3 Şubat 2011 Perşembe

Antik Mısır'da Mimari

Piramitler dünyanın tek ayakta kalan yedi harikasından biridir. Piramitlerin en büyüğü Firavun Keops’un kendisi ve karısı için yaptırdığı Gize’de yer alan Keops Piramidi’dir. Bu piramidin inşası için iki milyon üç yüz bin taş blok kullamılmıştır. Herodotos’a göre bu piramidin tamamlanması 20 yıl sürmüştür. Piramitin inşasında çalışanlar köleler değil, ziraatla uğraşan Mısırlı yerli halktır. Bu nedenle, ziraat işlerinin yoğun olmadığı zamanlarda inşaat yapılabiliyordu.

Eski Krallık Dönemi’nden sonra ise piramit yapımı durmuştur. Güçlü bir konumları olan valiler (vezirler), firavun iktidarına karşı her zaman alternatif iktidar adayı durumundaydılar. Bu valiler, elde edilen zenginliklerin halkın refahı için kullanmak yerine piramit yapımı için kullanılmasına karşı çıktılar. İsyan eden valiler dolayısıyla 4. Hanedan yıkılmış ve Eski Krallık Dönemi sona ermiştir. Halkın hoşnutsuzluğuyla ilgili efsaneler Yunan tarihçilerin eserlerine de yansımış, İ.Ö. 1.yüzyılda yaşamış olan Diodorus, firavun mumyalarının soylu Mısırlı aileler tarafından piramitlerden aşağıya atıldığını anlatmıştır.


Piramitler, Antik Mısır mimarisi dünyanın en ünlü yapılarının bir kısmıdır: Gize Piramitleri ve Karnak tapınakları gibi. Devlet tarafından finanse edilen dini ya da anıtsal amaçlı inşaat projeleri organize edildi. Fakat tüm bunlar esas olarak, firavunun gücünü pekiştirmekteydi. Eski Mısırlılar basit ama etkili aletler ve ölçüm araçlarıyla çalışan usta inşaatçılardı ve mimarları, büyük taş yapıları kesin doğru bir biçimde inşa edebiliyorlardı.
Gerek seçkin, gerek sıradan Mısırlıların oturdukları konutlar, kerpiç ve ahşap gibi dayanıksız malzemelerden inşa edildiği için günümüze ulaşamamıştır. Köylüler basit evlerde yaşarken varlıklı sınıfların evleri daha özenle inşaa edilmiş ve daha fazla ayrıntılıyla donatılmış yapılardı. Günümüze ulaşan Malkata ve Amarna'daki gibi birkaç kraliyet sarayı, zengin bezemeli duvarları ve havuzlar, insan, kuş tanrı ve tanrıça motifleri, geometrik desenleriyle dikkati çeker.  Tapınak ve mezar gibi önemli yapılar, sonsuza dek ayakta kalması istenerek kerpiç yerine taş kullanılarak inşa edildi. Bu dünyanın ilk büyük ölçekli yapısı olan Zoser'de, papirus ve lotus desenli sütun ve kirişleri içeren mimari unsurlar kullanıldı.

Günümüze kadar ayakta kalan en eski mısır tapılanları, örneğin Giza, tavan örtüleri sütunlarla desteklenen ayrı salonlardan oluşur Yeni Krallık döneminde mimarlar anıtsal kapılar, açık avlular ve etrafı çevrili, tapınakların kutsal mekanlarına sütunlarda desteklenmiş tavanlar eklediler. Bu mimari stiller, Yunan ve Roma dönemlerine kadar değişmeden kullanıldı.  Eski Krallık döneminde en yaygın ve en eski mezar mimarisi olan mastaba, kerpiç ya da taş bir yeraltı mezar odasının üzerinde inşa edilen bir düz çatılı dikdörtgen yapı şeklinde inşa edilmekteydi. Zoser'in basamaklı piramidi, birbirinin üstüne inşa edilen bir dizi mastabadan oluşmaktadır. Piramitler, Eski Krallık ve Orta Krallık dönemleri boyunca inşa edildiler. Fakat daha sonra firavunlar, daha az göze batan kaya mezarları tercih ettiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

muzafferbadem@hotmail.com