28 Eylül 2013 Cumartesi

İsviçre'de Mimarlık

İsviçreli Bir Mimar Olan Francesco Borromini
İsviçre, her iki dünya savaşına da girmeyerek tarafsız kalabildiği için, çok sayıda tarihi anıt hala ayakta durur.
12. yüzyılın Romanesk sanatının güzel örnekleri Basel Manastırı ile Sion, Chur, Cenevre ve Lozan katedrallerinde görülebilir.
Bu zengin sanat tarzı iyi korunmuş birçok şato ve kalede de görülebilir.
Schaffhausen, Zug ve Zürih'deki kiliseler Gotik, Einsiedeln Manastırı ile St. Gallen ve Solothurn'daki katedraller ise Barok mimari ürünleridir. 
Rönesans döneminde ise birçok mimar, özellikle Ticino'da eserler inşa etmiştir.

İsviçre mimarlığının 20. yüzyıldan önceki en önemli mimarı Francesco Borromini (1599-1667), aynı zamanda Barok mimarinin de önemli bir temsilcisidir.

20. yüzyılın en tanınan İsviçreli mimarı ise Le Corbusier adıyla tanınan Charles Edouard Jeanneret (1887-1965) olmuştur.
Ünlü mimar Avrupa'dan Hindistan ve Rusya'ya kadar dünyanın pekçok yerinde önemli eserler inşa etti.

Günümüz mimarlarından Mario Botta İsviçre ve yurtdışında çok sayıda müze ile kilise, banka ve Lugano terminali gibi eserler inşa etti.

Jacques Herzog und Pierre de Meuron'un kurdukları Herzog & de Meuron mimarlık firması da Londra'daki Tate Modern binası ve Çin'deki Pekin Ulusal Stadyumu gibi eserleri inşa etmiş ve 2001 yılında Pritzker Mimarlık Ödülünü almayı başarmıştır.

En önemli eseri Therme Vals sayılan Peter Zumthor ise aynı ödülü 2009 yılında alan bir başka İsviçreli mimar oldu.4

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

muzafferbadem@hotmail.com