Sayfalar

22 Aralık 2012 Cumartesi

Filistin'de Ekonomik Durum

Verimli Gazze Toprakları
1948 öncesi Filistin topraklarında ekonomik dengeler büyük oranda Filistinliler lehine bir görünüm arz ediyordu.
Bu tarihte bölgede tarımsal üretimde kullanılan özel mülkiyet oranlarına göre, Filistinli Arapların sahip olduğu tarımsal alan 24.670.000 dönümü bulurken, Yahudilerin sahip olduğu tarımsal üretim alanı ise sadece 1.514.000 dönüm idi.
Yahudilerin ekonomik refahı ile Filistinli Araplarınki arasındaki fark karşılaştırılamayacak kadar büyüktü.
Endüstriyel açıdan bakıldığında da, İngiliz sömürge yönetiminin işgalinin başlarında yapılan bir istatistik, 1927 yılında Filistin’de 1236 endüstriyel yatırımın bulunduğunu, üretim tesislerinin %75’inin Filistinlilere (925 adet), buna karşın sadece %24’ünün Yahudilere (300 adet) ait olduğunu göstermekteydi.
Yahudi göçleri ve buna bağlı olarak uluslararası Siyonist örgütlerin ekonomik yardımları ile bu denge zaman içinde tersine döndüğü halde uzun yıllar, Filistin’deki ekonomik varlıklar Filistinlilere ait olarak kalmıştır.
Ancak İsrail’in kurulmasından sonra Filistin topraklarının %80’indeki tesisler Yahudilerin eline geçmiştir.
1967 öncesinde İsrail ile herhangi bir ekonomik bağı olmayan Batı Şeria ve Gazze, İsrail’in 1967’deki işgalinin ardından, ekonomik gelişme açısından istikrarsız bir süreç içerisine girdi.
1967 İsrail işgalinden sonra Batı Şeria ekonomisi büyük ölçüde zarar gördü.
Bu dönemde ilk olarak, Batı Şeria ve Gazze’nin önceki ticari ilişkileri kesilerek, bu bölgeler, İsrail ile asimetrik ekonomik ilişkiler kurmak zorunda bırakıldı.
1967 savaşından sonraki ilk beş yıl içerisinde Filistin ve İsrail arasındaki ekonomik bağlar istikrarlı bir yapıya kavuşmuştu.
Bu bağların temelini oluşturan ve birbiriyle yakından ilişkili iki unsur olan işçi hareketleri ve çift taraflı ticaret, Filistin ve İsrail arasında „tamamlanmamış bir ekonomik entegrasyon“ şeklinde tanımlanabilecek bir yapıyı doğurdu.
İsrail ile Batı Şeria arasındaki ilişkiler, egemen gücün, çevrenin üretken ekonomik yapısını, bir dizi engellerle (toprak istimlakı ve yerel nüfusun tardedilmesi gibi) önce kendine eklemlediği sonra da yoksullaştırdığı, kasıtlı bir çaba ile şekillendirildi.
1967’den 1970’li yılların ortalarına kadar, Filistin ekonomisinde İsrail ile entegrasyon ve Körfez bölgesinde artan petrol gelirleri dolayısı ile bu bölgeyle olan ekonomik ilişkiler neticesinde hızlı büyüme gerçekleşti. 1980 yılının başından 1987’deki İntifada hareketine kadar olan dönemde, Batı Şeria ve Gazze’nin işgücünün yarısından fazlası (1987’de Batı Şeria’nın %52, Gazze’nin %58’i), İsrail ve Körfez ülkelerinde istihdam edilmekteydi.
1987 yılında İntifadanın başlaması ile birlikte İsrail’in uyguladığı sokağa çıkma yasakları ve ablukalar nedeniyle Filistinlilerin İsrail’deki iş yerlerine gidememeleri, Filistinli işçilerin tarım alanlarını rehabilite etmelerine neden oldu. 1991 yılında gerçekleşen Körfez Savaşı’nda FKÖ Lideri Yaser Arafat’ın Saddam Hüseyin’e destek vermesi nedeniyle Arap ülkelerinden Filistinlilere gelen mali yardımlar azaldı. Körfez ülkelerinde çalışan çok sayıda Filistinli işini kaybetti.
İslam Konferansı Örgütü’ne bağlı İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (Statistical, Economic and Social Research and Training Centre for Islamic Countries / SESRTCIC) tarafından verilen en son resmi rakamlara göre Filistin’de gayri safi milli hasıla 1.215.000.000 Amerikan Dolarıdır. Kişi başına düşen milli gelir ise 402 Dolardır.
2000 yılı rakamlarına göre sektörlerin GSMH içindeki oranları şöyledir: Tarım %6,5, endüstri %18,4 ve hizmet sektörü %75,1. Genellikle küçük aile teşebbüslerinin bulunduğu endüstri, tekstil, sabun, zeytinyağı sektörlerini içermektedir.
İsrail hükümeti Filistin ekonomisinin üretken sektörlerindeki yatırımları finanse edebilecek bankaların ve diğer kredi kuruluşlarının gelişimine engel olmaktadır.
Bunun yanı sıra İsrailli girişimcilere sözleşmeli üretim yapanlar haricinde sınırlı sayıda yeni fabrikanın kurulması için lisans verilmektedir.
Başlıca tarım ürünleri, zeytin ve turunçgillerdir.
1999 rakamlarına göre 372 milyon dolar ihracat oranına sahip olan Gazze ve Batı Şeria’da ihraç edilen başlıca ürünler turunçgiller ve çiçektir. İhracat yaptığı ülkeler, İsrail ve Mısır’dır.
Gıda maddeleri, tüketim malları ve inşaat malzemeleri ithal edilmektedir.
İthalat yaptığı ülkeler ise yine İsrail ve Mısır’dır.
2000 yılı rakamlarıyla Filistin’in toplam ithalatı ise 3 milyar 252 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Dünya Bankası ve BMMYK’nın 2001 yılı başı itibariyle verdiği rakamlara göre, Filistin ekonomisi, 2000 yılının Eylül ayında başlayan çatışmalar ve İsrail’in uyguladığı ablukalardan büyük zarar gördü. İsrail’in uyguladığı ablukalar nedeniyle Ekim ve Kasım aylarında ihracat hacmi, 1999 yılının aynı aylarına göre %22 oranında azaldı.
İhracat hacmindeki söz konusu düşüş ve İsrail’de çalışan Filistinlilerin kazancının ortadan kalkması, Gazze ve Batı Şeria’daki ihracat yapamayan iş yerlerini olumsuz yönde etkiledi.
Ekim 2000’den itibaren İsrail’in Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ne uyguladığı ablukalar nedeniyle 100.000 Filistinli işçi İsrail’deki işlerine gidemedi ve dolayısıyla elde edeceği kazançtan mahrum kaldı.
Ablukalar Batı Şeria ve Gazze’de işsizlik oranının %11’den %30’a çıkmasına neden oldu. 2000 yılı sona erdiğinde ise işsizlik oranı %40’lara yükseldi. Son rakamlar ise Filistin’de işsizlik oranının %79 gibi yüksek bir rakama ulaştığını göstermektedir.

FİLİSTİN İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER İÇİN TIKLAYINIZ....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

muzafferbadem@hotmail.com