10 Ekim 2011 Pazartesi

Afganistan Tarihi

 Büyük İskender İmparatorluğu
Afganistan, sahip olduğu coğrafi konumdan dolayı tarih boyunca çeşitli milletlerin istila ve işgaline maruz kalmıştır. M.Ö. 500’lü yıllarda ilk defa İranlılar’ca işgal edilen bölge, daha sonra Büyük İskender orduları tarafından ele geçirilmiştir. Arkasından bölgede Baktriana Devleti kurulmuştur. Bu devlet, kurulmasından yaklaşık bir asır sonra Hindistan’da bulunan Çandragupta devletli ile mücadele etmek zorunda kalmıştır.

Baktriana Devleti, bu mücadele ve kuzeyden gelen baskılar sonucu, M.S. 50’de yıkılmıştır. Böylece bölge, batıdan gelen tehlikeleri atlattıktan sonra kuzeyden gelen kavimler tarafından tehdit edilmeye başlamıştır. Bölge; 50-125 yılları arası Türk asıllı oldukları tahmin edilen İskit ve 125-480 yılları arasında ise, Kuşanlar’ın hakimiyet altına girmiştir.
Medyen İmparatorluğu
480 yılından sonra Afganistan’ın yeni hakimleri, başka Türk kavimleri olmuştur. Önce Akhunlar, bu topraklara yerleşmiş; ancak Göktürkler’in baskısı sonucu 4. yy’da hakimiyetlerini kaybetmişlerdir. Daha sonra Akhunlar, bölgede kalmış ve Halaçlar olarak yaşamayı sürdürmüşlerdir. 7. yy sonlarına doğru bölge, İslamiyeti yayan Arap ordularının istilasına uğramıştır. Bu istila kısa sürmesine rağmen İslamiyet Afganistan’da önemli ölçüde kabul görmüştür.

İslamiyet’in yayılmasıyla burada Samani, Gazneli, Büyük Selçuklu Devleti ve Harzemşahlar gibi Türk devletlerinin hakimiyetleri görüldü. 1220’den sonra Moğollar, Afganistan’ı istila edip uzun bir süre (bir buçuk asra yakın) ülkeye hakim oldular. Moğol hakimiyeti, Afganistan’da yaşayan Türk boylarını Anadolu’ya göçe zorlamıştır. Bölgedeki Moğol eğemenliği, 14. yy sonlarında Timur ordularınca sona erdirilmiştir. Timur’un kurduğu devlet, ölümünden sonra dağılmışsa da torunlarından Muhammed Babür’un bölgede kurduğu Türk devleti uzun süre yaşamıştır. Babür’un Afganistan’ı merkez yaparak kurduğu devlet, sadece buraya değil Hindistan’a da Türkler’in tekrar yerleşmesini sağlamıştır.

Babür Devleti, Afganistan’ı hakimiyet altında tutmakla birlikte Hindistan ve Afganistan arası dengeyi sağlayamamış ve ağırlığı Hindistan’a kaydırmıştır. Bu durum; kuzeyden Özbek ve kuzey-batıdan da Safeviler’in Afganistan’a inmesine sebep olmuştur. Böylece 17. yy ortalarına doğru Abdali ve Galzay adını almış olan Halaçlar, dağlık bölgelerden Kandehar ve Zemindaver’in daha verimli bölgeri olan Tarnak Argandap vadilerine göçmüşlerdir.

18. yy’da Babür Devleti'nin zayıflaması üzerine, Afgan kabileleri de bağımsız hareket etmeye başlamıştır. Bu durumda Gılzay gibi bazı kabilelerin Babür, Abdaliler gibi bazılarının da İran tarafında yer almaları, ülkedeki karışıklığı artırmıştır. Bu esnada Nadir Kulu komutasındaki Türkmen ordusu Afganistan ve İran’ı yönetim altına almış; Hindistan Babür Türk Devletini de vergiye bağlamıştır. Nadir Şah’ın ölümünden sonra yönetime geçen Ahmet Şah, Hindistan’daki Babür Devleti’ni hakimiyeti altına almıştır (1756-1757).

Bu yıllarda İran’ın sergilediği yayılmacı politikanın tehlikesini gören Ahmet Şah, bu konuda Osmanlı Devleti ile ortak hareket etmeyi istedi ise de, girişimlerinden bir netice alamamıştır. Ahmet Şah’tan sonra Afganistan yönetiminde bulunan Timur Şah ve Zaman Şah dönemlerinde ülke, önceki ihtişamlı ve güçlü durumunu koruyamamış, iç karışıklıklar başgöstermiştir.

Bu karışılıklar 19. asrın ilk çeyreğine kadar sürdükten sonra, Dost Muhammed’in yönetime geçmesi ile ülkedeki birlik tekrar sağlanmıştır. Ancak bu dönemde ise Kuzey Hindistan, Afgan birliğini zayıflatma çabası içine girmiştir. Bu yıllarda İngilizler’in yavaş yavaş Hindistan’ı hakimiyetleri altına aldıkları gözlenmektedir. İlk Afgan-İngiliz ilişkisi, Kuzey Hindistan’da Peşaver probleminin çözümünde İngiliz hakemliği ile olmuştur. Arkasından 1839-1842 yılları arasında süren ilk İngiliz-Afgan savaşı patlak vermiştir.

Dost Muhammed, ülkesi İngilizler’ce işgal edilmesine rağmen 1863’te Kabil’e dönerek tekrar Afgan birliğini sağlamıştı. Dost Muhammed’in 9 Haziran 1863 tarihinde vefat etmesi ile Afganistan, tekrar iktidar mücadele kaosuna sürüklenmiştir. Oğlu Şir Ali’nin 1868’de iktidarı ele geçirmesiyle bu mücadele durulmuştur. Ruslar’ın Türkistan’ı işgali, Afganlar ile İngilizleri doğal müttefik yapmıştır. Ruslar, Türkistan’ı işgal etmelerine rağmen Afganistan önderliğinde Orta Asya Devletleri’ni de içine alan bir birlik oluşmasından hep çekinmişlerdir.

1879’da vefat eden Şir Ali’nin yerine Yakup Han geçtiyse de, kısa bir süre sonra Afganistan’ın hakimiyetini Abdurrahman Han ele geçirmiştir. 1901’de vefat eden Abdurrahman Han zamanında ikinci İngiliz-Afgan savaşı yaşanmıştır (1878-1880). Bu savaş sonunda ülke, büyük çapta harap olmuş ve milli birlik zayıflamıştır. Afganistan’ın içinde bulunduğu bu olumsuz şartları fırsat bilen Ruslar, 1881’de Türkmenistan’ı işgal etmiş ve böylece de Afganistan ile komşu olmuşlardır. 1901’de başa geçen Habibullah Han, 1919’da ölünce yerine Emanullah Han geçti. Emanullah Han, Hindistan’daki İngiliz valiye bir mektup göndererek Afganistan’ın bağımsız bir devlet olduğunu ve İngiltere ile iyi ilişkiler kurmak istediğini iletmiştir.

İngiltere ise, Afganistan bağımsızlığını kabul edip-etmemekte tereddüt etmiştir. Bu durum ilişkilerin gerginleşmesine ve üçüncü İngiliz-Afgan harbinin başlamasına sebep olmuştur (1919). Bu savaşta başarı elde edemeyen İngilizler, 8 Ağustos 1919’da yapılan anlaşma ile Afganistan’ın bağımsızlığını tanımıştır.



AFGANİSTAN ANA SAYFA  








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

muzafferbadem@hotmail.com