28 Eylül 2010 Salı

Suudi Arabistan Tarihi

Arap Yarımadası'nın büyük bölümünde binlerce yıl boyunca göçebe kabile yaşamı sürdürüldü. Hazreti Muhammed'in 571'de Mekke'de doğması, dünya tarihinde yeni bir çağ başlatarak, Arabistan'ın önemini artırdıysa da, Emevi sülalesinin, Şam'ı başkent yapmasıyla, İslâm dünyasının ağırlık merkezi Suriye'ye kaydı(692). Arap Yarımadası XVI. yüzyıldan I. Dünya Savaşı'na kadar, Osmanlı yönetiminde kaldı. 1730 larda ortaya çıkan Vehhabi hareketi 1745'te Suud ailesi tarfından benimsenir. Suudi ailesinin gün geçtikçe güçlendiği yarımadada Osmanlı Devleti bir takım tedbirler alarak gelişmesinin önü kesilmeye çalışılır. Suudilerin oluşturduğu siyasi birlik iki kere kesintiye uğrar. 1902'de Kuveyt'te sürgünde bulunan Abdülaziz b. Suud Riyad'a dönerek yeniden siyasal birlik arayışlarına başlar. Aynı yıllarda Osmanlı devleti bu fiili durum karşisında bir çözüm olarak Abdülaziz'in babası Abdurrahman'ı Riyad kaymakamı olarak tayin eder. Balkan savaşının sürdüğü sıralarda Osmanlı askerlerinin bölgede azaltılmasını fırsat bilen Necit emîri ve vahhabi imamı olan [Abdülaziz b Suud], idari merkez olan Hasa/Ahsa'yı ele geçirir.(1913) Sonra, 1921-1926 arasında Ha'il, Mekke, Cidde ve Asir'i ele geçirerek topraklarını genişletti ve 1926'da Hicaz kralı, 1932'de Suudi Arabistan kralı ilan edildi. Aynı yıl Suudi Arabistan’ı resmen tanıyan ilk devlet Türkiye Cumhuriyeti, ilk kutlama mesajını çeken kişi de Gazi Mustafa Kemal oldu.[kaynak belirtilmeli] 1936'da ilk petrol yatağının bulunduğu, ama II. Dünya Savaşı'na kadar ciddi bir kuyu açma çalışması yapılmayan ülkede, Abdülaziz El Suud'un ölümünden(1953) sonra, yerine geçen oğlu Suud bin Abdül Aziz, 1964'te Suudi aile meclisinin kararıyla tahttan indirildi ve yerine kardeşi Faysal bin Abdül Aziz geçirildi(2 Kasım 1964). Ülkeyi modernleştirme girişimlerine başlayan Faysal bin Abdül Aziz'in 1975'te yeğenlerinden biri tarafından öldürülmesinden sonra, yerine geçen kardeşi Halid bin Abdül Aziz, 1979 Mısır-İsrail Barış Antlaşması'na şiddetle karşı çıkmakla birlikte, Arap-İsrail anlaşmazlığında ılımlı bir siyaset izledi, Halid bin Abdül Aziz'in 1982'de ölmesiyle yerine Fahd bin Abdül Aziz geçti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

muzafferbadem@hotmail.com