5 Temmuz 2013 Cuma

İsviçre ve Avrupa Birliği

Birliğe katılmamayı yeğleyen dört Avrupa ülkesi İsviçre, İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç'ten Avrupa Birliği ile ilgili pek çok ekonomik ve yasal düzenlemeye ise kısmen de olsa katılım göstermiştir.
Bu ülkelerden İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç, Avrupa Ekonomik Alanı aracılığıyla tek pazar düzenlemelerine katılmıştır.
İsviçre de benzer iki-taraflı antlaşmalar aracılığıyla Avrupa Birliği ile ilişkiler kurmuştur.
Avrupa'nın tanınmış beş küçük devleti olan Andorra, Lihtenştayn, Monako, San Marino ve Vatikan ile yürütülen ilişkiler de avroyu ortak para birimi olarak kullanmaktan ve bazı diğer ekonomik iş birliği çalışmaları yapmaktan oluşur.

İsviçre'de Avrupa Ekonomik Alanına üye olma konusunda 1992 yılı Aralık ayında yapılan referandum olumsuz sonuçlandı ve o zamandan beri Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa ülkeleri ile ilişkiler ikili anlaşmalar yoluyla geliştirildi.
İsviçre halkı, 2001 yılının Mart ayında, AB'ye katılım müzakerelerine başlamak için yapılan bir halk oylamasında da red kararı verdi.

Son yıllarda, İsviçre, uluslararası rekabet gücünü artırmak amacıyla, ekonomik uygulamalarını büyük ölçüde AB ile uyumlu hale getirdi.
Ekonomisi de son dönemlerde her yıl yaklaşık % 3 artmaktadır. AB'ye tam üyelik İsviçre hükümetindeki bazı üyelerin uzun dönemli bir hedefi olsa da, buna karşı başta muhafazakar SVP tarafından desteklenen hatırı sayılır bir karşı çıkış vardır.
Batıdaki Fransızca konuşan bölgelerde ve ülkenin diğer kısımlarındaki büyük kentlerde AB yanlısı bir eğilim olmasına karşın, halkın büyük bir kısmı bu eğilimi paylaşmamaktadır.

Hükümet İsviçre Dışişleri Bakanlığı ve İsviçre Ekonomi Bakanlığı'ne bağlı bir Entegrasyon Dairesi oluşturdu. İsviçre'nin Avrupa'nın geri kalanından izole olmasının olumsuz sonuçları en aza indirmek için, Bern ile Brüksel arasında, ticari ilişkilerin serbestleştirilmesi çerçevesinde yedi ikili anlaşma imzalandı.
Bu anlaşmalar 1999 yılında imzalandı ve 2001 yılında yürürlüğe girdi.
İkili anlaşmaların bu ilk serisi kişilerin serbest dolaşımını içeriyordu.
Dokuz alanı kapsayan ikinci bir dizi 2004 yılında imzalandı ve o zamandan beri uygulanmaktadır.
İkinci seri Schengen Antlaşması ve Dublin Sözleşmesini içerir.
İşbirliği konusunda başka alanlarda çalışmalar devam etmektedir.

İsviçre, bir bütün olarak AB ile olumlu ilişkilerin sürdürülmesi ve yoksul Güney ve Orta Avrupa ülkeleri ile işbirliğini desteklemek için 2006 yılında 1 milyar Franklık bir destekleme yatırımı yapma kararı aldı. Romanya ve Bulgaristan'ın son başvurularını desteklemek için 300 milyon Franklık yeni bir paket için yeni bir referandum yapılması söz konusudur.
İsviçre, ekonomik konularda AB'nin ve kimi zaman da uluslararası kurumların baskısı altında kalmaktadır.
Bunun sonucunda, şimdiye kadar bankacılık alanındaki gizliliği azaltmak ve AB ile vergi paritesini eşitleyebilmek için vergi oranlarını yükseltmek zorunda kaldı.
AB ile dört yeni başlık altında ortaklık için ön görüşmeler sürdürülmektedir:
Bu başlıklar Avrupa ile elektrik enerjisi pazarının açılması, Avrupa Galileo GNSS sistemine katılım, Avrupa hastalık önleme merkezi ile işbirliği ve yiyecek ürünlerinin kaynak sertifikalarının tanınması konularını kapsamaktadır.
27 Kasım 2008 tarihinde, Brüksel'de Avrupa Birliği içişleri ve adalet bakanları, İsviçre'nin de 12 Aralık 2008 den itibaren Schengen alanına katıldığını duyurdu.
Buna göre ülkenin sınır kapılarında gümrük kontrol noktaları kalacak fakat bunlar sadece ürünlerin geçişini kontrol etmek için kullanılacaktı.
29 Mart 2009 tarihinden bu yana sınır kapılarında insanlar için pasaport kontrolü yapılmamaktadır. Ancak polis gerekli gördüğü durumlarda hem sınır kapılarında hem ülke içinde kimlik ve pasaport kontrolü yapabilir.4

İSVİÇRE'DE EKONOMİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

muzafferbadem@hotmail.com