz koruruz! Yatarak ölmektense savaşarak ölelim! Her erkek düşmanın silahına baksın. Gizlice silah yapalım!".<br />
<br />
Taşa damga basan, demiri toprak gibi yoğuran Döğür Usta başta olmak üzere gözcülere sezdirmeden ormandan kömür hazırlayıp, dağdan demir kazdırıp, örtülü kara keçe evini ustahane (atölye) yaparak Davut ata mesleği diye pulat kılıç ve mızrak yaptılar. Her erkek için birer kılıç ve mızrak yapıldı.<br />
<br />
Akbalta, bunların çoğunu deriye sararak kuru toprağa gömdürüp üzerine işaret koydu.<br />
<br />
Bir yıl geçti. İki yıl geçti.<br />
<br />
Yorgun düşen Cakıp Bay, Akbalta'nın sözünü dinleyerek Kalmuk'a Tirgot'a altın ve hayvan verip otlağını yeniledi.<br />
<br />
Cakıp, sonraki zamanlarda evvelkinden daha kuvvetlendi, yüzüne renk geldi, gönlü açıldı, hayvanlarının hesabını tutup hayatını daha düzenli hale getirdi. Cakıp'ın bunu canlanmasında bir sebep vardı. Tatlı Hanımı Çıyırdı, hamile kalalı üç aya olmuştu. Cakıp, bunu Hanımının yemek yememesi ve bulantısının şiddetlenmesinden öğrendi. Çıyırdı, Kırgız'ın da, Kalmukların da, Hitayların da yemeklerini istemediği için sabahtan akşama kadar üzülüp ağlayarak, istediği şeyin arslan yüreği olduğunu söyledi.<br />
<br />
Kırgızlarda arslan avlayacak avcı kalmamıştı. Akbalta'nın tavsiyesiyle Kalmuk, Tırgot, Kazak, Türk kabilelerine adam gönderip şehirlerini aradılar, taradılar. Sonunda Kangay'ın kara avcısı, arslan avlamış diye bir haber duydular. Çıyırdı at bakıcısına para ve altın vererek arslan yüreğini aldırıp getirtti.<br />
<br />
Bıldırcın gibi büzüler Çıyırdı Hanım, arslanın yüreğiyle ciğerini birlikte kazanda hafifçe kaynatıp çorbasıyla beraber tamamen yedi.<br />
<br />
"Bayım, şimdi bana can geldi!" dedi. Çıyırdı yedi gün yedi gece terleyerek hiçbir şey yemeden rahat uyudu.<br />
<br />
Dokuz ay geçti. Çıyırdı'nın karnı büyüyüp doğum günü yaklaştı. "Kalmuk rahibi askerbaşıyla geliyor!" şeklindeki haber Kırgızlara ulaştı. Cakıp bay kendini kaybetti; sanki uyuşmuş gibi şuursuz dolanıp ne yapacağını şaşırdı.<br />
<br />
Akıllı Akbalta ormanda bir kulübe yaptırıp yedi delikanlıyı korumakla görevlendirip Çıyırdı'yı her yanından örtüp gizledi:<br />
<br />
Askerbaşı avulu toplayıp emiri okudu: "Yer yüzündeki güneş gören halkların hükümdarı olan Çin Maçin Hanı Esen Han'ın doğum günü için Kırgızlar değerli hediyeler hazırlasınlar!" Kırgızlar "Doymayan kafirlere ses çıkarmadan hediyesini verelim de bir an önce defolsunlar. Çocuk görmek üzereyiz. O çocuğa gelecek bel' askerlerle beraber gitsin" dediler.<br />
<br />
Kırgızlar bu kez karşılık göstermeden güle oynaya altın ve gümüş toplayıp süsledikleri ata güzel kızı bindirdiler. Heybeyi altın mücevher ile doldurdular, hayvanları dokuzar dokuzar sürüp çıkardılar.<br />
<br />
Askerbaşı sarayına döndü.<br />
<br />
Kırgızlar, Çıyırdı'yı sakladıkları için çok sevindiler.<br />
<br />
Beklenen gün de yaklaştı. Çıyırdı'nın doğum anı geldi. Hanımın sancısı başladı.<br />
<br />
Sancı başladığında Cakıp'ın evine bahşılar ve kadın şamanlar toplandılar. Tünek'i dayamak için altın sırık diktiler. Kadınlar telaşlanıp beyaz evde (Akotağda) gürültü kopardılar.<br />
<br />
Cakıp efsun okuyup, akbozdan kısrak, baykuş başlı koyun, ay boynuzlu inek, enenmiş deve kurban kesti.<br />
<br />
Avulda Çıyırdı'nın şiddetle bağırmaları, çığlık atışları yedi gün sekiz gece kesilmedi.<br />
<br />
"Şefkatli kayıp kuş (dağlı geviş getiren hayvanların hamisi), Umay Ana, kuş ana, şefkatini esirgeme, yardım et!" kadın şamanlar bahşılar sıçrayıp, davul çalıp Umay Ana'yı yardıma çağırdılar. Ateş Ana'ya sığınıp ateş yaktılar, süt ve yağ saçarak, ardıç ağacı yaktılar.<br />
<br />
Yetmiş Kırgız ailesinin erkekleri Çıyırdı'nın doğum sancıları geçirmekte olduğunu öğrenince sevinip Cakıp Bay'ın evine gittiler, yavaşça gelip olup bitenleri dikkatlice seyrettiler. Tanrım bize ne verecek, görelim diye küçükten büyüğe herkes dağa taşa sığındı.<br />
<br />
Dokuzuncu gece Çıyırdı'nın sancısı bitti diye kadınlar heyacanla bağırıştılar.<br />
<br />
"Cakıp Bay, Hanımın şimdi doğuracak" sözünü işitince Cakıp yüksek sesle ağlayıp, çocuğun sesini duyduğumda kalbim parçalanmasın, gene alay etmesin, avulda duymayayım diye tepelere gitti.<br />
<br />
Cakıp Bay, Hanımı erkek çocuk doğurursa muştuluk vermek için kerme (atları bağlamak için iki çadır arasına gerilen urgan) ye kırk kara boz at yavrusu (dört yaşına basan at) bağlattı.<br />
<br />
Böylesini hiçbir insan görmemişti. İnsanlar sevinerek göğe baktılar, etraf sesiz ve sakindi, hayat adet' durmuştu, kanatlı kuşlar uçmadılar, akan sular akmadılar. Avuldaki köpekler havlamadılar, otların başı sallanmadı.<br />
<br />
Bu bir iyilik işaretiydi. Bu çocuktan, kimse ürkmedi, korkmadı. Hepsi merak ettikleri sırrın açıklanmasına beklediler. Hepsi kulaklarını kabarttılar.<br />
<br />
Altay'ı sarstı "Baa" diye ağlayan çocuğun sesi, kara yer sallandı. Alemi sarsan bir gök gürültüsü duyuldu. Ak Otağ'a kut düştü. Gökkuşağı gibi, eğilen parlak bir ışık Cakıp'ın avulunun üzerini kapladı.<br />
<br />
Şimdi dağ başında Kayberen (dağlı geviş getiren hayvanların hamisi) böğürdü, bahçedeki kuşlar öttü, yerdeki yılanlar ıslık çalıp, avuldaki köpekler havlamaya, atlar kişnemeye başladılar.<br />
<br />
Bebek iki elinde kan pıhtısı olduğu halde doğdu, bebeğin on beş yaşındaki çocuk kadar ağırlığı vardı. Çırpınışları otuz yaşındaki insanın kuvveti kadardı. Bebeğin iki omuzunda kara yele görüldü. Ağzına yiyecek verildiğinde üç tulum yağı bir defeda yedi. Soylu kadın Çıyırdı bebeğe memesini verdiği zaman memesinden önce süt sonra kan çıktı, Hanım buna dayanamadı.<br />
<br />
Yetmiş Kırgız ailesinin mutlu günleri gelmişti, nice aylardan, nice yıllardan beri çocuk ağlamasını işitmeyen Kırgızlar çok sevindiler.<br />
<br />
Avulun erkekleri o anda çocuğun babası olan Cakıp'ı hatırladılar. Ona bu haberi ulaştırıp hediye almak için kermedeki kırk at yavrusuna binerek her tarafı aradılar. At bulamayanlar da çoktu, kimisi yaya, kimisi atlı gitti.<br />
<br />
Avulda erkekler yalnız Akbalta tedirgin bir halde evinde kalmıştı. Sulayka bunu görüp saşırdı, "İhtiyar müjdeden boş kalma, koşan almaz, nasibi olan alır. Cakıp'ın sevincini paylaş" diye yalvardıktan sonra yola koyuldu.<br />
<br />
Akbalta, Kökçolok atını döverek avdan kalan köpek gibi seğirtti. Cakıp Bay dağ eteğindeki gök çukurun yüzünde, ırmak kenarında, kanatlı at veya gök kır tay gibi, kara yeleli kula kısrağa yürümeyi öğretmek için tek başına uğraşıyordu.<br />
<br />
O zavallı Cakıp'ın Akbalta'nın getirdiği sevinçli haber ile bütün vücudu titreyip bayıldı. Sonra ayılıp şükrederek avula geldiler.<br />
<br />
Akbalta, Cakıp'a ulaştırdığı sevinçli haberin karşılığında dokuz hayvan aldı.<br />
<br />
Cakıp Bay, hiç şaşırmadan boz evine Çıyırdı'yı kutlamaya sakinci girdi.<br />
<br />
"Var ol Hanım! Evladının beşik bağı sıkı olsun! Beşik bağı kutlu olsun! Çocuğunu tanrı korusun!"<br />
<br />
"Var ol bayım, dediğin olsun!" diyerek rahatlayan Çıyırdı, beyaz memelerini uzatıp, beyaz gerdanını çıkarıp ihtiyar kocasına çocuğunu uzattı.<br />
<br />
Cakıp, bağırarak ağlayan bebeğin göbeğini kokladı. "İhtiyarlıkta sahip olduğum oğlan bu mudur" diye bebeği Tünek'e yaklaştırıp dikkatlice baktı. Tanrının verdiği bu çocuk ağırbaşlı, arslan boyunlu, gözü açık, kaşları çatık, sert, kaplan gibi heybetli, kuvvet fışkıran bir oğlan idi. Cakıp, çocuğun arkasında kara mavi yeleyi gördü. İki omuzunda koruyucu melek kükreyip duruyordu.<br />
<br />
Mutsuz Çıyırdı "İşte sen, vücudumun bir parçası olan gözbebeğim, seni dokuz ay, dokuz gün karnımda taşıyıp, bin bir zorlukla doğurdum. Artık ak sütümün hakkını verirsin" diye içinden üzülerek Umay Ana'ya derdini anlattı. Çıyırdı, çocuğu doğururken gözüne görünen bir ikaz işareti hakkında Cakıp'a da, yakınlarına da bir şey söylemedi. Bu annenin kalbinde bir sır olarak kaldı.<br />
<br />
Bir ak sakallı derviş, tünekten inerek "Oğlunun adı Evliya'dır. Büyüdükten sonra savaşçı bahadır olacaktır. Bir çelik ok tahsis ettim, onu çocuğuna emdir. Asıl lazım olanını yakasına tak. On ikiye girdiğinde bir ustaya yay yaptıracaksın. Olgunlaştığında altı yiğide verilmesi için gökten altı kılıç inecektir" dedi. İhtiyar evliya çocuğun alnını üç kez sıvazlayarak oku verdikten sonra gözden kayboldu. Çıyırdı dervişin söylediklerini kimseye anlatmadı. Çelik oku çocuğa emdirdi, gömleğinin yakasına ipek iple dikip taktı.<br />
<br />
Cakıp: "Rüyada gördüğüm oldu. Allah'ım çocuğumun bahtını ver, ömrünü ziyade eyle, düşmandan intikamımı alsın, kaybettiklerimi bulsun" diye dilekte bulundu.<br />
<br />
Kederli halk ise: "Zorluklarla pençeleşirken hepimiz bir çocuk istedik. Dileğimizi makbul gördün, şu çocuğumuz dünyaya kement atan oğul olsun, ızdıraplarımızı gidersin, başımızı kurtarsın! Ayaklar altında kalan bayrağımızı kaldırsın, kılıcımızı keskin eylesin! Kaybettiğimiz toprakları geri alsın! Yolu, kolu, gözü açık olsun," diye hep birlikte Tanrı'ya yalvardı.<br />
<br />
Kırgızların ahı herhalde Tanrı'ya ulaşmıştır, ya da Tanrı bu zavallı halka acımıştır, yahut da Kırgızların bedduası tutmuştur, belki de Tanrı kahretmiştir ki , son zamanlarda Kalmuk ve Çinliler'in Kırgız, Kazak ve Türk kabilelerine yaptığı baskı hafifledi. Çon Beecin'deki Hanlar arasında iç çekişmeler, Kırk Han'ın hakimiyet ve dünyalık kapma kavgası sebebiyle, göçmen halka baskı yapacak ve zulüm edecek hali kalmamıştı. Halk arasındaki Kalmuk serdarları casus ve muhabirleri yer yer eriyen kar gibi gizlice kaybolmaya başladılar.<br />
<br />
Bunun farkına varan Cakıp, avulun ileri gelenlerini, yakınlarını toplayıp danıştı. "İhtiyarlığımda oğul sahibi oldum, hayvanlarım yok olmadı. Otlar yetiştiğinde, hayvanlar doyduğunda, Uç-Aral'da bir ziyafet vereceğim" dedi.<br />
<br />
Yurdun ileri gelenleri Cakıp'a katıldılar. Kalmuk, Tırgot, Çinliler'den sır saklayıp, Cakıp'ın, on iki direkli, ak şanlı üç kardeşini bulsa da onları çağırıp köşeye oturtsa, sevincini onlarla paylaşsa, ziyafetin tadını çıkarsa. Ama onlardan şu ana kadar hiç bir haber alamadı. Bunu düşündükçe yüreği sızlıyordu. Oruz'u Opal'da, Bay'ı Kaşgar'da, Usön'ü Tibet'te biliyordu.<br />
<br />
Cakıp her şeyden evvel, Kazak'a Noygut'a, Katagan'a, Türk kabilelerine, Alçın'a, Uyşun'a, Nayman'a, Kıpçak'a, Abak'a, Tarak'a, Argın'a dört beş ay önce çocuğunun düğününe davet etmek için haber gönderdi.<br />
<br />
Uzun zamandır ziyafeti özleyen kırgızlar yurdu yenilediler, evlerini düzeltip kurdular. Kadınlar süslenip, kara başörtüsü yerine beyaz sarık ve beyaz başörtüsü kullandılar. Kızlar saçlarını çeşitli şekilde örüp, baykuş tüyleriyle süslenen kalpaklarını giydiler. Erkekler kesmek için hayvan hazırladılar, ocak yaptılar, odun hazırladılar, yarış atı hazırladılar, misafirleri ağırlama işini görüştüler.<br />
<br />
Cakıp Bay, bir gün Ala-Dağdaki Nogoyun evine benzeterek, Altay'da altı direkli bir otağ kurup süsledi. Ardıç dumanıyla evi tütsüledi, davul çaldırıp bahşıya evdeki belayı kovdurdu, kıllı mızrağa kızıl tuğ takıp tünekten çıkardı.<br />
<br />
Akbalta, önce Cakıp'ın fikrini beğenmemişti, sonra halkın ziyafete hasret kaldığını görüp zavallıların "gönlü neşelensin, başları bir araya gelsin" diye kabul etti ve ziyafet işlerini üzerine aldı. O yüzden, o ne uyuyabildi, ne de rahat soluk alabildi. Hep koşturup durdu. Ziyafet yedi gün sürdü. "Cakıp'ın çocuğunun ziyafeti bizim de ziyafetimiz, şimdi hizmetini etmiyelim de ne zaman edelim" diyerek Argın'ı, Kalmuk'u, Nogoy'u, Kıpçak'ı hep beraber misafirleri ağırladılar. Oyun, güreş, mızrak müsabakası, at yarışı düzenlendi.<br />
<br />
Cakıp'ın ziyafeti Altay'da çabuk duyuldu.<br />
<br />
Kalmuk Tırgot, Çinliler ve Moğollar "Bu Kırgız Ak Otağ kurduğu için mi böyle şımarıyor? Onun bizim bilmediğimiz bir çocuğu var. Alevke'ye söyleyelim" diyerek kötü niyetle avullarına döndüler.<br />
<br />
Cakıp, her kabilenin başta gelenlerini, yakınlarını, bilgili aksakalları, özellikle ziyafet sonrasında alıkoyup, her birine elbise giydirdi. Aksakalları özellikle ziyafet sonrasına alıkoyup her birine elbise giydirdi, çocuğunu sağ eteğine koyarak, Hanımını peşine takıp ortaya çıktı.<br />
<br />
"Sevgili kardeşlerim! Tanrımın verdiği oğluma ad veriniz." Cakıp diz üzerine oturup dileği için dua etti.<br />
<br />
Çocuktan çıkan ışığa bakıp ona layık bir ad bulamayan halk şaşırıp kaldı.<br />
<br />
Ah, Tanrım! Tam bu sırada beyaz çadıra yırtık deri elbise giyen, elinde beyaz 's' tutan, beline çakmak taşı bağlayan, ayağına çarık saran bembeyaz sakallı, ak külahlı derviş birden içeri girdi.<br />
<br />
"Millet" dedi yüzü ışıldayan derviş, şaşkın oturanlara bakarak, "müsaade ederseniz nur yüzlü çocuğun adını ben vereyim."<br />
<br />
Onlar da; "Olsun! Ağzından çıkan kutlu olsun, çocuğun adını sen ver ihtiyar" dediler.<br />
<br />
"Söylemek benden, söz Tanrı'dan. Çocuğun adı Manas olsun! Ulu adına layık bahadır olsun! Belal'rdan uzak dursun" dedi gözlerinde ateşi olan evliya derviş elindeki 's'sını çocuğun üzerine silkerek "Manas ok geçirmeyen kürklü ol ! Ok yetişemeyen atlı ol! Sana dokunanları kılıçtan geçir, karşına düşman çıkarsa belini büküp öcünü al! Seninle tutuşan yenemesin, sana dokunana aman verme! Yalnız başına bozkurt ol, kırk kişiye bedel ol! Adını şimdilik sakla." dedi.<br />
<br />
Oradakiler "Dediğin olsun. Tanrım versin!" diye uğultuyla güney ışığının girdiği tüneke bakarak Gök Tanrı'yı sığındılar.<br />
<br />
Çıyırdı Hanım, çocuğuna ad veren adama elindeki ipek kumaşla altını vereyim diye düşünürken beyaz sakallı derviş bir anda gözden kayboluverdi. Onu dışarda olanlar da görmemişlerdi.<br />
<br />
Manas Manas olunca, adı sanı duyulunca, yurtta ona muhatap çıkmadı.<br />
<br />
Küçücük Manas, bağırınca dağdaki kayberen ürkerdi, ormandaki kaplanlar kaçardı. Manas bebekliğinde ağlamayı bilmiyordu, yaramazlık yapardı, istese obanın ocağındaki ateşten yalın ayak geçerdi. İçinden geçilmez çam ormanında tek başına dolaşırdı. Ev kadar taşları dağdan yuvarlardı. Onbeş yaşındaki çocuğun elini sıkıp ağlatıyordu.<br />
<br />
Çocukcağız üç yaşına geldiğinde Çong Cindi diye biliniyordu. Delikanlılarla eşit oldu, devenin kuyruk sokumu kemiğini tek eliyle birleştirir, Gök öküzün boynuzunu kırardı. Onunla görüşmeye kimse çıkamazdı.<br />
<br />
Çong Cindi henüz dört yaşına geldiğinde sık sık dövüşmeye başladı. Kara ağacı yerden köküyle beraber kopardı. Canıyla yarışıp, gücüyle kapıştı, suya bassa dalmadı, ateşe bassa yanmadı. Arslan gibi heybetli oldu, belalı Cindi diye adlandırıldı.<br />
<br />
Çong Cindi beş yaşına geldiği zaman, henüz küçükken marifetini millete gösterdi, öküz kadar taşları kaldırdı, yılanın başını ısırdı, bir tulum kımızı bir seferde içti.<br />
<br />
Genç Manas altı yaşına geldiğinde uzun boylu delikanlı oldu, yiğitlerle denk oldu. Çong Cindi adını bıraktı, kendi adıyla çağrılmasını istedi.<br />
<br />
Manas, yedi yaşında kırıp dökmeye başladı. Can dostları ondan bezerek kaçtılar. Deliliği arttı, bir kuzunun eti ile doymada, onunla güreşecek yiğit kalmadı.<br />
<br />
Manas sekiz yaşına girip erkeklik çağına erince, her gün kırlarda dolaştı. Ev yüzünü görmedi, kervan yolunda gelip geçen tüccar ve kervancıları soyup malını mülkünü çocuklara dağıttı. Avuldakiler "Cakıp Bay'ın bir tanesi laf dinlemez şımarık" diye dedikodu yaptığı halde hiç kimse karşısına çıkamazdı.<br />
<br />
Bir keresinde Manas, avuldan kırk çocuğu toplayıp, geniş Altay'ın tepeli alanlarında karargâh kurup eğlence düzenledi. Eğlence kıvamına geldiğinde yukarıdaki dağ tepesinde Kalmuk, Tırgot, Moğol'un kudurmuş seksen çocuğu sallana sallana gelip avulun çocuklarına büyüklük tasladı.<br />
<br />
"Serseri Kırgızların çocukları eğlence düzenlemişler. Onlara eğlenmeyi gösterelim! Esen Han atamız bunların derisini yüzüp gözünü oyacak! Diye şımardılar. Onlar birine "Erkek isen yap" dedi. Manas. Kalmuk'un, Moğol'un , genç çocukları savaş parolasını söyleyip Kırgızları her yandan kuşattılar, bağırıp çağırarak, kavga çıkardılar. Kaçan Kırgız çocuklarını küçük büyük demeden ölesiye dövdüler, epeydir bir kenarda duran Manas artık "yeter" diye araya girdi.<br />
<br />
"Bu hakeme bak, kötü Kırgız!" diye Kalmuk çocuklarının başı Manas'a değnekle vurdu.<br />
<br />
Manas dayak yedikten sonra yerinde duramadı. Yerdeki değneği alıp Kalmuk'lara öyle bir hareket yaptı ki, değneğin dokunduğu on iki çocuk öldü. Manas'ın heybetini gören Kalmuk çocukları köşe bucak kaçmaya başladılar. Kırgız diye savaş parolasını söyleyen kırk çocuk Kalmukları kovaladılar.<br />
<br />
Manas, Kalmuklara yetişip tam onların cezasını vermek üzereyken karşısında Cakıp Bay Peyda oldu.<br />
<br />
"Hey yaramaz!" diye Cakıp, Manas'a bağırdı, "Kalmuklara bunu nasıl ödeyebilirim! Başımızı yiyeceksin bu hareketinle, dur!" dedi.<br />
<br />
Manas kırk çocuğu peşine takarak hiçbir şey olmamış gibi avula geldi.<br />
<br />
Ertesi gün Kalmuklara dokuzarlı gruplar halinde hayvan götüren Akbalta şöyle dedi:<br />
<br />
"Avulumuzdaki Çong Cindi denen çocuk kavga çıkarmış, onu cezasını biz verelim, ayağına geldik, çocukların işi yüzünden birbirimize düşman olmayalım" diyerek Kalmukların ayağına kapandı.<br />
<br />
Onun malını mülkünü alan, içkisini içen Kalmuklar şöyle dediler:<br />
<br />
"Kırgızlar, sizin af dilemelerinize alıştık artık.Çong Cindi'nize sahip çıkın!"<br />
<br />
"Tamam" dedi sırrı içinde saklayan Akbalta.<br />
<br />
O olaydan beri Cakıp oğlundan kaygılanıyordu.<br />
<br />
Cakıp sonunda Hanımına danışarak Manas'ı Oşpur'a bir an önce vermek istedi. "Çocuğu uşak mı yapacak, Hanzade mi yapacak, budala mı yapacak kendisi bilsin. Onun eline verelim, hem Kalmukların gözünden uzak dursun" diye atına binerek yola koyuldu. <br />
<br />
Cakıp'ın bildiği kadarıyla Oşpur çobanların başı Tengir Bay'a tabi olan, töreleri iyi bilen, sözü bir özü bir insandı. Oşpur, gençliğinde dünyadan bıktığı için halkına geç katılmıştı. O dağın tepesinde düşüncelere dalmış bir halde akşama kadar otururdu. Gece boyu uyumasa bile gündüz yine halinden hiç bir şey eksilmiyordu. Kolay kolay sırrını söylemezdi. Birçok dili biliyordu, Kara kuş gibi ihtiyar gözükmesine rağmen tekmeyle taş yaran, eliyle herşeyi kırabilen kişiydi. Yedi gecede Kalmuk ve Çin'e yaya olarak gidip gelirdi. Oşpur, dağdan seyrek olarak inerdi. Ömrünün büyük bir bölümünü ak karlı, mavi buzlu yükseklerde kuzuların otladığı, kayberenlerin yayıldığı yerlerde, koyunlar arasında geçirirdi.<br />
<br />
"Oşpur Bay nerdesin?" dedi Cakıp yüksek sesle, "Sana bir kul getirdim."<br />
<br />
"Buradayım Cakıp Bay." Oşpur Ak çadırından çıktı, "A, oğulunuzu ağılıma alıp gelmişsiniz..."<br />
<br />
Oşpur, Manas'a dikkatlice bakarak ona bir sarı keçi yavrusunu kurban kesti.<br />
<br />
"Oşpurcuğum, sen çok şey bilirsin, söylemesem de bunu farkedebiliyorum.Bunu adam et. Seni Tanrı'ya, oğlumu sana emanet ediyorum."<br />
<br />
Çoban başı, Bay'ın sözünü dinledikten sonra cesaret bularak:<br />
<br />
"Bayım, peki. Avuldaki Çege Bay ile oynasın!"<br />
<br />
"Oğlumun gözünün yaşına bakma!" Vur, döv! Yattığı yer kara kulübe olsun, önü taar (kaba yünlü kumaş), keçe olsun! Şımartma" diyerek Cakıp evine döndü.<br />
<br />
Manas Oşpur'un yanında kaldı.<br />
<br />
Ertesi günü kara kulübede horlayıp uyumakta olan Manas'ı Oşpur tan atmadan uyandırdı.<br />
<br />
"Hey, Manas! Sen buraya uyumaya gelmedin. Çobansın. Dediğimi yapacaksın, kalk! Normalde öğlene kadar uyuyan uykusever Manas bugün hiç ses çıkarmadan gözünü açtı.<br />
<br />
"Söyle bana, nasıl insan olmak istersin?" dedi Oşpur onu sorguya çekerek.<br />
<br />
"Bahadır olmak istiyorum" dedi Manas rahatça.<br />
<br />
"Peki. Bahadır olunca ne yapacaksın?<br />
<br />
"Bahadır olursam düşmanlarımı param parça edeceğim."<br />
<br />
"Öyle mi! Niçin düşmanlarını öldüreceksin?"<br />
<br />
Manas buna cevap veremedi. "Halkımı yağmalayıp soyduğu, öldürdüğü için desene" dedi Oşpur<br />
<br />
"Kan dökerek mi bahadır olacaksın?"<br />
<br />
"Bilmiyorum". "Şimdi sözümü dinlersen bahadır olacaksın" dedi Oşpur.<br />
<br />
Manas çobana "evet" işareti yaparak başını salladı.<br />
<br />
Oşpur, Manas'ı büyük nehirin aktığı geniş dereye götürdü.<br />
<br />
"Şimdi buradan öteki kıyıya geçeceğiz, yol bu" dedi Oşpur.<br />
<br />
"At ile geçemez miyiz?" dedi Manas.<br />
<br />
"Bahadırlar pek çok zorlukları yaşarlar. Bahadır olmak istersen yaya geç" dedi, Oşpur, Manas'a bakıp.<br />
<br />
Gerçekten Manas nehire elbiseleriyle girdi. Beş adım gittikten sonra Manas bir taşa takılıp kayarak düştü. Suda sürüklenmeye başladı, suda boğulmak üzereydi, iki gözü Oşpur'da idi.<br />
<br />
Oşpur, suda akıp gitmekte olan Manas'ı takibederek, şaşmadan nehir kıyısı boyunca gelmekte idi. Manas çaresizdi, nehir onu almış götürüyordu.<br />
<br />
Nehirin kıvrımına geldiğinde, Manas'ın gücü kalmamıştı. Oşpur, kıyıdan elini uzatıp onu nehirden çıkardı.<br />
<br />
"Bahadır olmak kolaymıymış" dedi Oşpur gülümseyerek.<br />
<br />
"Bahadır savaşta dövüşür, düşmanla savaşır. Suda akmaz" dedi Manas kızgın halde. "Suda dövüşmek, yaya olarak nehir geçmek her an bahadırların başına gelebilir" dedi Oşpur. "Uykudan kalkıp, bir anda kara gücünle olman lazım."<br />
<br />
Oşpur, Manas'ı öteki kıyıya geçirip taşlı dereyi gösterdi.<br />
<br />
"Bu deredeki taşları iki günde bir yere toplayacaksın."<br />
<br />
Manas daha da sinirlendi.<br />
<br />
"Onunla sur mu yapacağız?" dedi Manas tersleyerek.<br />
<br />
" Hayır. Senin gücünü deneyeceğiz" dedi Oşpur. "Bunları topladıktan sonra eve gidebilirsin."<br />
<br />
Oşpur atına binip Manas'ı derede bırakarak gitti.<br />
<br />
Manas, burada iki gece kaldı, bin bir zorlukla ev kadar taşları bir yere topladı. Üçüncü gün Oşpur geldi, toplanan taşları görüp Manas'ın omuzunu tuttu.<br />
<br />
"Şimdi, senin gelecekte bahadır olacağın belli oldu, Manas".<br />
<br />
Oşpur o zamandan beri Manas'ı rahat bırakmadı. Onu yayladaki Süt-köl denen suyu çok soğuk olan derin göle; etrafında Kamçatka ördeklerinin bulunduğu yere götürdü. Beline ip bağlayıp suya daldırdı. Böylece Manas yüzmeyi öğrendi.<br />
<br />
Bu Oşpur'un eziyetlerinin başlangıcı idi. Ne olursa olsun, Oşpur'un eziyetleri, Manas'ın hoşuna gidiyordu. Dikkatlice canla başla Oşpur'un söylediklerini, itiraz etmeden hemen yerine getiriyordu. Bahadır olmanın kolay olmadığını artık anlamıştı Manas.<br />
<br />
Bir ayda Manas yayın nasıl yapılacağını, nasıl çekileceğini öğrendi. İki ay sonra dayanıklı mızrak yapmanın sırrını öğrendi. Üç ayda kılıç yapmayı ve kullanmayı öğrendi. Dört ayda erkek yarışları (at üzerinde yapılan bir birini eyerden düşürme yarışı) na alıştı. Beş ayda Oşpur ile tutuştu, kara gücü geldiğinde Manas onu bir eliyle kaldırdı, bunu fırsat bilen Oşpur ayak çalmak suretiyle çocuğu yere serdi. Oşpurun bilmediği şey yoktu. Tibet ve Çin'den öğrenip geldiği sırrı, ineğin derisini asıp eliyle saplayarak delmeyi, bir değnekte otuz kişiyle tutuşmayı, tekme atmayı Manas'a öğretti.<br />
<br />
Altı ay sonra o etine dolgun çocuk zayıflamıştı, boyu uzayıp yaramazlığı kalmamıştı. Vücudu kuvvetlenmiş boz bir oğlan olmuştu. Ondan sonra Oşpur, Manas'a güvenerek onu Çege Bay'la beraber koyun gütmeye gönderdi.<br />
<br />
"Üzerine Kalmuk'un taşına tak!" dedi Oşpur, "Yoksa Kalmuklar senin ayaklarını ve kollarını keser."<br />
<br />
"Oşpur Ağa! Kalmuk'un taşına takıp yaşamaktansa ölürüm daha iyi" Manas buna gücenerek beyaz kalpağını, üstüne kementay (keçeden üst giyim=çapan) giydi ve yanına kılıcını aldı.<br />
<br />
Manas on yaşına geldiğinde tırmanmak için dağ, savaşmak için düşman bulamadı. O dağdaki çobanlardan kırk çocuk bulup almak istedi.<br />
<br />
Bir sıcak yaz gününde, Manas ile Çege Bay dağa koyunları otlatmaya çıkmışlardı.<br />
<br />
Tam karşıdaki kaya taşında bir kurt, koyunları arasında aksak beyaz kuzuyu yakalayıp güpegündüz parçaladı. Bunu gören Çege Bay'ın ödü koptu; bağırmak için sesi dahi çıkmadı, ardıç ağacına çıkarak saklandı.<br />
<br />
"Hey, bu hangi köpek" dedi Manas.<br />
<br />
"Köpek değil, kurt" dedi yaşça büyük olan Çege Bay. "Bizi de yiyecek. Saklan buraya."<br />
<br />
"Kurtsa ne varmış. Bunun ciğerini söküp alacağım" diye on yaşındaki Manas kurda saldırdı. Kuyruğundan yakalayacaktı ama yetişemedi.<br />
<br />
Kurt kaçıp gitmekte idi. Manas akan kanı izinden onu takibetti. Kurt kayanın önündeki kara mağaraya girip saklandı. Manas da onun izinde mağaraya girdi.<br />
<br />
Manas mağaraya girince gördüklerine inanamadı, köşede iri yarı, şık elbise giyen kırk kişi sırayla oturmuştu. Kanatlı atları vardı; gönülleri açık, yüzleri nurluydu. Onların yanında Oşpur'un aksak kuzusu meleyip duruyordu.<br />
<br />
Büyüklerden çekinen Manas onlara selam verdi:<br />
<br />
"Ağalar, Kuzuyu kapan kurdu gördünüz mü?" dedi.<br />
<br />
"Gördük" dediler. Oturanlar birbirlerine bakarak gülümsediler. "O kurt işte biziz. Biz kırklarız.<br />
<br />
" Manas'ın onlara pek inanmadığını gören kırklardan biri bir anda kurt şekline girdi. Manas da böylece inandı.<br />
<br />
"Biz kırklar senin yoldaşlarınız" dedi oturanların büyüğü, "Ne zaman zorda kalırsan biz hemen yardımına koşarız. Sana söz.<br />
<br />
" Kırklar Manas ile göğüslerini birbirine değdirerek sözleştiler.<br />
<br />
O esnada mağaraya Çeğe Bay girdi.<br />
<br />
"Onun adı ne?" Kırkların büyüğü.<br />
<br />
"Kadoo Bay'ın oğlu Çeğe Bay, çobanımız."<br />
<br />
"Bu çocuk sonra sana can yoldaş olacaktır, adı Kütübi olsun" dediler ve kırklar gözden kayboldular.<br />
<br />
Manas ile Çeğe Bay geri dönüp koyun kuzularını saydılar, eksik çıkmadı. Manas bu gördüklerini iyiliğe yordu. Deminki beyaz kuzuyu Çeğe Bay'la kesip kızartarak yediler. Gündüz dağdaki koyunlara saldıran kurtları gören çobanlar, akşam üstü deredeki koyunlarını sayıp kontrol ettiler. Ağıldaki koyunların ve otlaktaki atların hiçbiri eksilmemişti. Oşpur'un koyunlarına da bir şey olmamıştı. Ağılda deminki aksak ak kuzu da vardı.<br />
<br />
Oşpur, koyunlarını güderek tepe boyunca gelirken deredeki çukurda Manas başta olmak üzere kırk çocuğun eğlenmekte olduğunu gördü. Çocukların eğlenmesini seyretmek için attan inerek bir söğüdün altında oturdu.<br />
<br />
Çocuklar artık büyümüşlerdi. Onlar durmadan ordo (Hanı karargahını ele geçirmek için savaşı temsil eder) oyunu oynuyorlardı. Sonra kazandaki etleri alıp yediler. Çocukların arasında Manas Opol dağı gibi gözüküyordu, o bu görünüşüyle diğerlerinden farklı idi.<br />
<br />
"Bahadıra itaat edelim!" Kırk çocuk Manas'ın etrafında dönerek ona saygı gösterdi. Manas bununla yetinmeyerek, adetlerde olduğu gibi somurtkan davrandı. Çocukların kendisine beğim demelerini sağladı.<br />
<br />
Eti yedikten sonra Manas söğüdün gölgesinde uykuya daldı. Bir zaman sonra üst taraftan Kara Malmuk'un seyisi Kancarkol, yolundan şaşmış köpek gibi bastırıp geliyordu. Bu kafirin işini Oşpur biliyordu. Bu adam Kalmuk ve Çin'de, Sibirya parsı gibi emir dinleyen, insanın başını eliyle kesebilen, elini göğüse saplasa hançer gibi giren, bu yüzden Kancarkol diye adlandırılan bel'lı biriydi. Oşpur, içinden fırsat bulsam da Kancarkol ile yerde teketek dövüşsem diye düşünüyordu.<br />
<br />
Kancarkol, yol boyundaki çocukları görünce köpek gibi fırlayıp gelerek kamçısıyla onları kamçılamaya başladı. Çocuklar Tarançı gibi sağa sola dağıldılar, bazılar korktu. At üzerinde dövüşemeyen Kalmuk attan inip kuşattığı çocuklardan dördünü eliyle vurarak öldürdü. Sonra onları toplayıp üzerlerine oturdu.<br />
<br />
Manas, çocukların gürültüsünden uyandı. O Kancarkol'a doğru heybetle, arslan gibi kükreyerek geldi. Onun gücünü farkeden Kancarkol da önceden tedbirini aldı. Oşpur;<br />
<br />
"Ne yazık ki, Manas belki o tecrübeli kafire yenik düşebilir, keşke onun yerine ben olsam! Kancarkol, Manas'ı parçalarsa, Cakıp'a ne söyleyeceğim." diye düşündü.<br />
<br />
Manas ile Kancarkol meydanda dönerek birbirini korkutmaya çalıştılar. Bir ara, Kancarkol eliyle Manas'a göz açıp kapayıncaya kadar vurmak istedi. Yiğit Manas, kendini bir yana attığından, Kalmuk'ın eli söğüde saplanmıştı. Bir anda Manas ayağıyla onun böbreğine vurup, kaldırdı ve kucaklayarak yere fırlattı. Kancarkol yere serildi.<br />
<br />
Oşpur, Manas'tan emin olarak, çocuk, göreceğini görmüş, öğreneceğini öğrenmiş, olgunlaşmıştır, sağ salimken Cakıp'ın eline teslim edeyim diye yola koyuldu.<br />
<br />
Oşpur'u gören Çıyırdı, sevincinden bağırdı. Heyacandan Oşpur'a verebilecek hediye, giydirebilecek elbise bulamadı.<br />
<br />
"Sana kurban olayım Oşpurcuğum! Manas kuzum amam mı? İki yıldır onu görmedim. On çocuğu varmış gibi ihtiyar onu görmeye gitmedi. Manas adından Kalmukların, Çinlilerin haberi var mı? Almak istersen işte hayvan! Para istiyorsan onu da senden esirgemem. Beslediğim oğul adam olacak mı?"<br />
<br />
Sözde hasis, derin düşünceli olan Oşpur şöyle dedi:<br />
<br />
"Oğlumuz amandır, kimseye yenilmez, güreşte, kimseye boyun eğmez biri oldu, kıvamına geldi. Söyleyeceğimi söyledim, vereceğimi verdim. Artık Kalmuklardan, Çinlilerden korkmaz oldu. Çocuğa ihtiyacınız varsa alabilirsiniz."<br />
<br />
Ertesi gün Cakıp Bay, Manas'ı alıp gelmek için Oşpur'la beraber gitti. Cakıp oğlunun olgunlaştığını görüp sevindi. "Ya kurban olayım kuzum, beri gel, konuşalım. İhtiyar Kalmuk'u dövmüşsün. Çakmağıyla bıçağını almışsın. Şimdi Kalmuklar bize felaket yağdırmaz mı? Başınıza bel' olmayacaklar mı? Diye Cakıp ağladı.<br />
<br />
"Ben onu ganimet aldım. Ganimeti vermeyeceğim." dedi. Manas dudaklarını bükerek. "Ey baba! Ne zamana kadar böyle saklanıp yaşayacağız? Artık kaçmayacağım Kalmuk'tan, ölümde öte yok !" dedi.<br />
<br />
"Ya, yavrum, arkadaşlarına hayvan kesip yedirip israf etmişsin." dedi Cakıp.<br />
<br />
"Ey baba kızma. İnsana, dünya ile hayvan bulunur. Bunca sahipsiz hayvanı güdüp ne bulacaksınız. İnsana birazcık servet yetmiyor mu?"<br />
<br />
Cakıp, çocuğunun söylediklerine karşılık bulamadı. Manas'ın akıl bulduğunu, büyüdüğünü gören Cakıp, içten memnun oldu.<br />
<br />
Oşpur, elini Manas'ın omzuna koyup vedalaşırken sordu:<br />
<br />
"Manas, olgunluk çağına geldin. Şimdi seni babana teslim ediyorum. Söyle bakayım, benden ne öğrendin?" dedi Oşpur.<br />
<br />
"Nasıl bahadır olunacağını, nasıl savaşılacağını" dedi Manas.<br />
<br />
"Hoşlanmadığın herkesle savaşır mısın?" dedi Manas.<br />
<br />
"Saldırırsa, evet!"<br />
<br />
"Manas sağ kulağınla da, sol kulağınla da dinle. Sadece halkına saldıran düşmanla savaşacaksın. Her zaman halkını düşüneceksin, sonra kendini. Bu, her yiğidin parolasıdır. Benim sana verecek vasiyetim budur."<br />
<br />
Manas nasihatini bitiren Oşpur'un önünde diz çöktü.<br />
<br />
Cakıp Bay'la Manas sabahın köründe yola koyuldular. Doğuda güneş ışınları bulutlara aksederken Batıda ay henüz kaybolmamıştı. Tepeleri beyaz karla örtülen dağlar, kül rengine bürünmüştü. Kuş sürüleri dizi halinde göç etmeye başlamış, yerde otlar sararmış, şafak süzülmüştü.<br />
<br />
Cakıp Bay da gök yavrularını yetiştiren kuş gibi, boyu uzayan, at üzerinde mağrur oturan yiğit oğlunu, dikkatle süzüp, daha önce "Keşke yanımda bir oğlum olsaydı, hasretim kalmazdı." şeklindeki dileğinin sonunda gerçekleştiğine şükrederek, Hanımına çabuk ulaşmak için atın dizginini silkti.<br />
<br />
Tör-Su nehrini geçip Ak-Ötek'e geldiğinde uzaktan buram buram yükselen toz duman içinde, ürkmüş at sürüsü göründü. Çakıp ürkmüş atların önünü kesip, damgalarına bakarak onları kendi atları olduğunu gördü.<br />
<br />
Cakıp bu sıcakta temiz atları korkutarak süregelen yabancı Kalmuk'a sordu:<br />
<br />
"Hey, atları nereye götürüyorsunuz?"<br />
<br />
Yer kapan Kalmuk, Cakıp'ın sözünü anlamadan atları, sövüp sayarak sürüp gitti.<br />
<br />
Atların ardından koşan Iyman adlı at çobanı, Cakıp'ı görüp acı acı ağladı.<br />
<br />
"Kalmuklar bizi dövüp, yurdumuzu alarak, atları sürüp götürüyorlar, bayım."<br />
<br />
O sırada Manas yetişip geldi, ağlayan at çobanını görüp babasına sordu:<br />
<br />
"Bu at çobanın kim dövmüş, baba?"<br />
<br />
Cakıp doğruyu söyledi.<br />
<br />
"Deminki Kalmukların işi yavrum. Altı grup Kalmuk yer değiştirmiş. Kısa zaman önce otuz kısrakla, beş atı otlak ücreti olarak vermiştin. Bunu az görüp atları otlaktan kovmuşlar."<br />
<br />
Atların ardındaki al donlu ata binen Kalmuk reisi Kortuk, Cakıp'ı tanıyıp kaba sesle bağırdı:<br />
<br />
"Pis, vahşi Kırgız! Otlağın sahibini bilmiyor musun?" Hayvanlarına bir yer bulsaydın? Şimdi sana göstereceğim! Tohumunu göstereceğim." diye Kalmukça sövüp, Cakıp'ı atından indirip, kovaladı.<br />
<br />
"Ya baba, bunlar ne diyorlar?" diyen Manas hal' hiçbir şey anlayamamıştı.<br />
<br />
"Ey yavrum, çocuklar böyle sözleri anlamaz" dedi. Cakıp telaşlanarak.<br />
<br />
Bu sırada kenarda duran Kalmuk, Cakıp'ı kamçıladı. Bayın sardava kalpağı yere düşüp çenesinden kan aktı. On Kalmuk Cakıp'a saldırdı onu fena dövdüler.<br />
<br />
Bunu gören Manas tahammül edemedi. At çobanı Iyman'ın elindeki huş ağacından yapılmış sırığı (kement) kapıp kükreyen Kortuk'un üzerine fırlattı. Kalmuk'un başı parçalanarak beyni sırığa takılı kaldı. Bunu gören Kalmuklar atlarının dizginlerini çektiler, şaşırdılar. Atlarının üzerine yerleşerek Manas'ı yakalamaya yeltendiler. Mızrak ve kılıçla saldıran Kalmuklar, Manas'ı her taraftan kuşattılar. Manas atıyla bir yana kaçarak sırıkla onları birer birer yere düşürdü. Kalmukların yedisi yere düştü. Manas gök kır atının yorgun düşmesine rağmen ayaklarıyla onun böğürlerine vurarak kaçan Kalmukları inatla takibetti.<br />
<br />
Cakıp Manas'ın arkasından bağırarak gök kır atın dizginini tutmaya çalışsa da ulaşamıyordu.<br />
<br />
"Hey, yapma yavrum, dur!" diye ağlıyordu Cakıp, "Kendine gel! Arkana bak, vay-vay! Bu yaptığın nedir? Köklü kabilen mi ver senin? Keşke kırk yoldaşını bekleseydin? Tek başına Kalmukları öldürüp bitirebilir misin? Bırak yavrum dur!..." <br />
<br />
Manas babasına acıyıp gök kır atının dizginin çekti.<br />
<br />
"Kurban olayım sana yavrum. Bu Kalmuklar bundan sonra seni boş bırakmazlar. Bakarsın yarın Kortuk'u öldürdün diye, intikam almak isterler. Onlar "Kun" isterler. Manas atın dizginini sıkı tutup uslu duruyordu.<br />
<br />
"Kun ne demek baba?"<br />
<br />
"Oğlum birisini öldürdüğün zaman, zarar gören taraf kun ister. Kunga bakarak (at, koyun, deve, inek) altın ve benzeri dünya kıymetlerini alır. Onu ödemezsek baş alır veya ailemizden birisinin öldürülmesini isterler." "Kalmuklar Kortuğun Kun'u için bizi esir alıp malımızı yağma ederler mi?" Avula ulaşmaya az kaldığında, Manas düşünceye dalmıştı, sonra Cakıp'ın yanına yaklaşarak:<br />
<br />
Ya baba sen beni çocuk mu sanıyorsun?<br />
<br />
Büyüdün , akıllandın.<br />
<br />
Daha nereye büyüyeceksin? Dev gibi boyun var.<br />
<br />
Bana güveniyor musun?<br />
<br />
Güveniyorum.<br />
<br />
Ben senden bir şey soracağım, saklamadan doğruyu söyler misin?<br />
<br />
O soracağın soruya bağlı, yavrum. Soru oğlunun babasına sorabileceği bir sorudur. Cevap ise akıllı bir babanın büyümüş oğluna vermesi gereken doğrulukta olmalıdır, baba.<br />
<br />
O zaman sor oğlum. Bundan sonra sana gerçekleri söyleyeceğim, senden hiçbir şey gizlemeyeceğim.<br />
<br />
Baba soyunu sopunu bilmeyen adam olmaz. Benim yedi göbek soyumu anlat. Ala-Too'dan Altay'a gelişimizden başlayarak hepsini anlat.<br />
<br />
Oo, oğlum sen sormaz olsaydın; ben de söz vermiş olmasaydım. Babanın da çocuğuna söyleyebileceği söz var, söyleyemeyeceği söz var. Ama sen atalarının geçmişini bilmek zorundasın. Bunları sen biraz daha büyüğünce söylemeyi düşünüyordum. Sorman, büyüdüğünün işaretidir. Atalarımızın geçmişi nesilden nesile emanettir. Senin övünebileceğin, gurur duyabileceğin bir halkın var. Soyun Kırgız, sözünden dönmeyen, savaş denince durmayan, cesur, akıllı ve inatçıdır. Dostunu düşmanını bilen, namuslu, cesur, savaşçı ve kırk kabileli, cennetlik bir halkın vardı. Cakıp Bay, oğluna, yedi göbek atasını onların kahramanlıklarını masal gibi anlatarak büyük dedesi Nogoy Han'ın tarihine geldi.<br />
<br />
Büyük deden Nogoy'un yedi göbek atası hep handı. Onların hepsi arslan gibi güçlüydüler. Nogoy Han da onlardan eksik değildi. Rızkını hiç kimse paylaşmadı. Tacını kimseye giydirmedi. Komşularıyla iyi geçindi. Düşmana hakkını yedirmedi. Nogoy, Han, ilkbaharda babalarının eskiden izlediği büyük yolu takip ederek Ala-Too'dan göç etti. Otlak arayıp Enesay, Altay, Ming-Suu (nehir) ya kadar giderek serinledi. Oraya eskiden yerleşmiş bulunan kırk Kırgız kabilesiyle, oniki Türk soylu kabilelerle yaylayı paylaştılar, hayvan alış verişinde bulundular, dünürleştiler, adetleri beraber muhafaza ettiler, düşmana karşı beraber savaştılar, güz gelince yüklerini, hayvanlarını alıp göç ettiler. Ancak altı ay sonra Ala Too (Aladağ), Andican, Alay gibi ılık yerlere gelip kışladılar. Dürüst deden Nogoy, Esen Han'la yapılan savaşta yüreğine mızrak saplandığı için can çekişirken, oğullarına, halkına acı acı ağlayarak şöyle vasiyette bulunmuştu: "İyi niyetli yiğitlerim, köklü halkım, bizim düşmana yenik düşmemizin sebebini şimdi anladınız mı? Düşmana askerimiz az olduğu için boyun eğmedik. Halk birleşmedi. İçimizden çürüdük. Birlik ve beraberliğimiz bozuldu. Töreden uzaklaştık. Arzu ve hevesimiz kalmadı, bilgelerin sözünü ciddiye almadık. Töreleri bıraktık, kötülere kandık, küçükler büyüklere hürmet etmediler, çocuklar atalarını bilmediler, kadınlar kocalarını düşünmediler. Tanrıyı tanımadık. Böylece yurdumuzdan gayret, iman, haysiyet kuvvet gitti. Akıllı önderlerinize ve memleketinize gerçekte karşı olan sizsiniz, Düşmana kucak açan sizsiniz. Bundan ibret alınız! Bunu sonraki nesillere, çocuklarınıza anlatınız..."<br />
<br />
Oğlum, Nogoy deden vefat ettiği zaman hansız kalan halk şaşırdı, han hazinesi tüketildi, sayısız hayvanları talan edildi, yiğit erkekler köle oldular, n'rin belli, nazlı gelinler, küçük kızlar, cariye oldular. Böyle zilleti Tanrım kimseye göstermesin, zamanında güçlü olan göçmen halkın başına felaket ve dert geldi. Ay batmış gibi ocağı söndü, başı derde girdi. Pis Esen Han "Bu Kırgızlara yardım edenin kim olduğunu anlayamadım. Pek çok kez onları soyup soğana çevirdiysem de yine başını kaldırıyor. Başları bir araya gelirse tekrar dirilip kavga çıkaracak" diye danışmanın sözünü dinleyerek, yok edemediklerini dağ derelerine, kuru yataklara kum gibi dağıttı. Kırgız çocuklarını Çinlilerin, Kalmukların atlarına bakıcı yaptı. Karşılık gösteren Kırgızların dilini kestiler, eline çivi çaktılar. Usta okçuların gözlerini oydular, söz dinlemeyenin kulağına kurşun döktüler. Ata binip kuş gibi dolaşan halk şimdi güneşin doğuşunu batışını görememekte. Onlar tutsak oldular, dertlerini kimseye söyleyemediler, kuma akan su gibi tutunacak yer bulamadan, şaşırdılar. Çin Hanı Esen Han eline geçirdiği göçmen Türk ve Kırgız yiğitleriyle "vahşiler" diye alay etti. Kalmuk, Moğol ve Tırgotlardan muhafız koyup dağa ve ata alışmış halkı, gasbettikleri hayvanlara bakıcı yaptılar, onları huduta yakın yerleştirip, Çin Seddi'nin önünde saldıran düşmanına karşı mızrak kalkanı olarak kullandılar. Zavallı halk bir deri bir kemik kalmıştı. Kabahat halkımızdaydı. Onlar, yıllar sonra Altay'da ancak birleşebildiler. İşte şimdi sen doğdun. Demin de söylediğim gibi aklını buldun, kuvvetle doldun. Yavrum, ataların, halkı gözbebeği gibi koruyup, onlara tünek olup, muska gibi saklayıp korudular. Atalığın gereğini yerine getirdiler. Ben onlar kadar olamadın. Ahvalim iyi gitmedi. Aklım, kuvvetim kafi gelmedi. Şimdi senin zamanın, senin yerine getirmen gereken şeyler var. Umudum sendedir. Halkın senden beklediklerini gerçekleştir. Şerefini koru. Korktuğum şey şudur; artık sırtını dayayabileceğin ataların, o kuvvetli Kırgızlar yok. Etrafında toplanın arkadaşların yok. Yalnızsın, yavru..." Gönlündekini söylediği için rahatlayan Cakıp, derin bir iç çekti. Manas düşündü.<br />
<br />
Manas aklına sözleştiği kırklar geldi. O anda karşısında hoş bir ata binen, kara bir elbise giyen, görünüşü muazzam, gök bayraklı, gaza için var olan Kırklar peyda oldu. Onlar Manas'tan başka kimseye görünmeden, sözleri duyulmadan değişik bir kılıkla çıkageldiler. Manas onlarla şakalaşarak onlara Kortuk'u öldürdüğünü söyledi. Cakıp Bay, oğlu sapasağlam iken birdenbire hiçbir şey yokken onun ileri geri konuştuğunu, boşuboşuna kahkaha atıp çırpındığını görünce, çok korktu. Oğluma cin çarptı diye ne yapacağını şaşırdı. O bu korkulu anda Hanımı Çıyırdı'yı hatırladı. "Hanıma çabuk ulaşayım, ıssız yerlerde dolaştığı için Manas'ın delirdiğini anlatayım. Baksın, yüreği sızlasın." diye atını kamçıladı.<br />
<br />
Cakıp Bay, atını bağlamadan, kimseye bakmadan, kamçısını sallayarak yürüdü. Gözlerinden yaş dökülüyordu. Başını eğdi. Dalgın dalgın yürüyordu. Çıyırdı'nın çadırına felaket haberi getirdi.<br />
<br />
"Ey Hanım, bunu kimse bilmesin, tamam mı? Bizim ışığımız söndü. Gözümüz oyuldu. Hayatımızı karanlık bastı. Fel'ket geldi." Diye Cakıp dizlerine vurdu.<br />
<br />
"Ne diyorsun, dilin yansın senin ihtiyar! Ağzındaki sözlerini köpeğe söyle. Yavrumun hâlini çabuk anlat! Ölüyorum, çabuk söyle..."<br />
<br />
Cakıp Manas'ın sararmış sahrada dolaşıp delirdiğini anlattı.<br />
<br />
"Gözbebeğim, bir tanemi sahrada niye yalnız bıraktın? Hey deli ihtiyar, ben Baykuş Ana oldum, çocuğa doyan sen oldun. Senin Manas'tan başka kimin var? Atalarınla beraber soyun kurusun, onları niye böyle esirgiyorsun? Bana yavrumu göster. Yavrum, kuzum ne olursa olsun, atını yedekleyerek onu eve getir, hadi! Oğlum sahraya bırakılır mı, baş belası, ihtiyar!" diye bağırdı Çıyırdı gözlerinde yaş dökerek.<br />
<br />
Çıyırdı'nın dünyası karardı, o sanki ateşe düşen sinek gibi kıvranıyordu. Bu 'ciz kullar arasında Çıyırdı gibi yaşlandığında sahip olduğu biricik oğlundan kötü haber alıp da üzülmeyen kadın var mıdır? Bu kadınlar dünyasında, yavrusuna yardım elini uzatmadan yuvasını yılan basan turgay gibi kıvranan bir başka zavallı var mıdır?<br />
<br />
Cakıp, avuluna gelirken bir kötü haber daha ulaşmıştı. Kalmuklar Kortuk'un kan bedeli olarak yarın Cakıp'ın avulunu herkesin gözü önünde yok etmek istiyormuş. Herşey üstüste gelip Cakıp'ı sıkıştırdı. O, Akbalta'yı çağırıp onu dinledikten sonra kendine geldi. Cesaret bulup, sırdaş ve komşu Kazak, Nayman, Konguratlardan yardım istemeye adam gönderdi.<br />
<br />
Zavallı Çıyırdı, Kalmuklar gelmeden önce Manas'ı görmek istiyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı.<br />
<br />
Çıyırdı başındaki büyük beyaz sarığını alıp, yerine kara başörtüsünü örttü. Belini sıkı bağladı, ışık saçan yüzü sarardı. Her zaman nazik idi, bu kez kocasının hiç binmediği Boztaylak'ına binip, kocasının engellemesine rağmen "ölmüşse ben de öleyim, yaşıyorsa beraber geliriz" diye çöle doğru yola koyuldu.<br />
<br />
Biricik oğlum Manas'la birlikte ben de ıssız çölde delireyim, terk-i dünya edip dolaşayım. Biricik oğlumdan ayrılıp yaşamanın bir anlamı yoktur diye ağlıyordu Çıyırdı.<br />
<br />
Issız çölde Çıyırdı'nın eteği rüzgarla savruluyor, atının kuyruğu ve yelesi dalgalanıyordu. O bir tepenin eteğinde Manas'ı arıyordu.<br />
<br />
Atları otlatmakta olan Manas, annesi Çıyırdı'yı görünce karşısına çıktı.<br />
<br />
"Anne, sana ne oldu?"<br />
<br />
Çıyırdı bir söz söylemeden atın üzerinde Manas'a sarılarak gözlerini boşalttı, yalvardı, ağladı.<br />
<br />
"Kurban olayım bir tanem! Gökteki güneşim! Sağ mısın? Var Mısın? "Başın sağ mı?"<br />
<br />
Çıyırdı oğlunun sağ salim olduğunu görünce, kalbi rahatladı, esenlik buldu, ağlaması kesildi, dünyaya yeniden gelmiş gibi sevinerek yola çıkmak için hazırlandı. Babasının söylediklerini öğrenen Manas "Allah iyiliğini versin senin baba" diye kahkaha ile güldü, ona itibar etmedi.<br />
<br />
Manas ile Çıyırdı'nın önüne birden bire atlarını yedeğe alan yedi Kalmuk çıkıverdi. Onların birisi Manas'ı tanımıştı, "Kortuk'u öldüren işte o" diye bağırmaya başladı. Biri atlarına baktı, altısı Manas'a vurmak için ellerini kaldırarak yaklaştılar.<br />
<br />
"Ne olur, biricik oğluma dokunmayın! Beni üzmeyin!" diye Manas'ın önüne geçerek bağırdı, Çıyırdı.<br />
<br />
"Anneciğim, ne yapıyorsun?" dedi Manas önüne çıkarak. "Ee, bunlar altı kişi değil mi. Altmışı gelse de bir şey yapamaz, anneciğim."<br />
<br />
Bu sırada Kalmuklar Çıyırdı'nın atını dizginden tutarak götürdüler.<br />
<br />
"Hey çek elini dizginden! Gebereceksin!" dedi Manas hiddetlenerek.<br />
<br />
Kalmuklar söz dinlemeden atı yedeğe aldılar.<br />
<br />
Manas iki Kalmuk'u omuzlarından tutup birbirine öyle bir çarptı ki, onlar o anda can verdiler. Buna gören Kalmuklar atlarını bırakıp kaçtılar.<br />
<br />
Manas ile Çıyırdı avula geldiğinde Cakıp'ın bıyığı diken diken olmuş neredeyse korkudan ödü patlamıştı. Oğlunun sağ salim olduğunu görünce kalbi rahatladı, şükrederek beyaz tekeyi kesti, keyfi yerine geldi.<br />
<br />
"Tanrının yazdığını görelim. Artık Kırgızlar epey güçlendiler. Kalmuklar mahvolsun. Oğlum Manas varken bir savaşıp görelim!..."<br />
<br />
Manas, Kalmukların saldıracağı gün hiçbir şeye aldırmadan, güneş doğuncaya kadar uyudu.<br />
<br />
"Kırgızlar yiğitlerimizi öldürdü, kardeşimiz iseniz yardıma gelin, Kırgızları keselim." Diye haber gönderdi Mançular, Altay Kalmuklarına.<br />
<br />
Mançular ile Altay Kalmukları kardeş gözüktüğü halde birbirlerini çekemiyor, kıskanıyorlardı. Davet üzerine ancak dört yüz asker toplandı. Altay ve Mançu Kalmuklarından oluşan yedi yüz asker Kırgızlara saldırıp intikam almak için ellerine bayrak alarak yola çıkmıştı. Aç gözlü Altaylı Kalmuklar Cakıp'ın yolda otlamakta olan sekiz bin atını görünce "suç işleyenin, kan güdenin" diye sevinerek hiçbir şeyi umursamadan atları alıp götürdüler.<br />
<br />
Yolun yarısında Mançu askerleriyle Kalmuk askerleri atları paylaşmak için dövüşmeye başladılar. Sayıca üstün olan Altaylılar "Mançuları keseceğiz, kadın ve kızlarını ganimet alacağız" diye onların avullarına saldırdılar. Mançular kanımızın son damlasına kadar dövüşeceğiz diye çoluk çocuk, kadın kız ellerine hançer alıp üç yüz askere yardım ettiler, evlerini kale yaparak onların canını kurtardılar. Mançuların içinden genç olsa da akıllı olan, Manas'ın öldürdüğü kortuk'un oğlu kurnaz Şakul bir çare buldu:<br />
<br />
"Kendi horluğumu görmektense düşmanın horluğunu göreyim, boşuboşuna ölmektense bir şeyler yaparak öleyim" diye Kırgızların üzerine yürüdü.<br />
<br />
Kalmukların atlarını götürdüğünü öğrenip sabırsızlanan Cakıp altmış kişiyle birlikte yola çıkmıştı. Karşısına Şakum çıkıp ağladı ve derdini anlatıp Cakıp'ın ayağına kapandı.<br />
<br />
"Kurban olayım Bahadır Cakıp, Altaylılar avlumu yağmalıyor. Otlaktaki hayvanlarını almasına engel olmuştu, Kırgızlara acıdın diye benim avulumu yok etmek istiyorlar. Bizi kurtarın. Ağılından kalayım, komşun, akraban olayım, ölen babamın kan bedelinden vazgeçtim!"<br />
<br />
Bu sırada arkasından Kırgızların yardımına gelen Kızık, Nayman, Uyşun, Alçın, Argın ve Türklerden oluşan askerler:<br />
<br />
"Babası ölen oğlanın avulunu yağmalatmayalım!; kurtaralım! Diye savaşa giriştiler. Birinci kez her kabileden oluşan yedi yüz seksen asker göğü sarsarcasına "Manas"şeklindeki savaş parolasını haykırarak hücumu geçtiler.<br />
<br />
Olgunlaşan Manas gök mızrağını eline alıp gök kır atına binip, mızrak vurup bağırıp düşmanın canını okudu, kırkların koruduğu Manas yolundakileri temizleyip ilerliyordu. Altaylı Kalmuklar Manas'ın heybetine dayanamadılar. Altaylıların reisi ok ile gebertildikten sonra, atlarına kamçı vurarak kaçtılar.<br />
<br />
Cakıp'ın iki gözü hep Manas'ta idi. Manas gazaba gelmiş nara atarak Kalmukların peşinden alana çıkmıştı. Cakıp, elindeki gök bayrağı Akbalta'ya verdi. Manas'ın arkasından yetişerek atının dizginini tuttu.<br />
<br />
"Kurban olayım kuzum, yeter dur! Kalmukların bayrağı indirildi."<br />
<br />
Zaferden sonra Cakıp ve Akbalta, baş belası Mançuların dediğini yapıp istediğimizi versinler diyerek avula geldiler.<br />
<br />
Mançulu Kalmukların reisi Dögön isimli aksakal, itaatini bildirerek Cakıp ile Akbalta'nın önünde diz çöktü:<br />
<br />
Mançulu Kalmukların reisi Dögön isimli aksakal, itaatini bildirerek Cakıp ile Akbalta'nın önünde diz çöktü:<br />
<br />
"Kırgız kardeşler, önce birbirimize düşman olmuştuk. Şimdi huyunuzu, savaşçı olduğunuzu, kahramanlığınızı gördük. Sizinle bir millet olalım. Bizi akrabalığa kabul ettiniz."<br />
<br />
"İyi ise, uzaktaki akrabadan yakındaki komşu iyidir. Artık kimin kim olduğunu öğrendik." Dedi Cakıp. Akbalta:<br />
<br />
"Aksakal haklıdır." Diyerek kabile reislerini, ileri gelenleri ak otağa davet ederek "Şimdi Mançular ve Kalmuklarla akraba olduk. Yurdumuz bir, ocağımız bir, yaylamız bir, törelerimiz bir, takdirimiz bir oldu." dedi. <br />
<br />
Savaşta ölen yüz kadar kişinin çoğu Mançulardan ve Kalmuklardan idi.<br />
<br />
Dögön reis:<br />
<br />
"Bu ölenleri nasıl gömelim?" diye Akbalta'nın getirdiği yaşlılara sordu.<br />
<br />
Kimseden ses çıkmayınca Manas aklı verdi.<br />
<br />
"Eğer uygun görürseniz, dediklerimi yaparsanız, şöyle bilin kardeşlerim. Altaylı Kalmuklarla olan savaşta her halktan yiğitler öldüler. Onların hepsini, yeni âdetlere göre, birlikte gömelim."<br />
<br />
"Akıl yaşta değil, baştatır, Manas doğru söyledi." dedi ihtiyarlar.<br />
<br />
Alanda büyük bir çukur kazıp yiğitleri atı ve eyerleriyle birlikte gömdüler. Uzaktan büyük taşları öküze çektirerek getirdiler, bunları kaldırarak diktiler. Kara taşın yüzüne: "Altay'ın şahinleri, uçup gelip, bu ışıklı alana beraber kondular." Diye yazdırdılar.<br />
<br />
Kırgız, Kazak, Noygut, Kıpçak,Türk, Argın, Mançu ve Kalmuk reisleri toplandılar. Cakıp'ın kambarbozlarından ak boz kısrağını getirip kurban kestiler, sonra yaşayacaksak bir tepede yaşayalım, öleceksek bir çukura gömülelim diyerek and içtiler.<br />
<br />
Akbalta'nın rehberlik ettiği kabile reisleri, bilgiçler cenazenin çıktığı evlere girip taziyelerini bildirip çıktılar.<br />
<br />
Cakıp Bay cömert davrandı. Para vererek kurtardığı atlarından dört yüzünü Mançulardan babası ölen yetimlere ve cenaze çıkan elere bölüştürüp verdi.<br />
<br />
O yerde babası ölen Macik, Mançu Kalmuklarının beyi seçilerek babasının yerini aldı.<br />
<br />
Düşmana karşı beraber savaşan, bayrağı beraber tutan halkları Cakıp, avuluna getirip ağırladı, bir gece misafir ettikten sonra ertesi gün, âdete göre at hediye etti, üzerlerine güzel elbise giydirdi, "Yeni akraba bulduk, yetmiş aile idik, yedi yüz aile olduk, gerisini Tanrıdan dileyeyim." Dedi.<br />
<br />
Cakıp'ın avulu kısa sürede şehire dönüştü. Mançu Kalmukları toprakla uğraşırdı. Çadırlara alışamadılar, toprağı hamur gibi yoğurup kerpiç yaptılar. Taş topladılar, otları kurutup duvar yaptılar ve oraya kara şehir diye ad verdiler. Dört bir yandan gelen kervanlar, bu şehirden eksilmiyordu. Yavaş yavaş halk ticarete alıştı.<br />
<br />
Manas, henüz hayattayken kara toprağın altına girmeyeyim, babalarım gibi özgür yaşayayım diye kara şehirden bir parça uzakta dağa çıkarak Kırgızlarla çadırda yaşadı.<br />
<br />
On bir yaşını doldurduğu zaman Manas, artık çocuklarla oynamayı bıraktı; bozkurt oyunu da oynamadı, önceki yaramazlığını bırakıp büyüklerle ordo atışarak dokuz korgol oyununa (bir çeşit oyundur) başladı. Ondan beri dokuz korgol oyunu Manas'tan kalmıştır denilmektedir.<br />
<br />
Çinlilerin, Kalmukların, Tırgotların arasına gözcü gönderip onların sırrını öğrenmeyi, orduyu nasıl kurmak gerektiğini, saklanmayı, avul içine bekçi koyup düşmana karşı silah yapmayı, silahları gizleyip saklamayı, Manas'a akıllı Akbalta öğretti.<br />
<br />
Bir defasında Manas, canı sıkıldığı için yatıyordu; atların doğum zamanı gelmişti. Manas atlara bir bakayım diye Aymanboz atına binerek dağ yolunu tuttu. Dev gibi muhteşem Aymanboz, daha sekizinci yaşında olmasına rağmen Manas bindiğinde dimdik duruyordu. Dağda, taşkınlık etmekte olan çobanlara gidip doğurmamış kısrağı kesdi. Azemil suyunun kenarına, dokuz yolun kavşağına karargâh kurup can sıkıntılarını gidermek istedi.<br />
<br />
Manas, karargahta aşık oynuyordu; o sırada kalabalık bir kervan geldi. Kervanın mahiyetinde Çinli, Kalmuk, Tırgot ve Sart vardı. Kervanbaşı olan Çinli ile Kalmuk, Sart ile Tırgot Manas'ı hiç umursamadan karargaha girdiler.<br />
<br />
"Hey, çek deveni" dediler kenarda duranlar, bağırarak. Eğlenmekte olanlar da bağırdılar.<br />
<br />
Altı Çin muhafızı, boynuna ipek sarılı, altın takılı devesini yedeğe almışlardı. Hanın devesini sadece Kalmuk ve Çinliler değil herkes biliyordu. Onun olduğu yerde kimse ona çıt diyemezdi. Han'ın adamı ile Han'ın devesine karşı gelenler ölümle cezalandırılırdı.<br />
<br />
Arada Hanın adamları yoktu, onlar develerinin dizginini tutup, söz dinlemeden Çince birşeyler söyleyerek kararg'hı geçtiler.<br />
<br />
Bu esnada arslan Manas elindeki aşıkla bir kenardaki aşığa vurdu. Aşık sıçrayıp uçarak, önündeki devenin ayağına ok gibi isabet etti, deve olduğu yerde düştü. İkinci aşık öndeki eşeğin ayağına saplandı ve o da yıkıldı.<br />
<br />
"Hanın devesini yıktı. Bu Kırgızı yakalayın." Diye bağırdı kervanbaşı. Altı kişi Manas'a yapıştı.<br />
<br />
Onlara Manas'ın yiğitleri engel oldular. İki taraf dövüşmeye başladı.<br />
<br />
Er Manas, Çinlilerin küstah kervanbaşını altın kemerinden tutarak kaldırıp yere attı; göğsüne basarak başını kopardı. Efendisinin öldüğünü gören Çinli, Kalmuk ve Sartlar uslu bakıp durdular.<br />
<br />
"Bize dokunan bu muhafızların cezası ölüm olsun, öldürün!" dedi Manas. Bunu duyan otuz çocuk, Çinli Kalmukları öldürdüler. Kervandan on Sart sağ kaldı.<br />
<br />
"Bize kıymayın!" Biz Türk soyundan, üçümüz Uygurdan. Malımızı alın! Bizde kabahat yok. Canımızı bağışlayın..." dediler. Sartlar yalvararak ağızlarından bal akıttılar.<br />
<br />
"Eğer Türk soyundan iseniz, sırrınızı söyleyin. Yoksa Çinli ve Kalmuklar gibi başınızı koparırım." Dedi manas kılıcını kınından çıkarıp.<br />
<br />
Deveciye hizmet eden Sartlar ellerini kavuşturarak sırlarını söylediler. Çinliler ticaret yapmak için Türk illerinin dilini bilen pekçok Uyguru Kaşg'r'dan Terez'e mahsus getirmişlerdi. Onlara yıllardır Türk, Kırgız, Kazak ve Nogoy ülkesine giden kervanların develerini güttürmüşler, tercümana ihtiyaçları olduğu zaman tercüman olarak kullanmışlardı.<br />
<br />
Altı ay önce Kalmuk Hanı Alevke "Altay'daki Kırgızlardan Manas adında bir bel' çıktı. Altı ayda dört yüz Kalmuk askerinin başını yedi. İhmal edersek, Çin Hakanlığına saldırıp bizi ejder gibi yutabilir. Asker toplayıp onu küçükken yok edelim. Asker ver." Diyerek Çin Hanından talepte bulundu.<br />
<br />
Esen Han, Alevke'ye: "Bu kurnaz Kalmuk'un, komşusu olan bir avuç Kırgız'a gücü yetmiyor, yahut bize durumu tam olarak anlatmıyor, Kırgızların malına, altınına kondu herhalde. Alevke'ye güven olmaz." diyerek kızdı.<br />
<br />
"Pis Kırgızlardan manas diye başka bir oğlanı getirdiniz. Beni kandırdınız." Diyen Esen Han titreyerek, Çong Eşen'in Car Manas denen oğlunu yakalayıp getiren açık gözleri, sihirbazları ve komutanları öldürdü. Bağırmasından gök inledi. Alevke, mahsus bir kervan kurup dünyayı gezen tüccarlar gibi giyinen muhafızlarını Kırgızların durumunu, gücünü öğrenmeye gönderdi. Onlara eğer gücünüz yeterse Manas'ı öldürün diye emretti. Kervan, yol bilen Sartların kılavuzluğunda hiç durmadan beş ay yürüyüp Altay'a varınca, tam da Manas'ın kendisine rastladı.<br />
<br />
Manas, ölen Çinli ve Kalmukların silahlarını ganimet alıp yiğitlerine verdi. "Kırk beş deveye yüklenen malı babam Cakıp, bilgiç Akbalta gelip hemen kırgızlara katılan Mançu Kalmuklarına eşit derecede paylaştırıp versin." Diye her tarafa sekiz haberci gönderdi. Ertesi sabah halk gelmeye başladı. Öğlenden hemen sonra Cakıp ve Akbalta geldi. <br />
<br />
Bu olup bitenler Cakıp'ı korkutmuştu.<br />
<br />
"Eyvah, Manas yine mi kötü bir iş yaptı. Bu çocuk beni yaşatmayacak!, Çocuğun sesini duyduktan sonra ölseydim keşke. Dertli başım gene dertten kurtulamadı. Şimdi başımı yedin, Çin Hakanının hazinesini gasbeden sağ kalmayacaktır. Han'a dokunan iyilik görmez. Başımız derde girdi. Otuz yıl önce Esen Han'ın kılıcıyla Altay'a sürüldüğümüzü nasıl böyle çabuk unuttuk. Beni dinlersen oğlum, Sartları yükleriyle birlikte yoluna bırak."<br />
<br />
Bunu işiten Akbalta şöyle dedi:<br />
<br />
"Oğul olsa er olsun! Er olmasa yok olsun! Olan oldu. Öleni hayata döndüremezsin, Cakıp. Pekin denen beş aylık yol. Çinliler gelinceye kadar bir çaresini görürüz. Öfkelenme, Cakıp'ın ganimeti yoksul halka paylaştır." İhtiyar Akbalta cesaret verdikten sonra, Manas babasına ilk defa karşı geldi.<br />
<br />
"Yazıklar olsun babacığım, aklınız nerede kaldı! Seni ecelden servet kurtarmaz. Servetin kurusun senin. Üzülme. Boşuna korkma! Korktuğun için hor olmuşsun. Esen Han sıkıştırırsa beni tutup ver. Çinli ile Kalmuk'tan korkup titreyerek yaşamaktansa at üzerinde ölürüm daha iyi."<br />
<br />
Manas'ın sözünü işiten Cakıp, kan çekilmiş gibi birdenbire durdu.<br />
<br />
"Akbalta ağa, develeri herkese eşit paylaştırıver" dedi Manas.<br />
<br />
Akbalta kırk beş deveyi kırk baba oğullu Kırgız'a Türklere, yeni akraba olmuş iki yüz doksan haneli Mançu Kalmuğuna eşit olarak paylaştırdı. En sonra kemiği kırılan deve Cakıp'a düştü. Cakıp deveyi kesti, yüklerini çözdü, gördü ki, içinde zümrüt, mücevher, beyaz inci ve ipek var. Diğer kırk devede çelik kılıç, lamba, buulum kumaşı, ipek, Çin ipeği, patiska vardı, bunları paylaşan halk evlerine uyumaya gittiler.<br />
<br />
Manas kimsenin üzerine gitmedi, bir kuruş bile almadı.<br />
<br />
" Bize katılmak isterseniz, biz yadırgamayız. Suçunuzu affettik" dedi. Akbalta on tüccara ev yaptırdı, binmesi için at verdi, onları evlendirip yerleştirdiler.<br />
<br />
Ay dolmadan tüccarlardan hastalıkla olan biri gece bir at çalarak Kalmuklara kaçtı.<br />
<br />
Çin Hanı esen Han tarafında öldürülen Nogoy han'ın Orozdu ve Bay adlı iki oğlu, opal dağına yerleşip günlerini gün ettiler.<br />
<br />
Orozdu'nun on çocuğu arasında birlik yoktu. Birbirlerine düşman kesilmiş, birbirleriyle çekişiyorlardı. Hayvanları yağmalama kavgası bitmemişti. Yeni acılı araları bozuktu. Seksen yaşındaki Orozdu çocuklarının kavgasından dolayı çok üzgündü.<br />
<br />
Bay'ın Bakay ve Taylak adında iki çocuğu vardı. İki kardeş birbirleriyle iyi geçindikleri akıllı davrandıkları için servete gark olmuşlardı. Orozdu'nun oğlu onların hayvanlarını ellerinden aldı. Onlara hakaret etti, fakat geri vermediğinden dolayı, Bay çocuklarıyla beraber Kaşg'rdan kaçıp, Yarkend'in ortasındaki şehire geldi.<br />
<br />
Bir gün Bay, Bakay adındaki akıllı oğluna danıştı:<br />
<br />
"Oğlum dinle. Akrabalarının hali budur. Atlanıp baltayı belime takıp Altay'ı aramaya çıkacağım. Cakıp adlı akrabamızdan, o tarafa sürülen Kırgızların yaşayıp yaşamadığını öğreneceğim, kendisi ulaşmasa, sözü ulaşır, ya öyle ya böyle haberi gelir. Kırgızlar haysiyetli halktır. Tanrı yardım etmişse bir araya gelmişlerdir, yurt kurmuşlardır diye düşünüyorum. Gidip dolaşayım, yalnız olsam da gideceğim."<br />
<br />
On sekiz yaşında olmasına rağmen akılda olgunlaşan Bakay, babasının sözünü doğru buldu.<br />
<br />
"Yakında bir rüya gördüm, baba. Aksakallı derviş koşarak gelip bana: Sana yoldaş olacak Manas arslanım var. Arkadaşını bul, senin dayanacağın adam odur" diye gözden kayboldu."<br />
<br />
"Rüya düzelmeden, işler yürümez. Rüyan rüya olarak kalmasın, gerçekleşsin" diye Bakay Tanrıya sığındı.<br />
<br />
"Altaydan birini bulursan, haber gönderirsin baba. Ölmezsem arkandan gelirim!" Bakay, babasının sözünü doğru buldu, yetmiş yaşına dayanan Bay, hanımı vefat ettikten sonra evlenmişti. Gençliğim geride kaldı, artık beni ölüm bekliyor, sinek kadar kalan canın neyini esirgeyeyim ki, kara başım eğerin terkisindedir diye belini bağlayıp yola koyundu. Üç günde vahşi çölde ark kazıp, köprü yapmakta olan, kanınca gibi kaynaşan altın bir kişiye rastladı: yağmaya çıkan askerler gibiydiler. Nehiri başka yöne çevirip, ark, köprü yaparak yolu ele geçirmişlerdi. Neskara adlı dev onların reisi idi.<br />
<br />
Zavallı Bay, arkın yapımını yöneten Basankul adlı adamın yanına gitti. Basankul onun atını kesti, eline kazma verip ark kazdırdı. İki gün hiçbir şey yemeden çalıştığı için bayılıp düştü. Adamlar ihtiyarı öldü sanarak onu arkın kenarındaki söğütün altına çekip toprakla üzerini gelişi güzel örttüler. Bay'ın şansı varmış, çukurda yarım gün kaldıktan sonra kendine geldi, etrafına bakıp küçücük delikten dışarıdakileri gördü.<br />
<br />
Müthiş yayını kuşanan Neskara dev, kimseye gözükmeden, kimseye kuşkulandırmadan ark kenarına Bay'ın yattığı yere gelip Çabdar atıyla konuştu. Çabdar atın insan gibi konuşan, sahibine akıl öğreten sihirli hayvan olduğunu gördü.<br />
<br />
Bu konuşmadan Çabdarın insanın bilmediği bir hileden de bahsettiğini Bay duydu:<br />
<br />
"Bu yarı yolda padişahın köprüsünü boş boşuna ele geçirdin. Şimdi Esen Han'ın emrini yerine getirmeye bak. Senin yakalayıp geleceğin Manas adlı çocuk gün geçtikçe güçlenmektedir. Seni yok edecek olan odur. Onu küçükken yakalayıp yok et. Arkı kazmakta olan altı bin kişiyi doyurup, onları altı bin ata bindir. Ellerine silah ver. Senin altı bin atlı, güçlü askerin olur. Sana kimse karşı koyamaz. Oraya gecikmeden var!" Neskara dev altı bin kişiyi sürüp Altay'daki Cakıp Bay'ın atlarını ele geçirmek, oğlunu yakalamak için harekete geçti. Çölde tozu dumana katarak yola koyuldu.<br />
<br />
Bay topraktan sıyrılıp çıktı. Örtüdeki katırı yakalayıp binerek gidenleri peşlerinden takip etti.<br />
<br />
Bay altı gün yol gitti, insan yüzü görür müyüm, ya da açlıktan ıssız dağ geçidinde, ıssız dağlarda ölür müyüm diye yürürken Uludağın kenarına geldiğinde beklenmedik bir yerden kıratını çekerek bir kişi çıka geldi. Yaşlı Bay atlının selamına Kalmukça cevap verdi.<br />
<br />
Aksakallıyı gören Cakıp, atını çekerek bu yabancıya tek gözüyle baktı.<br />
<br />
"Var ol bahadır" dedi aksakal katırını çekerek.<br />
<br />
"Var olan aksakal" dedi. Cakıp sakalını sıvazlayarak.<br />
<br />
"Oğlum! Adın sanın kimdir?" dedi ihtiyar.<br />
<br />
"Adımı sanımı sordunuz:İlk atam Buygur, devlet yöneten kişidir. İkincisi Babir Han, üçüncüsü Tüböy, dördüncüsü Kögöy. Kögöy'den Nogoy, Nogoy'dan ben oldum... Otuz yıldan bire Altay'ın dağlarında yaşadım. Adım Cakıp...<br />
<br />
"Ah, aman Tanrım! Cakıp'ım sen misin? Ciğerim sağ mısın?" diye Bay çığlık attı. "Ben Bay, ağabeyinim."<br />
<br />
"Cakap attan kendini atarak katır üzerindeki ihtiyarı kucaklayıp indirdi, gözlerinden yaş döktü, ağladı, ağladı. Yıllardır birbirinden ayrı olan iki kardeş çölde ağlayıp dertleştiler. Birbirine kavuştuklarına sevinen zavallılar gözlerinden yaş akıtıp bir süre oturdular.<br />
<br />
"Cakıpım, seni araya araya atım kuş kirazı gibi, bitim Torgay gibi oldu" dedi Bay.<br />
<br />
"Ah tövbe" diye Cakıp Tanrı'ya sığında "O günleri Tanrı haber verdiği ya da ruhlardan işaret geldiği zaman uykum kaçıp, oturacak yer bulamadım, kalbim yerinden oynadı, perişan oldum, ağabey hep seni düşündüm, rüyama girdin. Beklediğime değdi, şimdi işte rüyam gerçekleşti.<br />
<br />
Güngörmüş iki ihtiyar birbirine sarılıp başlarından geçenleri anlattılar. Sevindiler, bezdiğimizde dağılsak da, ölmediğimiz sürece görüşecekmişiz diye Tanrının takdirine şaşırıp, söylemeye söz bulamadılar.<br />
<br />
"Kaç çocuğun var Cakıbım?" diye sordu Bay.<br />
<br />
"Bir tane."<br />
<br />
"Çocuğunun adı nedir?" dedi Bay.<br />
<br />
"Adı Manas. On üç yaşında".<br />
<br />
"Ad veren bilerek vermiş, adı kutsal bir addır. Atalarımızın ruhu yardımcısı olsun!" diye Bay Tanrıya sığındı. "Şimdi aklımdayken söyliyeyim. Manas'ı yakalayıp getirin diye Esen Han'ın gönderdiği Neskara adlı dev altı bin askerle geliyor. Bunu gözümle gördüm, kulağımla duydum."<br />
<br />
"O zaman yola çıkalım, Bay ağabey." Cakıp'ın kalbi sızlayıp kayası titredi, çabuk avul yolunu tuttu.<br />
<br />
Cakıp avula haber verdi. Neskara'nın askerlerinin binlerce olduğundan korkmaya başladı.<span style="color: red; font-size: xx-small;"><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/04/kirgizistan-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="color: red;"> 23-24</span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/04/kirgizistan-ekonomisi.html">KIRGIZİSTAN <span style="color: red;"><b>EKONOMİSİ</b></span> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</a><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/04/kirgizistan-ekonomisi.html"><br /></a><br />
<br />
<a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/04/kirgizistan-kyrgyzstan.html"><span style="color: red;"><b>KIRGIZİSTAN </b>İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: red;"><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/04/kirgizistan-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="color: red;"><b>KAYNAKÇA</b></span></a></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-48514299660469729902023-07-13T03:00:00.000+03:002023-07-20T06:09:36.660+03:00KIRGIZİSTAN'IN ŞEHİRLERİ<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_PVeQd8fVSNye9oXwStxr2MQOI9sD-LjtM9eDu8fS0AQ-YLxqdZMLbsjWC_a2bHl9itDFaykwTG-SMYqk2Ccv4IIvIjJ9AVZYFZWwEkZc3VvOsN1C3Uv4rUVNmcFZaPL1rz1M3duSo_ZM/s1600/K%25C4%25B1rg%25C4%25B1zistan+iller+haritas%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="202" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_PVeQd8fVSNye9oXwStxr2MQOI9sD-LjtM9eDu8fS0AQ-YLxqdZMLbsjWC_a2bHl9itDFaykwTG-SMYqk2Ccv4IIvIjJ9AVZYFZWwEkZc3VvOsN1C3Uv4rUVNmcFZaPL1rz1M3duSo_ZM/s400/K%25C4%25B1rg%25C4%25B1zistan+iller+haritas%25C4%25B1.png" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b> KIRGIZİSTAN'IN ŞEHİRLERİ</b></i></div>
<span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="hps">Kırgızistan'da</span> <span class="hps">25</span> tane <span class="hps">şehir vardır.</span></span><br />
<span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="hps">Bunların yanı sıra</span><span class="">,</span> <span class="hps">yaklaşık 30</span> <span class="hps">tane de küçük</span><span class="hps"></span> <span class="hps">yerleşim</span> yeri <span class="hps">vardır.</span></span><br />
<span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="hps">Bu 25 şehrin bağlı bulunduğu vilayetler(bölgeler), kırgızca isimleri ve nüfusları aşağıdaki listedeki gibidir: </span></span><br />
<a name='more'></a><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" LatentStyleCount="156">
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin:0cm;
mso-para-margin-bottom:.0001pt;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:10.0pt;
font-family:"Times New Roman";
mso-ansi-language:#0400;
mso-fareast-language:#0400;
mso-bidi-language:#0400;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<table border="1" cellpadding="0" class="MsoNormalTable" style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-border-insideh: .5pt solid windowtext; mso-border-insidev: .5pt solid windowtext; mso-cellspacing: 1.5pt;">
<thead>
<tr style="mso-yfti-firstrow: yes; mso-yfti-irow: 0;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b>İsim</b></div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b>Kırgızca Adı</b></div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b>Bölge</b></div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b>Nüfus</b></div>
</td>
</tr>
</thead>
<tbody>
<tr style="mso-yfti-irow: 1;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Balıkçı</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Балыкчы</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Issık Göl</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
41,342</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 2;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Batken</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Баткен</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Batken</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
10,987</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 3;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Bişkek</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Бишкек</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
-</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
750,327</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 4;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Colpon-Ata</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Чолпоната</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Issık Göl</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
8,851</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 5;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Isfana</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Исфана</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Batken</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
<i>16,850</i></div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 6;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Celal-Abad</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Жалалабат</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Celal-Abad</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
70,401</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 7;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Kant</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Кант</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Çuy</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
22,075</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 8;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Kara-Balta</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Карабалта</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Çuy</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
47,159</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 9;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Karakol</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Каракол</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Issık Göl</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
64,322</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 10;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Karaköl</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Каракөл</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Celal-Abad</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
17,977</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 11;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Karasuu</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Карасуу</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Oş</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
19,143</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 12;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Kerben</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Кербен</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Celal-Abad</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
n/a</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 13;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;">
Koçkor-Ata</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Кочкората</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Celal-Abad</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
16,104</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 14;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Kökjanggak</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Көкжаңгак</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Celal-Abad</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
10,727</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 15;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Kızıl-Kıya</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Кызылкыя</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Batken</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
31,844</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 16;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;">
Mayluusuu
(<i>Yağlısu</i>)</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Майлуусуу</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Celal-Abad</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
20,365</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 17;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Narin</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Нарын</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Narin</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
40,050</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 18;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Nookat</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Ноокат</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Oş</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
n/a</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 19;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Oş</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Oш</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Oş</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
208,520</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 20;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Shopokov</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Шопоков</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Çuy</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
9,133</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 21;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Sülüktü</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Сүлүктү</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Batken</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
<i>14,145</i></div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 22;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Talas</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Tалас</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Talas</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
32,638</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 23;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Taşkömür</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Ташкөмүр</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Celal-Abad</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
23,331</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 24;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Tokmok</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Tокмок</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Çuy</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
59,409</div>
</td>
</tr>
<tr style="mso-yfti-irow: 25; mso-yfti-lastrow: yes;">
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Özgön</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Өзгөн</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
Oş</div>
</td>
<td style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; padding: .75pt .75pt .75pt .75pt;"><div class="MsoNormal">
41,497</div>
</td>
</tr>
</tbody></table>
<br />
<div style="text-align: center;">
<a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/04/kirgizistan-kyrgyzstan.html"><span style="color: red;"><b>KIRGIZİSTAN </b>İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></a></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: red;"><a href="http://devridunya.blogspot.com/2013/04/kirgizistan-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="color: red;"><b>KAYNAKÇA</b></span></a></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-3987212389126327042022-03-18T00:00:00.000+03:002022-03-19T00:21:31.012+03:00UKRAYNA (Ukraine)<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<iframe frameborder="0" height="350" marginheight="0" marginwidth="0" scrolling="no" src="https://maps.google.com/maps?f=q&source=s_q&hl=tr&geocode=&q=UKRAYNA&aq=&sll=37.420798,31.853182&sspn=0.103067,0.154324&t=h&ie=UTF8&hq=&hnear=Ukrayna&z=6&ll=48.379433,31.16558&output=embed" width="425"></iframe><br />
<div style="text-align: center;">
<i><b>UKRAYNA'NIN KONUMU</b></i></div>
<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<ul class="posts">
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-tarihi.html">TARİHİ</a> </li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukraynann-nufus-bilgileri.html">Nüfus Bilgileri</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-adnn-anlam.html">Ukrayna Adının Anlamı</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/03/ukraynanin-sehirleri.html">ŞEHİRLERİ<a name='more'></a></a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/03/ukraynann-bolgeleri-oblast.html">BÖLGELERİ (OBLAST)</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/03/krm-tatarlar.html">Kırım Tatarları</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/03/ukraynada-ekonomik-gelismeler.html">Ukrayna'da Ekonomik Gelişmeler</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/03/ukraynallar-kimlerdir.html">Ukraynalılar Kimlerdir?</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukraynann-komsular.html">Komşuları</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukraynann-cografi-verileri.html">Coğrafî Verileri</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukraynada-ekonomik-gostergeler.html">Ekonomik Göstergeler</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukraynada-devlet-yonetimi.html">Devlet Yönetimi</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukraynada-iletisim-bilgileri.html">İletişim Bilgileri</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukraynada-ulasm-ve-tasmaclk.html">Ulaşım ve Taşımacılık</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-haritalari.html">UKRAYNA HARİTALARI</a> </li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-armas.html">Arması</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-bayrag.html">Bayrağı</a></li>
</ul>
<br />
<a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="color: red;">KAYNAKLAR</span></a></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-48904792601691042672021-03-29T00:00:00.000+03:002021-03-29T23:51:31.057+03:00MALAVİ (Malawi)<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1a-kZbQHvynL1oS_pw4R0GPNe27Ze8iJzr5bIEE8joJzC_aNFm4fhlV_pBCfSsWSnvWwMG5yMdkKaiYcSHHifXLh4PDwg5V288x91vLMbBhKKLW7v_El7iCBPMWWMfLEURluoZcTZ-LrZ/s1600/Malavi+Siyasi+Haritas%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="700" data-original-width="600" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1a-kZbQHvynL1oS_pw4R0GPNe27Ze8iJzr5bIEE8joJzC_aNFm4fhlV_pBCfSsWSnvWwMG5yMdkKaiYcSHHifXLh4PDwg5V288x91vLMbBhKKLW7v_El7iCBPMWWMfLEURluoZcTZ-LrZ/s400/Malavi+Siyasi+Haritas%25C4%25B1.jpg" width="342" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<b><i>MALAVİ HARİTASI</i></b></div>
Malavi Cumhuriyeti, Afrika kıtasının güneydoğu bölümünde yer alan ve denize kıyısı bulunmayan bir kara ülkesidir.<br />
Ülke 6 Temmuz 1964 tarihinde Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazanmıştır.<br />
Ülkenin <b>başkenti Lilongwe</b>'dir.<br />
<a name='more'></a><br />
<b><u>Malavi Coğrafyası</u></b><br />
<b><u><br /></u></b>
Malavi, Afrika kıtasının güneydoğu bölümünde kuzey-güney yönünde uzanan, uzun ve dar ülke topraklarına sahiptir.<br />
Ülke kuzeyde Tanzanya, batıda Zambiya, güney, güneydoğu ve güneybatıda ise Mozambik ile komşu konumundadır.<br />
Ülkenin kuzey-güney yönündeki uzunluğu 850 km, batı-doğu yönündeki uzunluğu ise 350 km'dir. Ülkenin tüm sınır uzunluğu toplamda 2.881 km olup, bunun 475 km'si Tanzanya, 1.569 km'si Mozambik ve 837 km'si ise Zambiya ile oluşmaktadır.<br />
Ayrıca Malavi gölünün Mozambik hakimiyeti altında bulunan bölümünde yer alan Likoma ve Chizumulu adaları Malavi devletinin hakimiyeti altındadır.<br />
<br />
Ülkenin sahip olduğu 118.484 km²'lik toprakların %31'i ormandan, %25'i sulak alandan, %20'si tarım alanından ve %15'i ise meralardan oluşmaktadır.<br />
Ülkenin kuzey kesimleri diğer bölgelere göre daha dağlık olup, yükseltiler deniz seviyesinden 3.000 m yüksekliğe kadar çıkabilmektedir.<br />
Ülkenin en yüksek dağı 3.002 m ile Sapitwa dağıdır.<br />
Ülkenin doğu kısmının neredeyse tamamını kaplayan ve çok büyük bir bölümü Malavi hakimiyeti altında olan Malavi Gölü, toplamda 29.600 km² yüz ölçümü, 570 km uzunluğu ve 80 km genişliği ile Malavi'nin en büyük gölü ve aynı zamanda Afrika kıtasının en büyük üçüncü iç gölü konumundadır.<br />
Ülkenin en uzun akarsuyunu 402 km'lik uzunluğu ile Shire nehri oluşturmaktadır.<br />
<br />
<b><u>Malavi'de İklim</u></b><br />
<b><u><br /></u></b>
Malavi genelinde tropikal bir iklim gözlemlenmektedir.<br />
Ülkenin sıcaklığın yüksek değerlerde görüldüğü aylar Ağustos ortası itibarı ile Kasım ayları arasındadır. Mayıs ile Ağustos ayın ortasına kadar soğuk bir dönem geçiren ülkede, yağmur mevsimi Kasım ile Nisan ayları arasında olup, bu dönem nem oranı sabahları %100'e kadar çıkabilmektedir.<br />
Nisan ve Mayıs ayları ise yağmur sonrası dönemleri oluşturmaktadır.<br />
Ülkenin yüksek kesimlerinde iklim genel itibarıyla soğuk ve yağmurlu iken, alçak kesimlerde sıcak ve bunaltıcıdır.<br />
Malavi gölü civarında da yüksek olan sıcaklık, esen rüzgarlar ile düşebilmektedir.<br />
Ülke genelinde en soğuk Temmuz ayı olurken, yıl genelinde sıcaklıklar Kasım-Nisan döneminde 19 °C ve 32 °C arasında, Mayıs-Ekim döneminde ise 14 °C ve 24 °C arasında değişebilmektedir.<br />
<br />
<b><u>Malavi'de Nüfus Bilgileri</u></b><br />
<b><u><br /></u></b>
Ülkede 2016 tahmini verilerine göre yaşayan 18,570,321 nüfusun büyük bir kısmı değişik Bantu halklarından oluşmaktadır.<br />
Buna rağmen Malavi'de, bölgede bulunan diğer ülkelere kıyasla çok daha az halk grubu yaşamaktadır. Ülke genelinde farklı kültür ve dili olan 13 etnik grup yaşamaktadır.<br />
<br />
En büyük etnik grubu, ismini ülkeye de veren ve nüfusun neredeyse %53,2'sini oluşturan ve Tonga, Nyanja, Chewa ve Tumbuka gruplarının ortak etnik grup ismi olan Maraviler'dir.<br />
Maravileri %16,3 ile Lomwe etnik grubu izlerken, Yao etnik grubu %13,4 ile ülkedeki üçüncü büyük etnik grup konumundadır.<br />
Bu üç grup dışında %10'un üzerinde bir orana sahip olmazken bu üç gruba en yakın etnik grup %8,7 ile Ngoni etnik grubudur.<br />
Diğer geri kalan %8,4 ise diğer Malavi'de yaşayan grupları kapsamaktadır.<br />
<br />
Malavi genç bir nüfusa sahip olup, 2016 tahmini verilerine göre %67,02'si 0-24 yaş aralığındadır. Ülkenin sadece %2,69'u 65 yaş ve üzerindedir.<br />
<br />
Şehirde yaşayanların oranı 2015 verilerine göre %16,3 olan ülkede, nüfusun yıllık artış oranı 2016 tahmini verilerine göre %3,32 düzeyindedir.<br />
<br />
<b><u>Malavi'de Dil</u></b><br />
<b><u><br /></u></b>
Ülke genelinde Bantuların çoğunlukta olması, kendisini dilde de göstermekte olup, en çok konuşulan diller <b>Bantu </b>dilleridir.<br />
Sömürge dönemi sonrası Birleşik Krallık'ın miras olarak bıraktığı İngilizce ile birlikte ülkenin resmi dilli olan <b>Chewa </b>dili, birçok kişi tarafından konuşulmaktadır.<br />
Bunun haricinde ayrıca yerel olarak Lomwe, Chiyao, Tumbuka, Chinkhonde, Chisena, Chitonga, Chinyakyusa, Chimambya, Chisenga, Chisukwa, Chingoni, Chimambwe ve Chinamwanga dilleri de konuşulmaktadır.<br />
Birçok dilin önünde bulunan Chi ön eki, yerel dilde -nin/nın dili anlamına gelmektedir.<br />
<br />
<u><b>Malavi'de Dini Durum</b></u><br />
<br />
%80 Hristiyan (%23 Katolik, %19 Presbyterian ,%17 Afrika Hristiyanlığı)<br />
%12 Müslüman<br />
%8 Yerel Dinler<br />
<br />
Ülke nüfusunun yaklaşık olarak %80'i Hristiyan dini inançlarına göre yaşamaktadır.<br />
Malavi'de İslam dini inancına göre yaşayanların oranı olan %12, Afrika kıtasının bu bölgesi için yüksek sayılabilecek bir orandır.<br />
Diğer nüfus ise yerel dinlere inanmaktadır.<br />
İslamiyet daha çok ülkenin güney bölgelerinde Yao etnik grubu arasında yaygındır.<br />
Bu topraklara ilk olarak 1890'lı yıllarda Arap tüccarlar ile Mozambik üzerinden gelen din, daha sonraları özellikle Yaolar tarafında benimsenmiş ve uygulanmıştır.<br />
Ülkede 2004 yılında gerçekleştirilen bir ankette Hristiyan nüfusunun %23'ü de katolik mezhebine inanmakta olup, %19'u Presbyterian, %17'si ise Avrupalıların misyonerlik faaliyeti sonucu öğretmediği Afrika Hristiyanlığı inancını benimsemektedir.<br />
<br />
<b><u>Malavi Tarihi</u></b><br />
<b><u><br /></u></b>
Bölgenin sömürge ve koloni dönemi öncesinde Maravi Krallığı hakimiyeti altında olduğu ifade edilmektedir.<br />
1859 yılında ilk Avrupalı David Livingstone Malavi Gölü'ne ulaşmış, 1891 yılında ise Malavi Birleşik Krallık'ın Britanya Orta Afrika Protektorası adı ile işgali altına aldığı bir bölge konumuna gelmiştir.<br />
İşgal bölgesi 1907 yılında Nyasaland adı ile sömürge sisteminin bir parçası haline getirilmiştir.<br />
1915 yılında İngiliz hükumeti bölgede bulunan yerlilerin askerlik hizmetini yapmasını mecburi kıldığı için Baptist dini önderi John Chilembwe liderliğinde ayaklanma başlatılmış ve sömürgeci ülke birimlerine karşı özgürlük mücadelesi gerçekleştirilmiştir.<br />
Bu olay münasebetiyle günümüzde de Chilembwe, Malavi milli kahramanı olarak görülmektedir.<br />
<br />
1953 yılında bölge komşu bölgeler Kuzey Rodezya ve Güney Rodezya ile birleştirilerek Rodezya ve Nyasaland Federasyonu sömürge sisteminin bir parçası haline getirilmiştir.<br />
Federasyon içerisinde yaşayan ve çoğunlukta olan siyahilerin beyaz azınlığa karşı başlattığı mücadele neticesinde Britanya Kuzey Rodezya'nın haricinde Nyasaland'ın da istiklalini kabul etmiştir.<br />
<br />
6 Temmuz 1964 tarihinde ülke Hastings Kamuzu Banda yönetiminde Birleşik Krallık'tan Malavi adı ile istiklalini kazanmış, istiklalinin ilanından iki sene sonra da cumhuriyet ilan edilerek Banda yeni cumhuriyetin ilk devlet başkanı olarak seçilmiştir.<br />
Bu olay sonrası Banda yıllarca ülkeyi mensubu olduğu Malavi Kongre Partisi (Malawi Congress Party - MCP) ile tek partili bir sistem ile diktatör bir rejim ile idare etmiş, bu rejim ancak 1994 tarihinde gerçekleştirilen referandum ile sonlandırılabilmiştir.<br />
Referandumun gerçekleşmesine yol açan olay ise 1992 yılında birkaç hristiyan din görevlisinin ülkede siyasi reformların zamanının geldiğini belirten bir mektubu Banda'ya yazarak konuyu aktardıkları olay ile başlamıştır.<br />
<br />
1994 yılında gerçekleştirilen ilk özgür ve bağımsız seçimlerde United Democratic Front (UDF) partisinden Bakili Muluzi devlet başkanlığı görevine seçilmiş, aynı görevi 1999 yılında gerçekleştirilen seçimlerde de üstlenmeyi başarmıştır.<br />
Muluzi her ne kadar devlet başkanlığı görev süresini uzatan anayasa değişikliğini gerçekleştirmese de, kendisinden sonra görevi devralmasını istediği Bingu Mutharika (UDF) 2004 yılında gerçekleştirilen seçimlerde kazanarak devlet başkanı olmuştur.<br />
2004 yılında gerçekleştirilen bu seçimlerde Mutharika'nın seçilmesinin en önemli nedeni ise muhalefet partilerinin bir aday üzerinde anlaşma sağlamaması ve Mutharika'nın rakibi olarak desteklememesinden kaynaklanmıştır.<br />
Mutharika 2009 yılında ikinci bir defa seçilmesinden sonra selefi Muluzi gibi görev süresini uzatmaya yönelik hamleler gerçekleştirmiş ancak Anayasa mahkemesi böyle bir değişim girişimini yasaklamıştır.<br />
5 Nisan 2012 yılında geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybeden Mutharika'nın yerine vekaleten atanan Joyce Banda, 7 Nisan 2012 tarihinde yemin ederek görevine başlamıştır.<br />
<br />
<b><u>Malavi'de Politika</u></b><br />
<b><u><br /></u></b>
1966 yılında ele alınan anayasaya göre ülke başkanlık sistemi ile yönetilmektedir.<br />
İngiliz Milletler Topluluğu üyesi olan ülkede bu anayasaya göre izin verilen tek parti Malawi Congress Party (MCP) partisiydi. 1993 yılında gerçekleştirilen referandum ile tek partili sistemden, çok partili sisteme geçişin imkanı sağlanmıştır.<br />
Malavi parlamentosunda her beş yılda bir seçilen toplam 177 milletvekili bulunmaktadır.<br />
Milletvekilleri gibi devlet başkanı da her beş yılda bir seçilmekte, bir başkan en fazla iki dönem üst üste seçilebilmektedir.<br />
<br />
<b><u>Malavi'de İdari Yapılanma</u></b><br />
<br />
Ülke idari açıdan üç bölgeye ayrılmış konumdadır.<br />
Bu üç bölge kendi içerisinde ayrıca 28 ilçeye bölünmüş durumdadır.<br />
<br />
Bu bilgiler https://tr.wikipedia.org/wiki/Malavi linkinden alınmıştır.<br />
<br /></div>
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="300" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d7033408.461614188!2d29.796826416205345!3d-13.198279520586317!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x18d85bdd9313c0d7%3A0x44a32e1729668543!2sMalavi!5e1!3m2!1str!2str!4v1500803991065" style="border: 0;" width="400"></iframe><br />
<div style="text-align: center;">
<i><b>MALAVİ'NİN KONUMU</b></i><br />
<i><b><br /></b></i>
<i><b><br /></b></i>
<a href="http://dunyacamileri.blogspot.com.tr/2017/07/malavi-malawi.html"><b><span style="color: red;">MALAVİ</span></b>'DEKİ CAMİLER</a><br />
<br />
<a href="http://dunyacamileri.blogspot.com.tr/2017/07/malavi-malawi.html">Mosques in <b><span style="color: red;">Malawi</span></b></a></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0Malavi-13.254308 34.30152499999997-21.1865415 23.93043099999997 -5.3220745 44.672618999999969tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-54222342525391943072021-03-24T00:00:00.000+03:002021-03-29T23:50:52.582+03:00NİJER (Niger)<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="300" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d14805249.00064141!2d0.9754640093283435!3d16.593126433125626!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x1199ec7ac6a1af5d%3A0xc933920a158e24d4!2sNijer!5e1!3m2!1str!2str!4v1510119553946" style="border: 0;" width="400"></iframe><br />
<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<b><i>NİJER HARİTASI</i></b><br />
Nijer Cumhuriyeti, Afrika kıtasının batısında bulunan ve denize kıyısı bulunmayan bir parlamenter cumhuriyet ülkesidir.<br />
Nijer kuzeyde Cezayir ve Libya, doğuda Çad, güneyde Nijerya ve Benin, batıda ise Burkina Faso ve Mali ile komşu konumundadır.<br />
<a name='more'></a>Nijer cumhuriyeti Mali, Songhai, Kanem-Bornu ve Sokoto gibi imparatorlukların yer aldığı topraklarda kurulmuştur.<br />
Geçmişte Fransa sömürgesi olan ülke 1960 yılında bağımsızlığına kavuşmuştur.<br />
<b>Ülke büyük bir Afrika nehrinin adını taşımaktadır.</b><br />
Toprakların %55 çöl ya yarı-çöldür.<br />
Resmi işlemlerde Fransızca kullanılmaktadır.<br />
Ülkenin <b>başkenti Niamey</b>'dir.<br />
<div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTBrL2Bazmyy5RIoQVFWsALKJ-yfcWaY6kxHXxFUHQh2LwwfbGgkH9sxSWrHsKSwqEji0Vci-1vj-Fw344wEsbQ54xMGrlAzUegKh7pvDs00kttZd4GezgfW54PSYdx1LuahzWxbayOIUu/s1600/Nijer+Siyasi+Haritas%25C4%25B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1212" data-original-width="1600" height="302" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTBrL2Bazmyy5RIoQVFWsALKJ-yfcWaY6kxHXxFUHQh2LwwfbGgkH9sxSWrHsKSwqEji0Vci-1vj-Fw344wEsbQ54xMGrlAzUegKh7pvDs00kttZd4GezgfW54PSYdx1LuahzWxbayOIUu/s400/Nijer+Siyasi+Haritas%25C4%25B1.png" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="text-align: left;"><b><i>NİJER SİYÂSÎ HARİTASI</i></b></span></div>
</div>
<br />
<b>Nijer'de ki Etnik Gruplar</b><br />
Hausa, Djerma, Tuareg, Kanuri, Tubu, Arap, Gurmançe, Fulani ile oluşmakta ve başlıca konuşulan diller Hausa Djerma, kanurice, Fulanıca, Temaşekçe, Tıbuca, Arapça ve Gurmançe'dir.<br />
<br />
<b>Nijer Coğrafyası</b><br />
<b><br /></b>
Nijer, Afrika kıtası üzerinde 1.267.000 km² bir alan kaplamaktadır.<br />
Ülkenin orta kısmında bulunan Aïr Dağları'nın en yüksek noktası 2.022 metre ile Mont Idoukal-n-Taghès adlandırlan bölümüdür.<br />
Ülkenin batısında, kuzeyinde ve güneyinde birçok çöl bulunurken, %30 kaplama alanı ile <b>Ténéré Çölü </b>ülkenin en büyük çölüdür.<br />
Çöller genel itibarıyla ülke topraklarının üçte ikisini kapsamaktadır.<br />
Kıtanın en büyük üçüncü nehri konumunda bulunan Nijer Nehri, ülkenin güneybatı bölümünde 650 km'lik bir uzunluk ile ülke sınırları içerisinden akmaktadır.<br />
Tarıma elverişli alanların çoğu Nijer nehri kıyısındadır.<br />
Ülkenin ayrıca Çad Gölü'ne kıyısı bulunmaktadır.<br />
<br />
<b>Ülke toplam sınırı olan 5.697 km'den;</b><br />
1.497 km'si ve böylelikle en uzun ülke sınırını Nijerya,<br />
1.175 km'si Çad,<br />
956 km'si Cezayir,<br />
821 km'si Mali,<br />
628 km'si Burkina Faso,<br />
354 km'si Libya ve 266 km'si ise Benin sınırından oluşmaktadır.<br />
<br />
<b><br /></b>
<b>Nijerya İklimi</b><br />
<br />
Nijer sıcak ve kurak bir iklime sahiptir.<br />
Temmuz - Ağustos ayları yağışların görüldüğü aylardır.<br />
Batıda Burkina Faso sınırı yakınında ve Nijer Nehri kıyısında bulunan başkent Niamey'de yıllık sıcaklık ortalaması 30.6 derece, yıllık yağış ortalaması 636 mm.'dir.<br />
Orta kesimlerde bulunan Agadez şehrinde ise yıllık sıcaklık ortalaması 38.2 derece, yıllık yağış ortalaması da 129 mm.'dir.<br />
<br />
<b><br /></b>
<b>Nijerya'da Nüfus Bilgileri</b><br />
<br />
Ülkenin 2014 resmi verilerine göre nüfusu 19 000 100 olarak açıklanmıştır.<br />
Ülke nüfusunun büyük bir bölümü şehirlerde ve özellikle de Benin ve Nijerya sınırlarına yakın bölümlerde yaşamaktadır.<br />
Ülkenin kuzey bölümlerinde Vaha bölgelerinde yaşayan topluluklar mevcut olup, göçebe ya da yarı göçebe yaşam sürdüren topluluklarda mevcuttur.<br />
Ancak günümüzde birçok kişi göçebe hayatını bırakarak yerleşik bir hayatı tercih ederek şehirlere yerleşmektedir.<br />
<br />
Nijer genç bir nüfusa sahip olup, 2016 tahmini verilerine göre %68,16'sı 0-24 yaş aralığındadır.<br />
Ülkenin sadece %2,64'ü 65 yaş ve üzerindedir.<br />
<br />
0-14 yaş: %49.31 (erkek 4,635,901/kadın 4,554,010)<br />
15-24 yaş: %18.85 (erkek 1,734,887/kadın 1,777,896)<br />
25-54 yaş: %25.94 (erkek 2,414,668/kadın 2,419,725)<br />
55-64 yaş: %3.27 (erkek 316,655/kadın 293,570)<br />
65 yaş ve üzeri: %2.64 (erkek 250,314/kadın 240,974)<br />
<br />
Şehirde yaşayanların oranı 2015 verilerine göre %18,7 olan ülkede, nüfusun yıllık artış oranı 2016 tahmini verilerine göre %3,22 düzeyindedir.<br />
<br />
<br />
<b>Nijerya'da Dini Durum</b><br />
<br />
Nijer içerisinde en yaygın din İslam'dır.<br />
Ülke nüfusunun %80'i islam dinine göre yaşamakta olup, geri kalan %20'lik bir kısım ise Hristiyan ve diğer yerel dinlere inanmaktadır.<br />
<br />
<br />
<b>Nijerya'da Konuşan Diller</b><br />
<br />
Ülkede Fransızca resmi dil konumundadır.<br />
Fransızca'nın haricinde Hausa, Djerma dilleri de nüfus içerisinde yoğun olarak konuşulan diğer dillerdir.<br />
<br />
<br />
<b>Nijerya Tarihi</b><br />
<br />
Nijer'in sonradan Sahra Çölü'ne dönüşen Kuzey kesiminde, tarih öncesi döneme uzanan hayat izlerine rastlanmıştır.<br />
Avrupalılar'ın bölgeye gelişinden önce Songay, Mali, Gao, Bornu gibi imparatorluk ve devletler Nijer topraklarına hâkim olmuşlardır.<br />
19. yüzyılda ise Avrupa'dan gelen İngiliz ve Alman kâşifler Nijer Nehri'nin kaynağını aradılar.<br />
Ülke 1921 yılında Fransız Batı Afrikası sömürge sistemine dahil edilerek, Fransa'nın sömürgesi haline gelmiştir.<br />
Bu bölgede sömürgeci ülkeler tarafından çiziler sınırlar, tarihi ve kültürel hassasiyetler gözetilmeden oluşturulmuştur.<br />
1958 özerlik kazanan ülke, 1960 yılında Fransa'dan bağımsızlığını ilan etmiştir.<br />
<br />
<b><br /></b>
<b>Nijer'e İslamiyet Ne Zaman Ulaştı?</b><br />
<div>
<b><br /></b></div>
Tarihi kayıtlara göre bugünkü Nijer topraklarına İslâmiyet 10. yüzyılın sonlarına doğru Berberiler vasıtasıyla ulaşmıştır.<br />
Ancak çok eskiden bu yana Nijer topraklarının bir kısmına hükmeden Gao Krallığı'nın 6. kralının adının Za Ali Fay olması bu bölge halkının çok daha önceden İslâm'la tanışmış olabileceği ihtimalini ortaya çıkarmaktadır.<br />
Kuvvetli olan ihtimal de Nijer halkının İslâm'ı daha 7. yüzyılda Ukbe bin Nâfi'in Kuzey Afrika'da gerçekleştirmiş olduğu fetihlerin hemen arkasından tanıdığıdır.<br />
İslâm buralarda yayılmaya başladığında Nijer topraklarının Batı kesimleri Gao Krallığı'nın yönetimindeydi.<br />
Bu devletin 15. kralı Za Kosoy 1009'da Müslüman olarak Muslimdam unvanı aldı.<br />
Gao Krallığı 11. yüzyılın ikinci yarısında Murâbıtlar'a tâbî olmuştur.<br />
Sonraları Songhay İmparatorluğu olarak adlandırılan bu devletin başına 1464'te Sünni Ali adlı kral geçti.<br />
Ondan sonra devlete hükmeden krallar hep Müslümanlardandır.<br />
Bu devlet 1593'ten sonra Fas'a bağlı bir sultanlık oldu.<br />
Nijer'in bir kısmı üzerinde de 1200 - 1670 yılları arasında Keita Krallığı hüküm sürmüştür.<br />
Keita daha önce bugün Nijer'in başkenti olan Niamey merkezli bir prenslikti.<br />
Keita'nın daha krallık olmadan önceki yöneticisi Baramendana 1050'de Müslüman oldu.<br />
1200'de krallık olmasından sonra devlete hükmedenler de hep Müslümanlardandır.<br />
Keita Krallığı 16. yüzyılın sonlarından itibaren Fas'a tâbî olmuştur.<br />
Nijer'in doğusuna uzun bir süre Bornu Krallığı hükmetti.<br />
Kuzey kesimleri de 14. yüzyılın başlarından itibaren Mali Krallığı'nın eline geçti.<br />
Nijer toprakları 19. yüzyılın sonlarında Fransız sömürgeciler tarafından işgal edildi ve 3 Ağustos 1960 târihine kadar Fransız işgalinde kaldı.<br />
Bağımsızlık sonrasında ilk cumhurbaşkanı İlerici Nijer Partisi'nin lideri Hamani Diori oldu.<br />
Hamani Diori Fransız işgalcilerle iyi ilişkiler içinde olan ve Fransızlar tarafından desteklenen biriydi.<br />
Onun işbaşına getirilmesi de tamamen Fransızların oyunuyla oldu.<br />
Dolayısıyla Fransız sömürgeciler Nijer'in bağımsızlığını tanımakla bu ülkeden elde etmekte oldukları çıkarlardan bir şey kaybetmediler.<br />
Diori'nin yönetimi 15 Nisan 1974 târihinde gerçekleştirilen askeri darbeyle sona erdi ve yerine Seyni Kunçe geçti.<br />
Onun ölümü üzerine 14 Kasım 1987'de Albay Ali Saibu cumhurbaşkanı oldu.<br />
Ali Saibu, 1993'te çok partili rejime geçilinceye kadar bu görevde kaldı.<br />
27 Mart 1993'te gerçekleştirilen çok partili seçimlerde muhalefetteki Değişim Güçleri İttifakı'nın adayı Mahamane Osmane cumhurbaşkanlığına seçildi.<br />
<br />
<b><br /></b>
<b>Nijer'de Osmanlı Hakimiyeti</b><br />
<div>
<b><br /></b></div>
Osmanlı Devleti Nijer'in doğusundaki Kavar Sultanlığı'nı Trablusgarp Vilâyeti'nin hinterlandı olarak gördüğünden bu toprakları da XVI. yüzyıldan beri kendine bağlı saymaktaydı.<br />
Ancak, Osmanlı kayıtlarında bu bölgeye XIX. yüzyıla kadar askeri birlik gönderildiğine dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.<br />
<br />
1835 yılında Trablusgarp'ın yeniden merkezî yönetime bağlanmasıyla Osmanlı Devleti bu bölgeyle fiilen yeniden komşu haline geldi ve karşısında 1830'da ele geçirdiği Cezayir'den Güney'e ve Çad Gölü civarından Kuzeye doğru yayılmak isteyen Fransa'yı buldu.<br />
Bu dönemde, işgale uğramamak isteyen Müslüman sultanlıklar Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp vâlîleri ya da Fizan kaymakamları ile temasa geçmeye ve tâbiyetleri arzetmeye başladılar.<br />
Bunlardan biri de 1850 yılında Murzuk ilçesine gelerek metbuluğunu bildiren Kavar Hakimi I. Muhammed idi.<br />
Merkezi Bilma şehri olan Kavar'ın Osmanlı idaresine alındığı 22 Şubat 1852 târihli ve 1268 sayılı İrâde-i Dâhiliye ile onaylandı.<br />
Bu şekilde Sahra ticaretinde önemli rol oynayan Bilma Tuzlası da Osmanlı Devleti'ne ilhak edilmiş oldu.<br />
<br />
Kavar ilçesine ilişkin ekonomik verilere ise ilk kez 1884 yılına ait Trablusgarp eyaleti salnamesinde rastlanmaktadır.<br />
1906'da Fransızların bölgeyi asker göndererek işgal etmesiyle Kavar ilçesi yeniden İstanbul'un gündemine geldi.<br />
1911-12 Trablusgarp Savaşı'nda alınan yenilgi sonucu Osmanlı Devleti'nin bu eyaleti boşaltması Kavar'daki Fransız işgalinin yerleşmesine sebebiyet verdi.<br />
<br />
<br />
<br />
<b>Nijer'de Siyaset</b><br />
<br />
Nijer'de 26 Aralık 1992'de halkoyuna sunulan anayasanın kabul edilmesinden ve bu anayasanın 1993 başlarından itibaren yürürlüğe girmesinden sonra çok partili demokratik bir sisteme geçildi.<br />
Diğer frankofon (Fransa güdümündeki) ülkelerde olduğu gibi Nijer'de de rejimin laik kimliğine büyük önem verilmektedir.<br />
Ülkenin en üst yöneticisi devlet başkanı, hükümetin başkanı ise başbakandır.<br />
Yasama yetkisi 83 üyeli parlamentodadır.<br />
Parlamento üyeleri serbest genel seçimlerle belirlenir.<br />
Nijer, BM, İKÖ (İslâm Konferansı Teşkilatı), Afrika Birliği Teşkilatı, Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu, Afrika, Antiller ve Pasifik Sözleşmesi, Uluslararası Para Fonu (IMF), İslâm Kalkınma Bankası gibi uluslararası teşkilatlara üyedir.<br />
Nijer 2011 Human Development raporuna göre Demokratik Kongo Cumhuriyeti devletinden sonra insani gelişim endeksi, en düşük ikinci devlet konumundadır.<br />
<br />
<br />
<b>Nijer'de İdari Yapılanma</b><br />
<br />
Ülke toprakları yedi bölge ve Niamey başkent belediyesi bölgesi olmak üzere toplam sekiz bölgeye ayrılmıştır.<br />
Bu yedi bölge ayrıca 63 ile, iller ise 254 belediyeye ayrılmış konumdadır.<br />
<br />
<b>Nijer'deki Bölgeler</b><br />
<br />
<ol style="text-align: left;">
<li>Agadez</li>
<li>Diffa</li>
<li>Dosso</li>
<li>Maradi</li>
<li>Tahoua</li>
<li>Tillabéri</li>
<li>Zinder</li>
<li>Niamey (Başkent Belediyesi)</li>
</ol>
<br />
<br />
<b>Nijer'de Ulaşım Bilgileri</b><br />
<br />
Ülkenin ulaşım ağı son yıllarda büyük gelişim göstermektedir.<br />
Ülke içerisinde bulunan kara yolları 2005 yılında bu yana o güne kadar var olan yolların iki katına çıkarak, 3.912 km'si stabil olmak üzere 18.949 km'ye ulaşmıştır.<br />
Ayrıca 2012 verilerine göre ülke içerisinde nizami iniş ve kalkış pistlerine sahip olan on havaalanında içerisinde bulunduğu toplam 30 havaalanı bulunmaktadır.<br />
Ülkenin güneybatı bölümünden akan Nijer Nehri'nin ise ülke içerisinde yer alan 650 km'lik bölümünden 300 km'si deniz taşımacılığına uygundur.<br />
<br />
<br />
<br /></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0Nijer17.607789 8.08166600000004112.1956105000000008 -12.660521499999959 33.0199675 28.823853500000041tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-87544821383782257342021-03-23T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:18:11.278+03:00Orta Çağ'da Ukrayna Toprakları<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFcrapmQGVsdCXe2LZm3HZPamm2LK0nlJjAq4nAkZy5sPjzdtT7GQ3k-w-VffwhldmOiOb-i_69KvLzSJWe2opTNrEkFvnX7eKSOTakxOt42Vv24rjy7ew2w0uV1zDTAuEKLBReNkrmr35/s1600/6.yy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFcrapmQGVsdCXe2LZm3HZPamm2LK0nlJjAq4nAkZy5sPjzdtT7GQ3k-w-VffwhldmOiOb-i_69KvLzSJWe2opTNrEkFvnX7eKSOTakxOt42Vv24rjy7ew2w0uV1zDTAuEKLBReNkrmr35/s1600/6.yy.jpg" height="400" width="322" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>6. Yüzyılda Slav Halkları ve Ukrayna Toprakları</b></i> </div>
Günümüzdeki Ukrayna toprakları tarihin ilk dönemlerinde çeşitli kavimlerin uğrak yeri olmuştur.<br />
2. ve 5. yüzyıllar arasında Ostrogotlar ve Hunlar tarafından işgal edildiği bilinmektedir.<br />
5. yüzyılda bölgeye Slavlar yerleştiler, Balkanlara doğru yayılmaya başladılar.<br />
7. yüzyılda Ukrayna toprakları Türk kökenli Ön Bulgarların yurdu haline geldi.<br />
<a name='more'></a>Yüzyılın sonlarında Bulgarlar bölgeyi terkederek gene Türk kökenli bir kavim olan Hazarlar'ın eline bıraktılar. Günümüzde Ukrayna'nın başkenti olan Kiev 9. yüzyılın ortalarına kadar Hazar Hanlığı'nın bir parçasıydı.<br />
860 yılı civarında Viking kralı Rurik'in kumandanları tarafından Hazarların elinden alındı ve Kiev Knezliği'nin bir parçası oldu.<br />
<br />
Kiev Knezliği günümüzdeki Ruslar, Beyaz Ruslar ve Ukraynalılar'ın ortak kökeni olarak kabul edilebilir. Başkenti Kiev'de bulunan bu devlet aslında çok sayıda prenslikten oluşuyordu.<br />
Kiev Knezi I. Vladimir (980–1015) 988 yılı civarında Bizans İmparatoru II. Basileios'un kızkardeşi Anna'yla evlenerek Ortodoks Hristiyanlığı kabul etti ve Konstantinopolis'teki Ayasofya Kilisesinde vaftiz edildi.<br />
I. Vladimir ve oğlu I. Yaroslav (1019–1054) zamanında Kiev Knezliği altın çağını yaşadı.<br />
Zamanla bu devlet zayıflamaya başladı ve Kiev Knezi Mstislav'ın (1125–1132) ölümünden sonra dağıldı.<br />
13. yüzyılda bölge Moğollar tarafından istila edildi. 1240 tarihinde Batu Han'ın orduları Kiev'i tamamen yaktılar.<br />
<br />
14. yüzyılda Ukrayna topraklarının doğu kısmı Kiev dahil Litvanya Grandüklüğü'nün eline geçti.<br />
Batı kısımlar ise Lehistan Krallığının bir parçası haline geldi.<span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">2</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-tarihi.html"><b>UKRAYNA TARİHİ</b> ANA SAYFA</a> <b><br /></b></span></span></span></span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-59208640466193461462021-03-21T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:17:17.522+03:00Ukrayna Adının Anlamı<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaOgx0Lvf1ei8NHqVNgfI8ZJCrqqtay-ObZLqeaZa6-n5f-dtnIiSMeop-ykaWcbEsxyrzQP7plV3CEmg9aOV5S5wdVlOkCLJX_nvZoAqfDO2auxAE8qzBDUg5rceHcZnOKpTnBOP6iz9w/s1600/Vladimir.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaOgx0Lvf1ei8NHqVNgfI8ZJCrqqtay-ObZLqeaZa6-n5f-dtnIiSMeop-ykaWcbEsxyrzQP7plV3CEmg9aOV5S5wdVlOkCLJX_nvZoAqfDO2auxAE8qzBDUg5rceHcZnOKpTnBOP6iz9w/s1600/Vladimir.jpg" height="400" width="322" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>Kiev Knezi I. Vladimir'in (980-1015) Ayasofya'da vaftiz edilmesi</b></i> </div>
Ukrayna adı, eski Slav dilinde <b>"sınır ülkesi"</b> anlamına gelmektedir.<br />
Ancak
şimdi bilimsel çevrelerde başka görüşler de vardır.<br />
Eskiden Ukrayna’ya <b>Rutenya</b> (Rus, Русь) da denilmekteydi.<span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">3</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-61421141885257018992021-03-19T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:17:02.073+03:00Ukrayna'nın Komşuları<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-Cc6EH_H4xbVBBDQLnfspPyOVOHakkqWhbdc75OEYyGrscNL-m-oJO9iXnSxi4QvruqYVsd1tVCE4zGSu3NOnf6EghLjujlFoRY5T1hqOMQsClMmSo46i0sdTnteWiBRXqXB-laJzgWKl/s1600/UKRAYNA+KOM%C5%9EULARI.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-Cc6EH_H4xbVBBDQLnfspPyOVOHakkqWhbdc75OEYyGrscNL-m-oJO9iXnSxi4QvruqYVsd1tVCE4zGSu3NOnf6EghLjujlFoRY5T1hqOMQsClMmSo46i0sdTnteWiBRXqXB-laJzgWKl/s1600/UKRAYNA+KOM%C5%9EULARI.jpg" height="265" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b> Ukrayna'nın Komşuları</b></i><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">4</span></i></span></a></span></div>
Ukrayna, Doğu Avrupa'da ülkedir.<br />
Doğusunda Rusya, kuzeyinde Beyaz Rusya, batısında Polonya, Slovakya ve Macaristan; güneybatısında Romanya ve Moldova, güneyinde Karadeniz ve Azak Denizi yer alır.<br />
Kiev, Ukrayna'nın başkentidir.<span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">3</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-39176835350597561422021-03-17T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:16:43.641+03:00Ukrayna'nın Nüfus Bilgileri<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgN8nuA0LBvCEr6Q0y1YyYclg8q6Whl7SA1dzAYmAY2xnF4Bv2Qwf59iFkxkm57DDM9ISsUj9OWel0ter26tb6p59NhLXkffh3f7sKZVonz8Ip_81i0e5kgTAJ6h0KFIBBwFCzJ6mJxqqzz/s1600/parlamento+se%C3%A7ininde+insanlar+2007.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgN8nuA0LBvCEr6Q0y1YyYclg8q6Whl7SA1dzAYmAY2xnF4Bv2Qwf59iFkxkm57DDM9ISsUj9OWel0ter26tb6p59NhLXkffh3f7sKZVonz8Ip_81i0e5kgTAJ6h0KFIBBwFCzJ6mJxqqzz/s1600/parlamento+se%C3%A7ininde+insanlar+2007.jpg" height="371" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>2007 Yılındaki Parlamento Seçimerinde Oy Kullanan Ukraynalılar</b></i><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">3</span></i></span></a></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Nüfus:</b> 45,700,395 (Temmuz 2009 verileri)<br />
<b>Nüfus artış oranı:</b> %-0.6 (2006 verileri)<br />
<b>Mülteci oranı:</b> -0.43 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini)<br />
<b>Bebek ölüm oranı: </b>14.39 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini)<br />
<b>Ortalama hayat süresi: </b>Toplam nüfus: 69.98 yıl<br /> erkeklerde: 64.71 yıl<br /> kadınlarda: 75.59 yıl (2006 verileri)</span></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-size: small;">
<b>Ortalama çocuk sayısı:</b> 1.17 çocuk/1 kadın (2006 tahmini)<br />
<b>HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı:</b> %1.4 (2003 verileri)<br />
<b>HIV/AIDS - hastalığı olan insan sayısı: </b>360,000 (2001 verileri)<br />
<b>HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı:</b> 20,000 (2003 verileri)<br />
<b>Ulus:</b> Ukraynalı<br />
<b>Nüfusun etnik dağılımı:</b> Ukraynalı %77.8, Rus %17.3,
Beyaz Rus %0.6, Moldovalı %0.5, Krım Tatarları %0.5, Bulgaristanlı %0.4,
Macar %0.3, Romen %0.3, Polonyalı %0.3, Yahudi %0.2, diğer %1.8 (2001
verileri) <br />
<b>Din: </b>Ukraynalı Ortodoks - Moskova Patrikhanesi, Ukraynalı Ortodoks
- Kiev Patrikhanesi, Ukraynalı Autocephalous Ortodoks, Ukraynalı Katolik,
Protestan, Musevi<br />
<b>Diller:</b> Ukrayna, Rus, Romanya, Polonya, Macar<br />
<b>Okur yazar oranı:</b> 15 yaş ve üzeri için veriler<br /> toplam nüfusta: %99.7<br />
erkekler: %99.8<br />
kadınlar: %99.6 (2003 verileri)</span><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">2</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-71206564348501696872021-03-15T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:16:31.564+03:00Ukrayna'nın Coğrafî Verileri<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlLva8q0eK6eD-UAKArrjw49FbfR5_X4nF67ORA5HFU4xbwJUDF8sUm6tkgGnlQer2iOTxTXbxojbgVkNwNLyBhaD-0DjO-C30MPGj0YUQJbzLDmj5Zqq3ZvNlglT9KPh29zWqLjZ-bNRN/s1600/ukrayna+haritas%C4%B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlLva8q0eK6eD-UAKArrjw49FbfR5_X4nF67ORA5HFU4xbwJUDF8sUm6tkgGnlQer2iOTxTXbxojbgVkNwNLyBhaD-0DjO-C30MPGj0YUQJbzLDmj5Zqq3ZvNlglT9KPh29zWqLjZ-bNRN/s1600/ukrayna+haritas%C4%B1.png" height="350" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<b><i>Ukrayna'nın Konumu</i></b><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;"> 3</span></i></span></a></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><b>Konum:</b> Doğu Avrupa'da, Karadeniz kıyısında, Polonya ile Rusya arasında yer alır.<br />
<b>Coğrafi konumu:</b> 49 00 Kuzey enlemi, 32 00 Doğu boylamı<br />
<b>Haritadaki konumu:</b> Doğu Avrupa<br />
<b>Yüzölçümü:</b> 603,700 km²<br />
<b>Sınırları:</b> toplam: 4,663 km</span></span><br />
<a name='more'></a><b>Sınır komşuları:</b> Beyaz Rusya 891 km, Macaristan 103 km, Moldova
939 km, Polonya 428 km, Romanya (güney) 169 km, Romanya (batı) 362 km,
Rusya 1,576 km, Slovakya 90 km<span style="font-size: small;">
<b> </b></span><br />
<span style="font-size: small;"><b>Sahil şeridi:</b> 2,782 km<br />
<b>İklimi: </b>Ilıman kıtasal; Akdeniz iklimi sadece güney Kırım sahillerinde
görülmektedir.<br />
<b>Arazi yapısı:</b> Verimli ovalar ve platolar, batıda dağlar yer alır.<br />
<b>Deniz seviyesinden yüksekliği: </b>en alçak noktası: Karadeniz 0 m<br />
en yüksek noktası: Hora Hoverla 2,061 m<br />
<b>Doğal kaynakları:</b> Demir, kömür, manganez, doğal gaz, tuz, sülfür,
grafit, titanyum, magnezyum, kaolin, nikel, cıva, kereste, işlenebilir
topraklar<br />
<b>Arazi kullanımı:</b> tarıma uygun topraklar: %58<br /> daimi ekinler: %2<br />
otlaklar: %13<br /> ormanlık arazi: %18<br /> diğer: %9 (1993 verileri)<br />
<b>Sulanan arazi:</b> 26,050 km² (1993 verileri)</span><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">2</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-25159887404248130412021-03-13T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:16:12.243+03:00Ukrayna Arması<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHstWU3-Yf0UhR-IBd-NRYkf9XN1LIEzqv1qQ4txVR7DQSTUQO3vljd4hYH_NXZ0Lmd9D6e2GKRM4TPQlii6l2oaBdPKfivfgYVJtI9qG0QrUDSd7yFmS0wobgbmNMA8ysdUHNtRUGMAp8/s1600/ukrayna+armas%C4%B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHstWU3-Yf0UhR-IBd-NRYkf9XN1LIEzqv1qQ4txVR7DQSTUQO3vljd4hYH_NXZ0Lmd9D6e2GKRM4TPQlii6l2oaBdPKfivfgYVJtI9qG0QrUDSd7yFmS0wobgbmNMA8ysdUHNtRUGMAp8/s1600/ukrayna+armas%C4%B1.png" height="400" width="286" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>Ukrayna Arması</b></i><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-60940669261512714572021-03-11T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:15:34.239+03:00Ukrayna Bayrağı<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVyOGG2pEP6dczTap_IBLIgQeullw2ayKSw5OkGX9339V68VuTZuFfHL9Gpv9ivTlxMX4B_uuQECNnHI8m6CdNjWb5p42q9Lh6f04Gu1mH4AkbvMNuWiBg5_hT8Tg2JNaW4dKCVWJxffHC/s1600/ukrayna+bayra%C4%9F%C4%B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVyOGG2pEP6dczTap_IBLIgQeullw2ayKSw5OkGX9339V68VuTZuFfHL9Gpv9ivTlxMX4B_uuQECNnHI8m6CdNjWb5p42q9Lh6f04Gu1mH4AkbvMNuWiBg5_hT8Tg2JNaW4dKCVWJxffHC/s1600/ukrayna+bayra%C4%9F%C4%B1.png" height="266" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>Ukrayna Bayrağı</b></i><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-70669839573660393582021-03-09T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:15:18.198+03:00Ukrayna'da Ekonomik Göstergeler<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWw569sOX4nQA3V6ZWp3iA99BFoD3pcZ73SJLVeVruTosOfdpYiHDpAt6hDIgejTAyuRNokQGLpWsfpwHyg1yeGyxr8f3JilMG2eT8a_DFvAobSLZJFoh0aYt5Qr63-VW2KGsFJNOB6Cmx/s1600/merkez+bankas%C4%B1.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWw569sOX4nQA3V6ZWp3iA99BFoD3pcZ73SJLVeVruTosOfdpYiHDpAt6hDIgejTAyuRNokQGLpWsfpwHyg1yeGyxr8f3JilMG2eT8a_DFvAobSLZJFoh0aYt5Qr63-VW2KGsFJNOB6Cmx/s1600/merkez+bankas%C4%B1.JPG" height="265" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>Ukrayna Merkez Bankası Binası </b></i><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">3</span></i></span></a></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>GSYİH:</b> Satınalma Gücü paritesi - 329.1 milyar $ (2005 verileri)<br />
<b>GSYİH - reel büyüme:</b> %2.6 (2005 verileri)<br />
<b>GSYİH - sektörel bileşim:</b> tarım: %18.7<br />
endüstri: %45.2<br /> hizmet: %36.1 (2005 verileri)<br />
<b>Enflasyon oranı (tüketici fiyatlarında):</b> %13.5 (2005 verileri)</span></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-size: small;">
<b>İş gücü:</b> 22.67 milyon (2005)<br />
<b>İşsizlik oranı: </b>%3.1 (2005)<br />
<b>Endüstri:</b> Kömür, elektrik enerjisi, metaller, makine ve parçalar,
kimyasallar, gıda maddeleri<br />
<b>Endüstrinin büyüme oranı:</b> %3.2 (2005 verileri)<br />
<b>Elektrik üretimi:</b> 181.3 milyar kWh (2004)<br />
<b>Elektrik tüketimi: </b>176 milyar kWh (2004)<br />
<b>Elektrik ihracatı:</b> 1 milyar kWh (2004)<br />
<b>Elektrik ithalatı: </b>255 milyon kWh (2004)<br />
<b>Tarım ürünleri: </b>Hububat, şeker pancarı, ayçiçeği çekirdeği, sebze,
et, süt<br />
<b>İhracat: </b>38.22 milyar $ (2005 verileri)<br />
<b>İhracat ürünleri:</b> Metaller, yakıt ve petrol ürünleri, makine
ve parça, gıda maddeleri<br />
<b>İhracat ortakları:</b> Rusya %22.1, Türkiye %6, İtalya %5.6 (2005)<br />
<b>İthalat: </b>37.18 milyar $ (2005 verileri)<br />
<b>İthalat ürünleri:</b> Enerji, makine ve araç, taşıt ekipmanları,
kimyasallar<br />
<b>İthalat ortakları: </b>Rusya %35.5, Almanya %9.4, Türkmenistan %7.4, Çin %5 (2005 verileri)<br />
<b>Dış borç tutarı:</b> 101.7 milyar $ (2008)<br />
<b>Para birimi: </b>Hryvnia (UAH)<br />
<b>Para birimi kodu:</b> UAH<br />
<b>Mali yıl: </b>Takvim yılı </span><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">2</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-1563958914915384332021-03-07T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:15:07.533+03:00Ukrayna'da Devlet Yönetimi<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgI2WVNyw2n-i4xwBna8Y4uhZC70Ko7o1iFWHRaQRdCleNBciq4UUN_F2MI_dWKxHD4t0b6c9XeNfpccH1QZsRTe-WeYRDU_hsmwLgSEy5aT6GJxpyfpcWni6NkC68kNrrC5cHDKvFWAA6Y/s1600/ba%C5%9Fkanl%C4%B1k+saray%C4%B1.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgI2WVNyw2n-i4xwBna8Y4uhZC70Ko7o1iFWHRaQRdCleNBciq4UUN_F2MI_dWKxHD4t0b6c9XeNfpccH1QZsRTe-WeYRDU_hsmwLgSEy5aT6GJxpyfpcWni6NkC68kNrrC5cHDKvFWAA6Y/s1600/ba%C5%9Fkanl%C4%B1k+saray%C4%B1.JPG" height="300" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>Başkent Kiev'deki Başkanlık Sarayı</b></i><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">3</span></i></span></a></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Ülke adı:</b> Ukrayna<br /> eski adı: Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti<br />
<b>Yönetim biçimi:</b> Başkanlık Tipi Cumhuriyet<br />
<b>Başkent:</b> Kiev<br />
<b>İdari bölümler:</b> 24 bölge, 1 özerk cumhuriyet(2014 Mart ayında Rusya Kırım Özerk Cumhuriyetini kendi topraklarına katmıştır.), ve 2 belediye;
Cherkas'ka (Cherkasy), Chernihivs'ka (Chernihiv), Chernivets'ka (Chernivtsi),
Dnipropetrovs'ka (Dnipropetrovs'k), Donets'ka (Donets'k), Ivano-Frankivs'ka
(Ivano-Frankivs'k), Kharkivs'ka (Kharkiv), Khersons'ka (Kherson), Khmel'nyts'ka
(Khmel'nyts'kyy), Kirovohrads'ka (Kirovohrad), Kiev, Kyyivs'ka (Kiev),
Luhans'ka (Luhans'k), L'vivs'ka (L'viv), Mykolayivs'ka (Mykolayiv),
Odes'ka (Odesa), Poltavs'ka (Poltava), Avtonomna Respublika Krym (Simferopol'),
Rivnens'ka (Rivne), Sevastopol', Sums'ka (Sumy), Ternopil's'ka (Ternopil'),
Vinnyts'ka (Vinnytsya), Volyns'ka (Luts'k), Zakarpats'ka (Uzhhorod),
Zaporiz'ka (Zaporizhzhya), Zhytomyrs'ka (Zhytomyr)</span></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-size: small;">
<b>Bağımsızlık günü:</b> 24 Ağustos 1991 (Sovyetler Birliğinden)<br />
<b>Milli bayram:</b> Bağımsızlık günü, 24 Ağustos (1991)<br />
<b>Anayasa:</b> 28 Haziran 1996<br />
<b>Üye olduğu uluslararası örgüt ve kuruluşlar: </b>BSEC, CCC
(Gümrük İşbirliği Konseyi), CE (Avrupa Konseyi), CEI (Orta Avrupa
Girişimi), CIS (Bağımsız Devletlerin Topluluğu), EAPC (Avrupa - Atlantik
Ortaklık Konseyi), EBRD (Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası), ECE
(Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu), IAEA (Uluslararası Atom
Enerjisi Ajansı), IBRD (Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası), ICAO
(Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü), ICRM (Uluslararası Kızılhaç ve
Kızılay Hareketi), IFC (Uluslararası Finansman Kurumu), IFRCS
(Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Toplulukları Federasyonu), IHO
(Uluslararası Hidrografi Örgütü), ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), IMF
(Uluslararası Para Fonu), IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü), Inmarsat
(Uluslararası Denizcilik Uydu Teşkilatı), Intelsat (Uluslararası
Telekomünikasyon ve Uydu Örgütü), Interpol (Uluslararası Polis
Teşkilatı), IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), IOM (Uluslararası
Göçmen Teşkilatı), ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü), ITU
(Uluslararası Haberleşme Birliği), MONUC (BM Kongo Operasyonu),
NAM, NSG, OAS (Amerika Devletleri Teşkilatı), OPCW (Kimyasal
Silahları Yasaklama Organizasyonu), OSCE (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Örgütü), PCA (Daimi Hakemlik Mahkemesi), PFP (Barış için Ortaklık), UN
(Birleşmiş Milletler), UN Güvenlik Konseyi, UNAMSIL (BM Sierra Leone
Misyonu), UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı),
UNESCO (Eğitim-Bilim ve Kültür Örgütü), UNIDO (Endüstriyel Kalkınma
Örgütü), UNIFIL (BM Geçici Gücü), UNMEE (BM Etyopya-Eritre Misyonu),
UNMIBH (BM Bosna Hersek Misyonu), UNMIK (BM Kosova Geçici Yönetimi),
UNMOP (BM Prevlaka Gözlem Misyonu), UNMOT, UNTAET (BM Doğu Timor Geçiş
Yönetimi), UPU (Dünya Posta Birliği), WCL (Dünya Emek Konfederasyonu),
WFTU (Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu), WHO (Dünya Sağlık Örgütü),
WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı), WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü),
WToO (Dünya Turizm Örgütü), WTrO (Dünya Ticaret Örgütü), ZC</span><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">2</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-24431121451296771812021-03-05T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:14:49.120+03:00Ukrayna'da İletişim Bilgileri<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisa5QJDTLYbyXRdshlINeCIQ7WzZ33QmHW7AdfWKNV-u9ZeFCDrKGMbdVwbpCpgO22U7qPbf6jP9h-gK48ZfsdFr1m2OnSc497NjT3jSOi9r7EZII58jrGkaJoYtV7XEb4nI4irsucFLbL/s1600/pelikan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisa5QJDTLYbyXRdshlINeCIQ7WzZ33QmHW7AdfWKNV-u9ZeFCDrKGMbdVwbpCpgO22U7qPbf6jP9h-gK48ZfsdFr1m2OnSc497NjT3jSOi9r7EZII58jrGkaJoYtV7XEb4nI4irsucFLbL/s1600/pelikan.jpg" height="265" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>Güney Ukrayna'da Büyük Beyaz Pelikanlar</b></i><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">3</span></i></span></a></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Kullanılan telefon hatları:</b> 12.142 milyon (2004)<br />
<b>Telefon kodu:</b> 380<br />
<b>Radyo yayın istasyonları:</b> AM 134, FM 289, kısa dalga 4 (1998)<br />
<b>Radyolar:</b> 45.05 milyon (1997)</span></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-size: small;">
<b>Televizyon yayını yapan istasyonlar:</b> 33 (1997)<br />
<b>Televizyonlar:</b> 18.05 milyon (1997)<br />
<b>Internet kısaltması:</b> .ua<br />
<b>Internet servis sağlayıcıları:</b> 32 (2000)<br />
<b>Internet kullanıcıları:</b> 5,278,100 (2005)</span><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">2</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-31378104056472561382021-03-03T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:14:37.804+03:00Ukrayna'da Ulaşım ve Taşımacılık<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjySbNbCNEVCom4wN0IomTuYUqcmkjb82BsK0nKdZy_liOHIhQ25v3OsbMRa1vxuPgLIo5eaL-G4JDf3G_90oFLl9rUjhyAQ5rBsAyUl-qZLvH3exPMXxyjYtGbH4yt9a1Hdnjkbeg_rM6p/s1600/u%C3%A7ak+An-225+Mriya.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjySbNbCNEVCom4wN0IomTuYUqcmkjb82BsK0nKdZy_liOHIhQ25v3OsbMRa1vxuPgLIo5eaL-G4JDf3G_90oFLl9rUjhyAQ5rBsAyUl-qZLvH3exPMXxyjYtGbH4yt9a1Hdnjkbeg_rM6p/s1600/u%C3%A7ak+An-225+Mriya.jpg" height="266" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>An-225 Mriya Tipi Bir Uçak</b></i><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">3</span></i></span></a></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Demiryolları:</b> 22,473 km<br />
<b>Karayolları:</b> 169,447 km (2004)<br />
<b>Su yolları:</b> 2,253 km (2006)<br />
<b>Boru hatları:</b> Ham petrol 4,000 km (1995); petrol ürünleri 4,500
km (1995); doğal gaz 34,400 km (1998)<br />
<b>Limanları:</b> Feodosiya, Kerch, Kherson, Mariupol', Mykolayiv, Odesa, Reni, Yuzhnyy</span></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">
<b>Hava alanları:</b> 499 (2006 verileri)</span></span><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">2</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-14677452458401523752021-03-01T00:00:00.000+03:002021-03-29T23:50:42.818+03:00PARAGUAY (Paraguay)<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="300" src="https://www.google.com/maps/embed?pb=!1m18!1m12!1m3!1d7500786.693494801!2d-62.943818758974196!3d-23.37035774826923!2m3!1f0!2f0!3f0!3m2!1i1024!2i768!4f13.1!3m3!1m2!1s0x945c083490f13d63%3A0xb3faff611d582ef3!2sParaguay!5e0!3m2!1str!2str!4v1510924164234" style="border: 0;" width="400"></iframe><br />
<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<b><i>PARAGUAY'IN KONUMU</i></b><br />
<br />
<span style="color: red;"><b>Paraguay Nerededir?</b></span><br />
<br />
Paraguay Cumhuriyeti, Güney Amerika'da bir ülkedir.<br />
Paraguay'ın denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />
<a name='more'></a>Güneyi ile güneybatısında Arjantin, kuzeyi ile kuzeydoğusunda Brezilya, kuzeybatısında ise Bolivya yer almaktadır.<br />
<br />
<br />
<b>Paraguay adının anlamı nedir?</b><br />
<br />
Paraguay adı, Guarani dilindeki "<b>para</b>" (bu yaka) ile "<b>guay</b>" (ırmak) kelimelerinin birleşiminden gelir.<br />
Her ne kadar Guarani'ler "Paraguay" adını, bugünkü başkent Asuncion için kullanmışlarsa da, bölgeyi ele geçiren İspanyollar, bu adı bütün bölgeyi tarif etmek için kullanmışlardır.<br />
<br />
<b>Paraguay'da Siyaset</b><br />
<br />
Paraguay Parlamentosu iki odadan müteşekkildir.<br />
Bunlardan biri 45 vekilden oluşan Senato,<br />
diğeri ise 80 vekilden oluşan Temsilciler Meclisi'dir.<br />
Parlamenterler beş yıllığına seçilir.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUNsDxZxGsjAwtNX2l984jDczLEZo9Y8abe7r_x-cZqBs6_1aNKZetK9BR9px3uCwCW1N0yzDEJH88k0uV9oWHLaBfTx3txXlsiXziMh6p7b7XLpS9R-RWJO1BXOt_NlHEL-4Z1M92KUP2/s1600/paraguay-map+haritas%25C4%25B1.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="750" data-original-width="618" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUNsDxZxGsjAwtNX2l984jDczLEZo9Y8abe7r_x-cZqBs6_1aNKZetK9BR9px3uCwCW1N0yzDEJH88k0uV9oWHLaBfTx3txXlsiXziMh6p7b7XLpS9R-RWJO1BXOt_NlHEL-4Z1M92KUP2/s400/paraguay-map+haritas%25C4%25B1.gif" width="328" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="text-align: left;"><b><i>PARAGUAY SİYASİ HARİTASI</i></b></span></div>
<div>
<b>Paraguay Tarihi</b></div>
<br />
Yaklaşık 300 yıl boyunca İspanyol İmparatorluğu'nun işgali ve istilası altında olan ülke, 19. yüzyılın başlarında Bask kökenli soylu bir ispanyol aileden gelen Simón Bolívar'ın başlattığı devrim hareketi ile 1811 yılında istiklaline kavuştu.<br />
<br />
1862'de Carlos Antonio Lopez'in ölümü üzerine iktidara gelen oğlu Francisco Solano López, Güney Amerika halklarının makus bir talihi olsa gerek ordunun da desteği ile ülkede tam bir diktatörlük kurdu.<br />
<br />
Paraguay 1864 yılında Brezilya, Arjantin ve Uruguay koalisyonuyla çok kanlı ve uzun bir süre devam edecek olan bir savaşa girdi.<br />
Savaş, diktatör López'in öldürülmesi ile 1870 yılında sona erdiğinde Paraguay'ın toprak ve insan kaybı rakamları inanılmaz boyutlara ulaşmıştı.<br />
Yapılan barış antlaşması ile ülkenin yaklaşık 170.000 kilometre kare'lik arazisi Brezilya ve Arjantin arasında paylaştırıldı.<br />
Ayrıca Paraguay devleti bu ülkelere yüklü bir savaş tazminatı ödemek mecburiyetinde kalıyordu.<br />
Savaş sonrası duruma bakıldığında ülke tam bir yıkıma uğramış, ekonomi çökmüş, muntazam durumdaki demografik yapı altüst olmuş ve ayrıca savaş sırasında ülke nüfusunun yaklaşık yarısı ve yetişkin erkek nüfusunun % 90'ı (yaklaşık 28.000 erkek kalmıştır) ölmüştür.<br />
Yukarıda sözünü ettiğimiz durum kadın/erkek oranında büyük bir dengesizlik ortaya çıkardı.<br />
Bunun üzerine muazzam derecedeki nüfus kaybının telafisi amacıyla kilise bir erkeğin birden fazla kadınla evlenebilmesinin yolunu açan bir karar aldı.<br />
<br />
1932 yılında, sınır anlaşmazlıkları yaşadığı kuzey komşusu Bolivya ile olan gerginlik sıcak bir çatışmaya dönüştü.<br />
Chaco Savaşı olarak tarihe geçecek olan bu savaş üç yıl sürdü ve 1935'de Paraguay ordusunun kesin zaferi ile sonuçlandığında, Paraguay ihtilaflı arazinin %75'ini ele geçirdi.<br />
<br />
<br />
<b>Paraguay'da Dini Durum</b><br />
<br />
Paraguay'da 2013 yılı itibariyle dini inançlar şöyledir.<br />
Hristiyan : % 96 (Katolik %88, Protestan %8)<br />
Ateist, Agnostik : %2<br />
Diğer : %2 (% 0,02 Müslüman)<br />
<br />
2002 yılındaki sayıma göre Paraguay'da % 0.02 Müslüman bulunmaktadır.<br />
1992'deki nüfus sayımına göre, Paraguay'da 872 Müslüman bulunmaktaydı.<br />
Bunların 486'sı Alto Parana bölümünün başkenti Ciudad del Este'dedir.<br />
Latin Amerika'nın diğer ülkelerinde olduğu gibi, bu müslümanların ekseriyeti Suriye ve Lübnan'dan gelen göçmenlerden oluşmaktadır.<br />
Bunların dışında Bangladeş ve Pakistan'dan gelen müslümanlar da bulunmaktadır.<br />
<br />
<br />
Kaynak: <span style="background-color: white; font-family: arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 16px; white-space: nowrap;">tr.wikipedia.org/wiki/Paraguay</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 16px; white-space: nowrap;"><br /></span>
<div style="text-align: center;">
<span style="background-color: white; font-family: arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 16px; white-space: nowrap;"><a href="https://dunyacamileri.blogspot.com.tr/2017/11/paraguay-paraguay.html" target="_blank"><b><span style="color: red;">PARAGUAY</span></b>'DAKİ CAMİLER</a></span></div>
<div class="f kv _SWb" style="background-color: white; color: grey; font-family: arial, sans-serif; font-size: small; height: 18px; line-height: 16px; white-space: nowrap;">
<div class="action-menu ab_ctl" style="-webkit-user-select: none; display: inline; margin: 1px 3px 0px; position: relative; vertical-align: middle;">
<div class="action-menu-panel ab_dropdown" data-ved="0ahUKEwjky6XP3MXXAhVQpqQKHQvyB_YQqR8IUzAM" jsaction="keydown:m.hdke;mouseover:m.hdhne;mouseout:m.hdhue" role="menu" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 1px solid rgba(0, 0, 0, 0.2); box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 2px 4px; font-size: 13px; left: 0px; padding: 0px; position: absolute; right: auto; top: 12px; transition: opacity 0.218s; visibility: hidden; z-index: 3;" tabindex="-1">
<ol style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px;">
<li class="action-menu-item ab_dropdownitem" role="menuitem" style="-webkit-user-select: none; border: 0px; cursor: pointer; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;"><a class="fl" href="https://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:hIps0xVXAPUJ:https://tr.wikipedia.org/wiki/Paraguay+&cd=13&hl=tr&ct=clnk&gl=tr" style="color: #333333; cursor: pointer; display: block; font-size: 14px; outline: 0px; padding: 7px 18px; text-decoration: none;"></a></li>
<li class="action-menu-item ab_dropdownitem" role="menuitem" style="-webkit-user-select: none; border: 0px; cursor: pointer; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;"><a class="fl" href="https://www.google.com.tr/search?rlz=1C1AOHY_trTR708TR708&biw=1137&bih=754&q=related:https://tr.wikipedia.org/wiki/Paraguay+paraguay+haritas%C4%B1&tbo=1&sa=X&ved=0ahUKEwjky6XP3MXXAhVQpqQKHQvyB_YQHwhVMAw" style="color: #333333; cursor: pointer; display: block; font-size: 14px; outline: 0px; padding: 7px 18px; text-decoration: none;"></a></li>
</ol>
</div>
</div>
</div>
<span class="st" style="background-color: white; color: #545454; font-family: arial, sans-serif; font-size: x-small; line-height: 1.4; word-wrap: break-word;"></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0Paraguay-23.442503 -58.443831999999986-30.924743 -68.814925999999986 -15.960262999999998 -48.072737999999987tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-91726022747341935562021-02-18T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:19:30.667+03:00Ukraynalılar Kimlerdir?<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgn4Uk5AKKdPNCiFBw49IMbwFtDhbGPpUcLQtXOLurkL7KQP7vbPx620j9-4jJ-vZYnrJvHWVUcrUChLl_GjasKDLPbRnFijboxCtb8qSaKt-5pEQgmK-19LE5gQRkvs9CbVGu7-Q2hh5Dr/s1600/ukrayna+demografi.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgn4Uk5AKKdPNCiFBw49IMbwFtDhbGPpUcLQtXOLurkL7KQP7vbPx620j9-4jJ-vZYnrJvHWVUcrUChLl_GjasKDLPbRnFijboxCtb8qSaKt-5pEQgmK-19LE5gQRkvs9CbVGu7-Q2hh5Dr/s1600/ukrayna+demografi.png" height="306" width="400" /></a></div>
<div class="legend">
<span class="legend-color" style="background-color: #f9c700; border: 1px solid black; color: black; display: inline-block; font-size: 100%; height: 1.5em; margin: 1px 0; text-align: center; width: 1.5em;"> </span> Ukraynalılar</div>
<div class="legend">
<span class="legend-color" style="background-color: #cccccc; border: 1px solid black; color: black; display: inline-block; font-size: 100%; height: 1.5em; margin: 1px 0; text-align: center; width: 1.5em;"> </span> Rus</div>
<div class="legend">
<span class="legend-color" style="background-color: #008ff9; border: 1px solid black; color: black; display: inline-block; font-size: 100%; height: 1.5em; margin: 1px 0; text-align: center; width: 1.5em;"> </span> Diğer</div>
<div class="legend" style="text-align: center;">
<i><b> 2001 Yılı İtibariyle </b></i><i><b>Ukrayna'da </b></i><i><b>Resmi Rakamlara Göre Nüfus Dağılımı </b></i></div>
Eski zamanlarda Ukrayna'ya Rutenya da denmiştir.<br />
Bilimsel açıdan
kabul edilen, en yaygın görüş; Ukraynalıların, Rusların ve Belorusların
(Beyaz Rusların), tahminen 14-16. yüzyıllarda Doğu İslav kavimlerinden
kaynaklanmış olmaları şeklindedir.<br />
Öte yandan, Sovyet kaynakları ve
günümüz Rusya Federasyonu'nda kabul edilen kaynaklar, Ukraynalıların ve
Belorusların Ruslardan geldiklerini söyler.<br />
<a name='more'></a>Ancak 8-9. yüzyıllarda
kurulan, merkezi çağdaş Ukrayna'nın başkenti Kiev'de bulunan ve sonradan
<i>Kiev Rus Devleti</i> adı verilen devlette eski Slav kavimlerinin
temsilcilerinin yaşadıkları bir gerçektir ve mevcut vakayinamelerde ulus
olarak Rus, Ukraynalı adı geçmiyor.<br />
Bu konuda, günümüz Ukrayna'sında yaygın kaynaklar aslında Rusların
Ukraynalılardan kaynaklandığını iddia eder.<br />
Yaklaşık 14. yüzyıla kadar
varlığını sürdüren eski Kiev Rus Devleti'nde yaşayan ulus,
Ukraynalılarmış; Moğollar geldikten sonra Ukraynalıların çoğu, Kiev'i
terk edip kuzeye doğru göç etmeye başlamış ve sonra, yeni bir devletin
başkenti olacak Moskova
adlı bir kenti kurmuş.<br />
Yeni devletin adı, Moskova Rus Devleti; sonra
Rus Çarlığı, sonra da Rus İmparatorluğudur yani bu görüşe göre,
günümüzde Moskova'da ve etrafında yaşayan ulus, Kiev'den gelen Ukrayna
kökenli ulusmuş; Kiev'de ve Ukrayna'da günümüzde yaşamakta olan ulus ise
Ukraynalı ve Moğol-Tatar karışımıymış, diye bir görüş de yaygındır.<br />
Ruslar, SSCB zamanında Ukraynalılara yoğun bir şekilde baskı yapmışlar;
onlara Rus kültür ve dilini yoğun bir şekilde aşılamışlardır.<br />
Öyle ki,
Ukraynalıların ayrı bir ulus olduğunu düşünenler hapse atılmış; baskı
altına alınmıştır.<br />
Yoğun baskılar sonucu Ukraynalılar, ayrı bir ulus
olduklarını ayrı bir dil konuştuklarını yıllarca kimseye
anlatamamışlardır.<br />
Bağımsızlıktan sonra Ukrayna dili resmi dil olmuş,
okullarda ve günlük yaşamda Ukrayna dili yoğun bir şekilde kullanılmaya
başlamıştır.<br />
<br />
<b>Ukraynalı kimliğini oluşturan etnik topluluklar şunlardır:</b><br />
( Ukrayna resmi rakamlarıdır.)<br />
<ol>
<li>Ukraynalılar (% 77,8)</li>
<li>Ruslar (% 17,3)</li>
<li>Beyaz Ruslar (% 0,6)</li>
<li>Kırım Tatarları (% 0,6)</li>
<li>Moldovalılar (% 0,5)</li>
<li>Bulgarlar (% 0,2)</li>
<li>Macarlar (% 0,3)</li>
<li>Romenler (% 0,3)</li>
<li>Lehler (% 0,3)</li>
<li>Yahudiler (% 0,2)</li>
<li>Yunanlılar(% 0,2)</li>
<li>Ermeniler (% 0,2)</li>
<li>Tatarlar (Kazan Tatarları) (% 0,1)</li>
<li>Çingeneler (% 0,1)</li>
<li>Azeriler (% 0,1)</li>
<li>Gürcüler (% 0,1)</li>
<li>Almanlar (% 0,1)</li>
<li>Gagavuzlar (% 0,1)<span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">3</span></i></span></a></span></li>
</ol>
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-41934211336153230852021-02-10T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:19:18.469+03:00UKRAYNA HARİTALARI<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrTzD5xXsqkpCVe30WljwXf_6oeykgWT-Bfu_7v0QK8iXYZ5iiqBpqf7y90G6wDTo2DNImxD2kPuEs4QhW9XLwO8efSbROIj2x2YkAL9P84WKX1Is99mBJYhjzlqm-Zp0kebh8N2rJ2Zcz/s1600/ukrayna+haritas%C4%B1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrTzD5xXsqkpCVe30WljwXf_6oeykgWT-Bfu_7v0QK8iXYZ5iiqBpqf7y90G6wDTo2DNImxD2kPuEs4QhW9XLwO8efSbROIj2x2YkAL9P84WKX1Is99mBJYhjzlqm-Zp0kebh8N2rJ2Zcz/s1600/ukrayna+haritas%C4%B1.png" height="350" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>Ukrayna'nın Avrupa Üzerindeki Konumu</b></i></div>
<a name='more'></a><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8Q7r56DfThWhy1UNRrAT0JMRVS91bfJBCOKXJsA9r8UwVde-gG5vZZXHDSrp7nrrJ88YQwBZTU_y5QiZkHcLn3woGIh-eYAmLrrohq2hGXFdJew_CoOuhlyKNi39w5ivkjaeOsRyr_phN/s1600/ukrayna+haritas%C4%B1.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8Q7r56DfThWhy1UNRrAT0JMRVS91bfJBCOKXJsA9r8UwVde-gG5vZZXHDSrp7nrrJ88YQwBZTU_y5QiZkHcLn3woGIh-eYAmLrrohq2hGXFdJew_CoOuhlyKNi39w5ivkjaeOsRyr_phN/s1600/ukrayna+haritas%C4%B1.gif" height="303" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<b><i> Ukrayna ve Komşuları</i></b></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidtToPb0_Ih4ZrDYODc6WZosT3IapZXhh5h5GHHXVABBsca46wj_ndxkI29k775hL-scWyfits9PQJGg8w2Hq7A_lEKDDbkSD5yw0DCsPe194Eopr6qMAAdVGA8kdIXpmtncsuvU1PwUL2/s1600/UKRAYNA+KOM%C5%9EULARI.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidtToPb0_Ih4ZrDYODc6WZosT3IapZXhh5h5GHHXVABBsca46wj_ndxkI29k775hL-scWyfits9PQJGg8w2Hq7A_lEKDDbkSD5yw0DCsPe194Eopr6qMAAdVGA8kdIXpmtncsuvU1PwUL2/s1600/UKRAYNA+KOM%C5%9EULARI.jpg" height="265" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>Ukrayna'nın Komşuları</b></i></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSOixptb6nGllWs0_p_IlKZBqWxGSm75DZ4VoPHEhhE4qRsgb0gDuo_QfSRqPhjN9WEsiPiIzDGvZnP1d384bCHsD-fMbg1kvYB00ZGr1h7HPjimRglLo_G-b6QMeDOnj-pi8K9KlLa-ga/s1600/6.yy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSOixptb6nGllWs0_p_IlKZBqWxGSm75DZ4VoPHEhhE4qRsgb0gDuo_QfSRqPhjN9WEsiPiIzDGvZnP1d384bCHsD-fMbg1kvYB00ZGr1h7HPjimRglLo_G-b6QMeDOnj-pi8K9KlLa-ga/s1600/6.yy.jpg" height="400" width="322" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>6.yüzyılda Slav Halkları ve Ukrayna Toprakları</b></i></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3I-JKSskx9xYqQup859QDMQ2ssSIAY9y9jwqcfhaFnRPGeixs0_S2Rez2ccEp70zGqrbTHBOyoaVhajirFjgVEDP9MYhRunmbZBS90vGOmS77lMjmAJTR67LrroBmlJ2-kTQo8DnfZAwv/s1600/yeni%C3%A7a%C4%9F+ukrayna.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3I-JKSskx9xYqQup859QDMQ2ssSIAY9y9jwqcfhaFnRPGeixs0_S2Rez2ccEp70zGqrbTHBOyoaVhajirFjgVEDP9MYhRunmbZBS90vGOmS77lMjmAJTR67LrroBmlJ2-kTQo8DnfZAwv/s1600/yeni%C3%A7a%C4%9F+ukrayna.jpg" height="400" width="322" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b> </b></i><b><i><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="hps">1220-1240 Yılları Arasında Ukrayna Toprakları</span></span></i></b></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEIzG20CYklQgQ0t76RXADGfzSam448RAnxF6sxNtdRhm24rFM-sV8YsTxlkyfMHswYUS9Gcm_xWl2WPnEmD20q4hC3g9arv5Lql1HzY-Pp7Cbe-aEfaWKK39nwXeHOcBjEprQ5nhI9nXi/s1600/13-14,yy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEIzG20CYklQgQ0t76RXADGfzSam448RAnxF6sxNtdRhm24rFM-sV8YsTxlkyfMHswYUS9Gcm_xWl2WPnEmD20q4hC3g9arv5Lql1HzY-Pp7Cbe-aEfaWKK39nwXeHOcBjEprQ5nhI9nXi/s1600/13-14,yy.jpg" height="400" width="322" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<b><i><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="hps"> </span></span></i></b><i><b>13. ve 14. Yüzyıllarda Galiçya-Volhynian Krallığı</b></i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieO8MWjt55hZNgIcbaqf9pzLT_a0XWMtZdn3zUMV8vjjjbC_mxw4mLFlzDjPlDQNLJkdzhyUbNPTLmbfsx-o8Z7HhcQ7BeJet0XkhfUh30zHBMrlDAXMX38dPJG9nIKkZyK0zFLenP647q/s1600/k%25C4%25B1r%25C4%25B1m.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieO8MWjt55hZNgIcbaqf9pzLT_a0XWMtZdn3zUMV8vjjjbC_mxw4mLFlzDjPlDQNLJkdzhyUbNPTLmbfsx-o8Z7HhcQ7BeJet0XkhfUh30zHBMrlDAXMX38dPJG9nIKkZyK0zFLenP647q/s1600/k%25C4%25B1r%25C4%25B1m.png" height="338" width="400" /></a></div>
<i><b> Kırım Hanlığı</b></i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i><b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9Mhxw9C8aAY0fb1vOgvw3SZXJrsjBGOrnQPQdKTud5fCCLYFTAzLhhNZgoweU7Z7wmHJ-se2TCOTQPhhE4O6qiDXReXb5mpm5GRbfeCkEI2py70i2InVvixyytTbkGOGbQxV8_nnH4RtJ/s1600/ukrayna.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9Mhxw9C8aAY0fb1vOgvw3SZXJrsjBGOrnQPQdKTud5fCCLYFTAzLhhNZgoweU7Z7wmHJ-se2TCOTQPhhE4O6qiDXReXb5mpm5GRbfeCkEI2py70i2InVvixyytTbkGOGbQxV8_nnH4RtJ/s1600/ukrayna.png" height="290" width="400" /></a></b></i></div>
<br />
<i><b>Ukrayna Bölgeler (Oblast) Haritası </b></i></div>
<span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;"><br /></span></i></span></a></span>
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-18261851650267013872021-02-08T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:19:03.779+03:00UKRAYNA TARİHİ<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvdh55vOKeRLD2YfJtbFIoz9vOH3o-MnSZkNLBWBeJdfAM9OjvqRTV4BJ5JRQAbpU9-IMdbRs5pD4G0PJ2czaj13qLtUyrgPLMPgWsZdHLHAAAJy_QDVo66QbKwIm-dLLU5M28ZQa6wMdW/s1600/T%C3%9CRK+SULTANI.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvdh55vOKeRLD2YfJtbFIoz9vOH3o-MnSZkNLBWBeJdfAM9OjvqRTV4BJ5JRQAbpU9-IMdbRs5pD4G0PJ2czaj13qLtUyrgPLMPgWsZdHLHAAAJy_QDVo66QbKwIm-dLLU5M28ZQa6wMdW/s1600/T%C3%9CRK+SULTANI.jpg" height="235" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<b><i>Zaporojtsi: Türk sultanına mektubu yazan Zaporojya Kazakları adıyla da
bilinen bir tablo. </i></b></div>
<div style="text-align: center;">
<b><i>Etnolog Dmitri Yavorinitski'nin araştırmasından esinlenen
İlya Repin, 1880'de skeçe başladı ve 1891'de tamamladı. </i></b></div>
<ul class="posts">
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-tarihine-genel-bir-baks.html">Ukrayna Tarihine Genel Bir Bakış</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ortacagda-ukrayna-topraklar.html">Orta Çağ'da Ukrayna Toprakları</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/yeni-cagda-ukrayna-topraklar.html">Yeni Çağ'da Ukrayna Toprakları</a></li>
<li><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/yakn-cagda-ukrayna-topraklar.html">Yakın Çağ'da Ukrayna Toprakları</a><span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">2</span></i></span></a></span></li>
</ul>
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-1831467569448158782021-02-06T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:18:50.493+03:00Ukrayna Tarihine Genel Bir Bakış<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPDioemsyFRQWASpHhQ3bn1WbNSw39PhLMu6xuGD5HNNuaM1pwpNjLyDPWN22kDDBGZIdgck4ktB-hIerhBnimEHVHwNSNIQP4GoRTBbQgSqIh8QQMgcxbj-PzOre-qwvXWjATPRI8-Yez/s1600/13-14,yy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPDioemsyFRQWASpHhQ3bn1WbNSw39PhLMu6xuGD5HNNuaM1pwpNjLyDPWN22kDDBGZIdgck4ktB-hIerhBnimEHVHwNSNIQP4GoRTBbQgSqIh8QQMgcxbj-PzOre-qwvXWjATPRI8-Yez/s1600/13-14,yy.jpg" height="400" width="322" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>13. ve 14. Yüzyıllarda Galiçya-Volhynian Krallığı</b></i></div>
Ukrayna, Slavlardan önce sırayla <b>İskitler (Sakalar), Hunlar, Hazar Kağanlığı, Kıpçaklar, Peçenekler, Kumanlar, Oğuzlar ve Altınordu Devleti, Osmanlı Devleti</b> tarafından kontrol edilmiştir.<br />
Günümüzde Ukrayna'nın başkenti olan Kiev, 9. yüzyılın ortalarına kadar Hazar Kağanlığı'nın bir parçasıydı. Peçenekler Kiev şehrine Türkçe ''<b>Sambat</b>'' adını vermişlerdi.<br />
<a name='more'></a>860 yılı civarında Viking kralı Rurik'in komutanları tarafından Hazar Kağanlığı'nın elinden alındı ve Kiev Knezliği'nin bir parçası oldu.<br />
14. yüzyılda Ukrayna topraklarının doğu kısmı Kiev dahil Litvanya Grandüklüğü'nün eline geçti.<br />
Batı kısımlar ise Lehistan Krallığı'nın bir parçası haline geldi.<br />
İlk Kazak Hetmanı Bogdan Hmelnitski<br />
<br />
16. yüzyıl ortalarında Dinyeper Irmağı boylarındaki Zaporizya bölgesinde yaşayan bazı gruplar örgütlenerek devletimsi bir birlik oluşturdular.<br />
Kozak, Kosak, Cossack, Kossak, Kazak, Rus Kazakları olarak da adlandırılırlar.<br />
Ukrayna ve Güney Rusya yerli halklarının karışımı ile 15. yüzyıl dolaylarında Don ve Dinyeper nehirleri civarında ortaya çıkan etnik topluluk.<br />
Kazakların bugün Kazakistan'da yaşayan Türk topluluğuyla bir alakaları yoktur.<br />
Kazak sözcüğü eski Türkçede maceracı ve özgür insan anlamındadır.<br />
<br />
Kendilerine Kazak adını veren bu savaşçı insanlar; Lehistan, Osmanlı Devleti ve Çarlık Rusya'sını talan ederek geçimlerini sağlıyorlardı.<br />
1648 yılında Bohdan Khmelnytsky'nin önderliğindeki Kazaklar, Lehistan'a karşı büyük bir ayaklanma çıkardılar.<br />
Rusya'nın desteğiyle çıkarttıkları bu ayaklanmada başarılı olan Kazaklar Lehistan'dan özerklik kazanarak Zaporizya'da tarihteki ilk Ukrayna devleti olan Kazak Atamanlığı'nı kurdular.<br />
17. yüzyılın ikinci yarısında bu bölge; Lehistan, Osmanlı Devleti ve Çarlık Rusya'sı arasında büyük çekişmelere sahne oldu ancak Lehistan ve Osmanlı Devleti'nin zayıflaması üzerine bu durumdan Rusya karlı çıktı. 18. yüzyılın sonunda Lehistan'ın parçalanması sonucu Rusya, Ukrayna'nın büyük bir bölümüne el koydu.<br />
<br />
I. Dünya Savaşı'ndan sonra, 1919 yılında Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu.<br />
Bu cumhuriyet, 1922 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne katıldı.<br />
II. Dünya Savaşı başladıktan sonra, 22 Haziran 1941 tarihinde Alman Wehrmacht birlikleri, Sovyetler Birliği'ne girdiler.<br />
İşgal döneminde, 5 8 milyon civarında Ukraynalı yaşamını kaybetti; 500 bin civarında Yahudi, Naziler tarafından öldürüldü.<br />
<br />
Ukrayna'nın Sovyet dönemi tarihindeki en önemli olaylardan birisi de 26 Nisan 1986 tarihindeki Çernobil reaktör kazasıdır.<br />
Bu kazadan dolayı ortaya çıkan radyoaktif serpinti, 350.000 kişinin olay bölgesinden uzaklaştırılmasına neden oldu.<br />
8 Aralık 1991'de Beyaz Rusya, Rusya ve Ukrayna ortak bir karar alarak Sovyetler Birliği'ni resmen ortadan kaldırmaya karar verdi.<br />
Bağımsız Devletler Topluluğu ilan edildi ve Ukrayna bağımsız bir ülke haline geldi.<br />
2004 yılında, Ukrayna tartışmalı bir ülke başkanlığı seçimi yaşadı.<br />
Turuncu Devrim adı verilen protestolar sonucu seçimler yenilendi ve Viktor Yuşçenko devlet başkanı seçildi.<span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">2</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-tarihi.html"><b>UKRAYNA TARİHİ</b> ANA SAYFA</a> <b><br /></b></span></span></span></span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2384650764108162923.post-26975480652505681722021-02-04T00:00:00.000+03:002021-03-30T08:18:37.504+03:00Yakın Çağ'da Ukrayna Toprakları<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXqK0MRe0rMZGRcwm6HZmFlosUZsBRklBuEq8Qyj4gLRQOXLM9JiHnwoKwcg5h2xb_7cVvsy7AtCoNj5MPKA2-Zaho9bsWoujxpLIhTZWlf93b5wavWmCDK24bhnSAJPejOZDaGseyCpnC/s1600/tren+istasyonu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXqK0MRe0rMZGRcwm6HZmFlosUZsBRklBuEq8Qyj4gLRQOXLM9JiHnwoKwcg5h2xb_7cVvsy7AtCoNj5MPKA2-Zaho9bsWoujxpLIhTZWlf93b5wavWmCDK24bhnSAJPejOZDaGseyCpnC/s1600/tren+istasyonu.jpg" height="253" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i><b>1917'den Önce Fastiv'de Bir Tren İstasyonu</b></i> </div>
I. Dünya Savaşı sırasında Ukrayna Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Rusya İmparatorluğu arasındaki çarpışmalara sahne oldu.<br />
Savaşın sonunda her iki imparatorluğun çökmesi üzerine Ukrayna'da kendi kaderini belirleme eğilimi belirdi. 1919 yılında Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu.<br />
Bu cumhuriyet 1922 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne katıldı.<br />
<a name='more'></a>1932-1933 yılları arasında Sovyet kooperatifleşme siyaseti Holodomor adı verilen yapay bir kıtlığa yol açtı ve Ukrayna'da milyonlarca insanın açlıktan ölmesine neden oldu.<br />
<br />
II. Dünya Savaşı başladıktan sonra 22 Haziran 1941 tarihinde Alman Wehrmacht birlikleri Sovyetler Birliğine girdiler.<br />
İşgal döneminde 5-8 milyon civarında Ukraynalı yaşamını kaybetti. 500 bin civarında Yahudi öldürüldü. Savaşı takiben 1946–1947 yıllarında Ukrayna'da büyük bir açlık ve kuraklık yaşandı.<br />
Stalin döneminde Ukrayna'da Sovyetler Birliği'ne karşı ayaklanmalar çıktı.<br />
1953 yılında Nikita Sergeyeviç Kruşçev'in işbaşına geçmesinden sonra Ukrayna'nın durumu düzelmeye başladı.<br />
Kırım Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'nden alınarak Ukrayna'ya verildi.<br />
Ukrayna'nın Sovyet dönemi tarihindeki en önemli olaylardan birisi de 26 Nisan 1986 tarihindeki Çernobil reaktör kazasıdır.<br />
Bu kazadan dolayı ortaya çıkan radyoaktif serpinti 350.000 kişinin olay bölgesinden uzaklaştırılmasına neden oldu.<br />
Binlerce insanda tiroid kanseri gibi hastalık teşhis edildi.<br />
Türkiye dahil birçok komşu ülke bu kazadan olumsuz yönde etkilendi.<br />
<br />
8 Aralık 1991 tarihinde Beyaz Rusya, Rusya ve Ukrayna ortak bir karar alarak Sovyetler Birliği'ni resmen ortadan kaldırmaya karar verdiler.<br />
Bağımsız Devletler Topluluğu ilan edildi.<br />
Leonid Kravçuk devlet başkanı seçildi.<br />
2004 yılında Ukrayna tartışmalı bir devlet başkanlığı seçimi yaşadı.<br />
Turuncu Devrim adı verilen protestolar sonucu seçimler yenilendi ve Viktor Yuşçenko devlet başkanı seçildi.<span style="font-size: small;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ile-ilgili-bilgiler-icin.html"><span style="font-size: x-small;"><i><span style="color: red;">2</span></i></span></a></span><br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><a href="http://devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-tarihi.html"><b>UKRAYNA TARİHİ</b> ANA SAYFA</a> <b><br /></b></span></span></span></span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"><span style="font-size: small;"><span style="color: red;"><b>UKRAYNA</b> İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER</span></span></a></span><i><span style="color: red;"><a href="http://www.devridunya.blogspot.com.tr/2014/02/ukrayna-ukraine.html"> </a></span></i></span></span></div>
</div>
Muzaffer BADEMhttp://www.blogger.com/profile/14753678795503559995noreply@blogger.com0