Şaul, Amonitleri ve Filistinlileri yenilgiye uğrattı ancak Filistinlilerle yaptığı bir savaşta hayatını kaybetti. Şaul'un yerine geçen Hz.Davud Filistinlileri ağır bir yenilgiye uğrattı ve Şeria Nehri doğusundaki üç İbrani eyaletini fethetti.
Suriye'den gelen Aram halkının akınları Hz.Davud'u Aram eyaletlerini kuzeyde Orontes Nehri üzerindeki Hamas sınırına kadar ele geçirmek zorunda bıraktı.
Doğu'da Fırat Nehri'ne kadar olan Suriye Çölü'ndeki göçmen halklar üzerinde gevşek bir hakimiyet kurdu.
Hz.Davud, krallığında Mısır benzeri bir idari yapı kurdu ve nüfus sayımı yaptırdı.
Planlarını gerçekleştiremeden öldü ancak yerine geçen Hz.Süleyman bunları tamamladı.
Hz.Süleyman'ın iktidarı (M.Ö. 10. yüzyıl ortaları) İsrailoğulları'nın siyasi tarihinin zirvesini oluşturur. Hz.Süleyman, Hz.Davud tarafından fethedilmiş, ülkenin dışına taşan toprakların kontrolünü kaybetmesine rağmen ekonomik düzenlemeler açısından inanılmaz bir başarı gösterdi.
Akdeniz ticaretinin can damarını kontrol eden Fenike'deki Hiram ve Sur şehirleri ile birlikte uzak diyarlara ekonomik seferler düzenledi.
Muhtemelen bir doğu Afrika ya da Hindistan şehri olan Ophir'den altın, tavuskuşu, sandal ağacı gibi değerli malları Filistin'e getirdi.
Güney'de Saba'ya (Yemen) kadar ulaştı ve buradaki Araplarla ticaret yaptı.
Bu ticari gelişmeler, gemi teknolojisindeki yenilikler ve Arap devesinin evcilleştirilerek kervanlarda kullanılması ile mümkün oldu.
Süleyman Akaba Körfezi yakınında büyük bir kale ya da depo inşa ettirdi.
Bu dönemde zarif ve detaylı bir mimari örneği sergilenmiştir.
Hz.Süleyman gösterişli bir kraliyet sarayı ve Kudüs Tapınağı'nı inşa ettirdi.
Birçok kasabayı surlarla çevirdi.
En çok bilinenleri Megiddo, Hazor ve Gezer'dir.
Hz.Süleyman dönemindeki mimari harcamalar ekonomiyi oldukça zorluyordu.
Ticaret gelirleri ve vassal eyaletlerin haraçları masrafları karşılamıyordu.
İsrailoğulları hem zorunlu işçi ordularında kullanılıyor hem de çeşitli vergilerin altında eziliyorlardı.
Bu şartlar göz önüne alındığında, Büyük Kral'ın ölümünden sonra kuzeydeki İsrailoğulları'nın isyan etmesi ve Birleşik İsrail Krallığının parçalanması hiç de şaşırtıcı değildir.
İsrail Krallığı'nın kalıntıları iki yüzyıl daha ayakta kaldı.
Bu arada yine İsrail Krallığı gibi Yehova'ya inanan ve Musevi geleneğinden gelen güneydeki küçük Yehuda Krallığı ile dönem dönem savaşlar gerçekleşti.
Yehuda Kralı Asa, büyüyen Şam Krallığı ile ittifaka girdi.
Bu durum Yehuda üzerindeki İsrail baskısını azalttı.
Şam, İsrail'e saldırdı ve Şeria Nehri doğusu ile Yarmuk Nehri kuzeyindeki toprakları ele geçirdi.
Şam ile İsrail arasındaki uzun süren savaşlar, Asurluların M.Ö. 732'de Şam'ı ele geçirmesine kadar devam etti.
Not:Bu bilgiler İslami Kaynaklardan alınmamıştır. Dolayısıyla Hz. Davud ve Hz. Süleyman ile ilgili bilgilerde yanlışlık olabilir.
Suriye'den gelen Aram halkının akınları Hz.Davud'u Aram eyaletlerini kuzeyde Orontes Nehri üzerindeki Hamas sınırına kadar ele geçirmek zorunda bıraktı.
Doğu'da Fırat Nehri'ne kadar olan Suriye Çölü'ndeki göçmen halklar üzerinde gevşek bir hakimiyet kurdu.
Hz.Davud, krallığında Mısır benzeri bir idari yapı kurdu ve nüfus sayımı yaptırdı.
Planlarını gerçekleştiremeden öldü ancak yerine geçen Hz.Süleyman bunları tamamladı.
Hz.Süleyman'ın iktidarı (M.Ö. 10. yüzyıl ortaları) İsrailoğulları'nın siyasi tarihinin zirvesini oluşturur. Hz.Süleyman, Hz.Davud tarafından fethedilmiş, ülkenin dışına taşan toprakların kontrolünü kaybetmesine rağmen ekonomik düzenlemeler açısından inanılmaz bir başarı gösterdi.
Akdeniz ticaretinin can damarını kontrol eden Fenike'deki Hiram ve Sur şehirleri ile birlikte uzak diyarlara ekonomik seferler düzenledi.
Muhtemelen bir doğu Afrika ya da Hindistan şehri olan Ophir'den altın, tavuskuşu, sandal ağacı gibi değerli malları Filistin'e getirdi.
Güney'de Saba'ya (Yemen) kadar ulaştı ve buradaki Araplarla ticaret yaptı.
Bu ticari gelişmeler, gemi teknolojisindeki yenilikler ve Arap devesinin evcilleştirilerek kervanlarda kullanılması ile mümkün oldu.
Süleyman Akaba Körfezi yakınında büyük bir kale ya da depo inşa ettirdi.
Bu dönemde zarif ve detaylı bir mimari örneği sergilenmiştir.
Hz.Süleyman gösterişli bir kraliyet sarayı ve Kudüs Tapınağı'nı inşa ettirdi.
Birçok kasabayı surlarla çevirdi.
En çok bilinenleri Megiddo, Hazor ve Gezer'dir.
Hz.Süleyman dönemindeki mimari harcamalar ekonomiyi oldukça zorluyordu.
Ticaret gelirleri ve vassal eyaletlerin haraçları masrafları karşılamıyordu.
İsrailoğulları hem zorunlu işçi ordularında kullanılıyor hem de çeşitli vergilerin altında eziliyorlardı.
Bu şartlar göz önüne alındığında, Büyük Kral'ın ölümünden sonra kuzeydeki İsrailoğulları'nın isyan etmesi ve Birleşik İsrail Krallığının parçalanması hiç de şaşırtıcı değildir.
İsrail Krallığı'nın kalıntıları iki yüzyıl daha ayakta kaldı.
Bu arada yine İsrail Krallığı gibi Yehova'ya inanan ve Musevi geleneğinden gelen güneydeki küçük Yehuda Krallığı ile dönem dönem savaşlar gerçekleşti.
Yehuda Kralı Asa, büyüyen Şam Krallığı ile ittifaka girdi.
Bu durum Yehuda üzerindeki İsrail baskısını azalttı.
Şam, İsrail'e saldırdı ve Şeria Nehri doğusu ile Yarmuk Nehri kuzeyindeki toprakları ele geçirdi.
Şam ile İsrail arasındaki uzun süren savaşlar, Asurluların M.Ö. 732'de Şam'ı ele geçirmesine kadar devam etti.
Not:Bu bilgiler İslami Kaynaklardan alınmamıştır. Dolayısıyla Hz. Davud ve Hz. Süleyman ile ilgili bilgilerde yanlışlık olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
muzafferbadem@hotmail.com