Eski Mısır kültürü ve anıtları, dünya üzerinde kalıcı bir miras bıraktı. Örneğin tanrıça İsis kültü, dikilitaşlar ve diğer taşınabilir eserler, götürüldüğü Roma İmparatorluğu'nda popüler oldu. Romalılar da Mısır'dan Mısır tarzı yapılar kurmak için inşaat malzemesi ithal ettiler. Erken dönem tarihçilerinden Herodot, Strabon ve Diodorus, gizemli bir ülke olarak gördükleri Mısır üzerinde çalıştılar ve yazdılar. Orta Çağ ve Rönesans boyunca Mısır'ın pagan kültürü geriledi. Sonra Hıristiyanlık ve ardından İslam yaygınlaştı. Fakat ortaçağ bilim adamlarının yazılarında eski Mısır'a ilgi devam etti. Örneğin Dhul-Nun al-Misri ve al-Maqrizi gibi.
Avrupalı seyyah ve turistler, 17. ve 18. yüzyıllarda Mısır'dan antika eşyalar getirdiler ve gözlemlerini, izlenimlerini yazdılar. Böylelikle Avrupa'da Mısır'a yönelik bir ilgi yayılmaya başladı. Bu yeni ilgi Mısır'a koleksiyoncuları çekti. Sonuçta Mısır'dan çok değerli antik eserler çalındı, satın alındı ya da verildi. Her ne kadar Mısır'da Avrupalı sömürgecilerin istilası, ülkenin tarihi mirasının büyük bir bölümünü tahrip ettiyse de bazı yabancıların Mısır'a olumlu yönde etkileri de olmuştur. Örneğin Napolyon Bonapart Mısır bilimdeki ilk çalışmaları düzenledi. Yaklaşık 150 bilim adamı ve sanatçıyı, Mısır tarihi üzerinde çalışmaları ve belgelemeleri için Mısır'a getirdi ve bu çalışmalar daha sonra Description de l'Ėgypte adıyla yayımlandı. 19. yüzyılda Mısır Hükümeti ve arkeologlar, kazılarda bütünlüğün ve kültüre saygının önemini aynı şekilde fark ettiler. Eski Eserler Yüksek Konseyi şimdi hazine yerine bilgi bulmayı amaçlayan tüm kazıları onaylamakta ve izlemektedir. Konsey ayrıca, Mısır tarihi mirası korumak için tasarlanmış müze ve anıt yeniden inşa programları denetlemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
muzafferbadem@hotmail.com